Türkiye terk ettiği coğrafyalar üstündeki tasarruflarını öteden beri bir devlet politikası cihetiyle açık ya da kapalı sürdürmede hep mütereddit davranmıştır.

Özellikle Atatürk'ün vefatından sonra devlet gücünü elinde bulunduran zevatlar, adeta dış Türklere körleşmiş, Türk milletini sadece Anadolu coğrafyasında var saymıştır.

Bu tespiti yaptıktan sonra günümüze gelelim...

Daha düne kadar Türk milleti gerçekliğini hakiki bir mevcudiyet olarak zihinlerinde var kılmakta eziyet çekenler, gelinen süreçte gerçeklerle yüzleşmişlerdir.

Milletin yekpareliğini, onun ismini az telaffuz etmekte görenler, kazın ayağının hiç de öyle olmadığını yönetirken acı tecrübeyle gördüler.

Bize zaman ve mevzi kaybettirse de bu tutumları, yine de istenilen idrake varmış olmaları her şeye rağmen memnuniyet vericidir.

Türklük bilinciyle şuurlu olarak bu toplumu özüyle buluşturan çok insan gelmiş geçmiştir. Ama Karamanoğlu Mehmet Bey, zamanının şartlarını dikkate aldığımızda bir bayrak şahsiyet olarak zikredilmesi gereken en önder isimdir.

Sonrasında Ziya Gökalpler, Ömer Seyfettinler, Atatürkler, Alparslan Türkeşler, Devlet Bahçeliler bir silsile halinde yaşadıkları dönemlere bu manada damga vurmuşlardır.

Bugün Yasin Aktayların, Bülent Arınçların, Hüseyin Çeliklerin kumpasından çıkmayı başaran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da bu manada Türk milleti şuuruna ulaşmış cenaha dahil etmek hakkını teslim etmek olur.

İslamı bir sper kullanarak; kanıyla, canıyla ismini bu topraklara ebedi bir mühür olarak vurmuş Türk milletini, esamisi okunmayan etnisiteler yüzünden "millet" olarak kimliksiz kullandıranlar, birkaç yıldır Cumhurbaşkanı'nın göğsünü gere gere Türk milleti demesi karşısında kudurduklarını ama renk vermediklerini biliyorum.

Aşını, taşını, başını verdiklerimiz bugün gavurdan cesaretlenerek devlet kurma emeliyle etrafı velveleye vererek tarihte başarılmamış bir ırkçı rüyayı gerçek kılmak istiyor.

Türk milleti; bekasına kasteden, görünürde Kürt aslında ikinci İsrail'i asla etrafında peyda etmeyecektir. Ne pahasına olursa olsun bu asla vuku bulmayacaktır.

Hele FETÖ denen yapı devre dışı kaldıktan sonra onun peydahladığı ajanlar devleti yöneten şahsiyetlerin etrafından sökülüp atıldıktan sonra kesinlikle Türk milletinin arzusunun dışında bir olgunun hayatiyet kazanması bu aşamadan sonra mümkün değildir.

Yani bu tür düşünceler artık ham hayal olmuştur.