ALİ TEZEL NE DEMİŞTİ?
Sosyal güzenlik uzmanı Ali Tezel, Soma faciasıyla ilgili yaptığı açıklamada "Şu an içinde işçi olan beş galeriden ikisine hiç ulaşılamamış. Ancak yangın sönsün diye içeriye küllü su basılıyor, betonlaşsın diye. Yani, içerdeki yaklaşık 450 işçinin artık çıkarılma şansı kalmadı... haklarında gaiplik kararı verilecek..." ifadelerini kullanmıştı. Tezel'in bu iddiası büyük yankı uyandırmıştı.
Bakan Çelik'in açıklamalarından satırbaşları;
Ölüm aylığı 5 yıl sigorta 9 ay prim. Van depreminde bazı düzenlemeler yapmıştık. Arkadaşlarımız teknik düzeyde. Ölüm aylığı ile ilgili çalışma yapıyoruz. Yasal boyutuyla şehitlerimize bir defaya mahsus 415 TL cenaze yardımı ödemesi yapılacaktır. SGK Manisa İl Müdürlüğü yapıyor bu işleri. Diğer illerde irtibatlı bir şekilde. Bizzat şehit yakınlarının evlerine gidilerek buradaki işlemler evlerinde kendilerine teslim edilecek. Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak bu ocakta müfettişlerimiz çalışmalara başlamış durumda. Bu incelemelerle ilgili tam bir rapor yok ortada. Ocak incelemeye hazır hale gelir gelmez. Dün müfettişler oraya indi. Ortaya çıkmış bir rapor yok ortada.
"EL İNSAF DİYORUM"
Burada bir kriz masası oluşturduk. Bir merkezden yürütülüyor çalışmalar. Çok sağlıklı bir şekilde çalışıyoruz. Şeffaf bir şekilde bilgilendiriliyor insanlar. Ocakta kaç kişi varsa durum ondan ibaret. Bunun dışında bütün haberler Suriye örneği gibi değil. Spekülatif haberler kamuoyunu yanlış bilgilendirme istenmeyen bazı tepkiler olur. Bunlar doğru bilgiler değil. İtibar edilmesi kriz masasından gelen bilgilere. Kim nerede görmüş? Bilgi belge varmış. El insaf diyorum. Medyanın görevi bu değil. Kriz merkezinden gelecek olan bilgiler esas bilgilerdir. Her saat bu açıklamalar yapılır.
"KEŞKE YAYGIN TARTIŞABİLSEYDİK"
300 kişi hayatını kaybetmiş. Burada idari adli soruşturma yapılır. Mevzuatın tamam olması demek? Bu işin sahibi var, çalışanı var. Nerede bir arıza var ise orada bir arıza sorun alanı var demektir. İş Sağlığı Güvenliği yasası 2012 yılında işçi ve işverene söylüyorum çok zor çıkardık bu yasayı. Türkiye ilk kez 2012 yılının ortalarında bir iş sağlığı güvenliği yasasına kavuştu. Bu Türkiye’nin dört bir tarafında farkındalık oluşturmak istedik. Keşke bütün kesimler iş sağlığı konusuna duyarlılığı en az bugüne yakın gösterselerdi. Keşke yaygın tartışabilseydik.
"2 YILDIR GÜNDEMİMİZDE TAŞERON YASASI VAR"
Dört gün içinde 400’ün üzerinde haber oldu Soma. Normal zamanda böyle haberler yoktu. Normal zamanlarda madenlerin daha ayrıntılı konuşulması lazım. Bizim çalışma bakanlığı tarafların olduğu bir bakanlık. Tam iki yıldır gündemimizde taşeron yasası var. Taşeronluğun sömürüye dönüştüğünü söyleyen bir bakanım ben. Bunun tarafları var ama. İş verenler var, odalar var, işveren sendikaları var. Bunu bir an önce çıkarmak gerekiyor. Çalışma koşullarının sağlıksızlığı olmaması için bu ve benzer çalışmalar bitirilmeli. Bugün bir savunma günü değil. Ama bu işleri bilen biri olarak söylüyorum; Keşke bunların hiç biri olmasaydı da bu acı hadise olmasaydı. Buradaki konuşmalar da olmasaydı. Öyle bir tablo ki bu. Söylenecek fazla bir şey yok.
"KİMSENİN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKILMAMIŞ"
Bizim iş sağlığı yasamız AB mevzuatına uygundur. Eğitimler acil durum planlanması. Acil bir durum meydana gelirse ne olacak? Ne yapılacak? Bunun uygulama zorunluluğu var. Savcı bey bu çalışmayı yaparsa bunun uygulamasına bakılması lazım. Olay meydana gelirse nasıl müdahale edilecek? Bunun programlanması yapılması yazım. İş güvenliği uzmanları var. 24 saat eksiklikleri takip edecek. Periyodik denetimler var. 8 kez ocakta denetim yapılmış. 2 yılda 16 teftiş yapılmış bu madene. Eksiklerin giderilmesi eğer eksiklerin konumu çok farklıysa ocaklar kapatılmıştır. Kimsenin gözünün yaşına bakılmamış. Hangi koşullarda maden kapatılır belli. Mevzuatta eksiklik yok demek değil. Kendini yenilemesi gerekiyor.
Editör: Haber Merkezi
