Bilimsel makale fakiri akademisyeninden tutun da… Uluslararası PISA testi sonuçlarına göre; Bilim, Matematik ve Okumada 72 ülke arasında 50.nci sırada yer alışımızı hayra yorup; ”Bütün Matematik sorularını çözdü ama bir şey olamadı. Diğer yanda hiçbir Matematik sorusunu çözemedi ama hayatta başarılı oldu. Hangisini tercih edersiniz” diyerek, Başarının Tarifini yapıp, içimize su serpen Milli Eğitim Bakanına!..

Ve okullarda yükselen deizm dalgasını işaret edip, ilkokul düzeyine inen uyuşturucu satışı ve çığ gibi büyüyen çocuk istismarlarından bihaber siyaset esnafına değin hiç kimse Her ne hikmetse? Milli Eğitim Bakanlığı, bünyesinde etkinliğini zımmen sürdüren etkileyişim odaklarını! ve yap-boz tahtasına dönen eğitim sistemini bir türlü sorgulamıyor, sorgulamak istemiyor

Oysa geleceğimizi kurgulayıp, eğitim-sağlık-ekonomi-siyaset-savunma gibi devletin can alıcı alanlarına yapılan müdahalelerin hiçbiri tesadüfen gelişip, başımıza musallat olmadı.

Avusturya’nın Tirol bölgesinde, sözüm ona Dünya Güvenliği ve Çözümleri adına! Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen; karar merciindeki ”başbakan, bakan, iş adamı, gazeteci ve liberal aydın” dan oluşan, 60 delegenin katılımıyla, uzun erimli ve tartışmalı oturumlar düzenlendi. Sonunda her zaman olduğu gibi toplantı içeriğinin kimseyle paylaşılmayacağına dair yemin edildi!.. Gelin bundan sonrasını, kendi aralarında durum değerlendirmesi yapan organizasyon yöneticilerinin ibretlik diyaloğundan izleyelim.;

“… Sayın Bakan, lakin yemin etmeden evvel öğrenmek istediğim bir şey var. Kamuya yansıdığı kadarıyla toplantıyı bazı ülkelerden gazeteciler de izledi, onlara da yemin ettirildi mi?..

-The New York Times ve Washington Post’un yöneticilerine bile…

Ya Ortadoğu ülkelerinden katılan patronlar ve gazeteciler?

-Hepsine!  Üstelik; Gizli görüşmelerimizin yazılması yahut halka duyurulması halinde başlarına neler geleceği de anlatılarak! Yoksa kurmak istediğimiz Dünya Hükümetini nasıl yönetebiliriz?

O halde bende gönül huzuruyla yemin ederim ki burada konuştuklarımızı kırk yıl kimseyle paylaşmayacağım!.. Peki ya insanlığın karşı karşıya olduğu sorunlar ve dünya güvenliği, sayın Bakan?

-Her zaman olduğu gibi ana gündemimiz bu idi, hanımefendi. Dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir sorun, kişi yahut devlet ölçeğinde, herhangi birimizin varlığını tehdit eder duruma geldiğinde en etkili cevabı uygulamaya koymak üzere net ve kesin bir karar alındı.

Elbette çeşitli ülkelerin Ekonomik ve Siyasi yapılanmaları tartışılıp muhtemel çatışma ve savaş hallerinde Savunma Sanayiine yapacakları yatırımlar, bunların grubumuza getirileri tüm detaylarıyla değerlendirildi, fikirler üretildi…

(Bakan hanım ”dünya güvenliği” diye tekrarladıkça, muhatabı, yeryüzünün gelmiş geçmiş bu en büyük yalanıyla insanlığın aldatılmaya devam edeceğini düşünmekten kendini alamıyor; yine de onu büyük bir ciddiyetle dinliyordu.)

Dünya Güvenliği için Doğu-Batı karşıtlığı ve Medeniyetler Çatışmasıyla ilgili planlar da gözden geçirilmiştir umarız?

-Elbette Kardinal, küresel tehlikelere karşı elbette bunu da müzakere ettik. Olimpos eteklerinde kimlik kazandırılan ve Euro sayesinde bir arada tutulan Avrupa’nın Doğu tehdidini sürdürmesine dair planlar,

… Hepsi güncellendi. Doğu’nun bütün zenginliklerinin ELE GEÇİRİLMESİ, Tarih, Sanat ve Kültür eserlerine EL KONULMASI, el konulamayanların YOK EDİLMESİ gibi uygulamalar yine devam ettirilecektir.

Yeni stratejimiz Doğu’nun medeniyet üstünlüğünü gösteren her fikir, olay, eser ve anlayışların derhal YOK EDİLMESİ tezine dayanmaktadır. Batının Yunan mitolojisi üzerinden sağladığı medeniyet üstünlüğü Sümer’e yahut Bağdat’a, İstanbul’a yahut Tahran’a kaptıramayız. Kaptırırsak dünyayı yönetme erkimiz zaafa uğrar, mağlup oluruz.

Sloganımız ‘Doğu Asla Uyanmamalı, Doğu asla başarmamalı. Doğu asla kendine gelmemeli! Bunun için Doğu devamlı savaşmalı; mümkünse birbiriyle.’ Şeklinde özetlenebilir… Siz Doğu’dan kastımı şimdilik İslam olarak anlayabilirsiniz. Rusya ve İsrail ise bu çatışmanın Truva Atlarıdır. Geleceğin dünyasında, belki Avrupa Birliği dağıldığında nüfus dengeleri, ekonomik dengeler, siyasi ve askeri dengeler hep zıtlık üzerine ikame edilecektir…

… Bu görüş toplantıya katılan bütün Avrupalı üyelerin ortak fikridir ve Doğulu delegelerimizden bu konuda teşvik ve yardım sözü alınmıştır. Ortadoğu bölgesinde halen GİZLİ destek verdiğimiz savaşların devamına, o savaşlar için yapılan YATIRIMLARIN arttırılmasına, etnik yapılar üzerinden yeni Millet ve Kimlikler oluşturulmasına,

… Lider durumuna yükselmekte olan bölge ülkelerinde TERÖR ve TEDHİŞ eylemlerinin tırmandırılmasına, Arap ülkeleri arasında kardeşlik bağlarını zedeleyici kutuplaşmalar oluşturulmasına karar verildi… ”(*)

İnsan özgür doğar, oysa dünyanın her yerinde zincire vurulmuştur. Özellikle de bereketli Ortadoğu topraklarında… evlatlarının kanıyla yoğrulup, Anaların ağıtları gözyaşlarına karışırken, uzaklarda kanı bitlenenler dünyasında birilerinin Cüzdanları kabardı her dem…

Daha dün, düzmece Kimyasal silah gerekçesinin ardına sığınan Harami Koalisyonu o bilindik haydut tavrıyla kara saçlı, kara gözlü çocukların tepesine bomba yağdırdı… Projeciler bu kıyımın adını, Dünya Güvenliği ve Yeni Dünya Düzeni diye yutturmak isteseler de, onca kan ve gözyaşı üzerine temellenen bu saldırının enerji alanlarına el koyma histerisinin, en ahlaksız dışavurumu olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir asla.

Gecenin bir saatinde, bomba sesleriyle apansız uyanan bir çocuğun gördüğü düştür BARIŞ… Çocuklara kıymayın efendiler. Kardeşlik ve Barış duygularıyla sarmal bir hafta dileklerimle.

(*) – ABUM RABUM- İskender Pala