2018…

Heybene doldur barışı

Harla yorgun umutlarımızı

Geleceksen de

Güzelliklerinle gel. (*)

“Gelen gideni aratır” öngörüsünün, hiç olmazsa bu kez tekrarlanmayacağı Yeni bir Yıl düşlemek istiyorum. Zira giden yıldan davacıyız biz! Hem 2017’den, hem de ardılı olduğu diğer yıllardan… Kin ve nefret yağdırdılar gezegenimize hoyratça;

Terörün çevreden merkeze (gözetenler eliyle)  itinayla taşındığı bir yıl oldu 2017, gözyaşı ve ağıt yılı…Bitmeyen hırslarıyla gözü dönmüşlerin yılı.

Her dile çevrilen ağıtları kendi dilimize çevirdiğimizde, bizler de nasibimize düşenleri aldık bu kötülüklerden;

Silahlar denendi, soysuz bombalar ve kanlı-kirli para…

Varsılın daha varsıl, yoksulun daha yoksullaştığı… Milli gelirden payına düşeni çöp konteynerlerinde arayanların, açlık sınırının altındaki ücreti alkışlarla karşıladığı çelişkiler yılı.

Çocukların cesetleri kıyıya vurdu, paramparça gencecik bedenlerin yanı başına. Kudurdukça kudurdu insafsız yıl…

Ne de çok  dişlerini geçirdi kadınların bedenlerine bilmem kaç bıçak darbesiyle ve ironi yaparcasına katillerin kravatı,  geçirildi hukukun boynuna pervasızca!

Belleklerden silinmesi gereken bu kötülükler yılının ardından yas tutacak değiliz. Cehennemin sonuna kadar yolu var, varsın tarihin çöplüğündeki yerini alsın.  Çünkü, halen kan damlıyor yüreklerden…

Halen terörün sırtından geçinmek isteyenlerin çapraz ateşinde kurulan cümleler kan kokuyor ve halen tüm dünyada doyumsuz ihtiraslar uğruna insanlar cansız düşmekte toprağa. Emperyalizm ve işbirlikçilerinin soysuz siyasetinin bedelini canlarıyla ödüyor masum insanlar… kendi iradesini dayatırken zorbalar!

O yüzden yeni yılın; Aydınlık, sağlık, barış ve huzur getirmesini diliyorum. Vicdanı ve İnsanlığı yeniden bulduğumuz bir kutlu yıl…

Hayal edelim ve dünyaya barış dileyelim. Açlıktan, soğuktan, savaşlardan çocuklar, insanlar ölmesin diyelim.

Kadının eziyete, tacize, tecavüze uğramadığı, tozpembe sevdaların yaşandığı, sevgi yoğun bir yıl dileyelim.

İnsanların birbirini tepelemek için fırsat aramayıp, kardeşlik duygularıyla kucaklaştığı, üzerimizde salt yıldızların dans ettiği,

Havai fişekler dahil hiçbir patlayıcının – bombanın patlamadığı,

Yeşilin çocuklarımızın emaneti bellenip, canına okunmadığı,

Tarihe, Kente, kent dokusuna gereken hassasiyetin gösterildiği,

Şehir magandalarından arındırılmış, trafikte korna çalmayacak nezakette sürücülerin bulunduğu,

Yurttaşa hizmetin baş tacı edildiği, Sömürünün her türünden azade bir yıl dileyelim.

Ve elimde sihirli bir değnek olsa, ah bir olsa!.. onu en son nereye uzatırdım? O da bana kalsın sevgili sayfa dostlarım.

Umudun ve Coşkunun harlandığı, Mutlu, Huzurlu, Barış yoğun Nice Yıllara…

(*) Emel Kargaoğlu