Bu hafta size iktisattan bahsetmek istiyorum.

Hani deriz ya “iktisatlı olalım” diye!

İktisadın temeli ekonomidir.

Ne kadar ekonomik bir toplumuz orası tartışılır...

Ekonomide sıkıntı var gözükse de bir şekilde alış veriş yerleri inanılmaz bir kalabalıkta, okullar açılacak çoğu veliler çocuklarını özel okullarda okutma düşüncesinde ve hazırlığında.

Aileler isteklerinden çok ödün vermediği görülüyor.

Öyleyse kriz dediğimiz; her isteğimiz olsun döngüsünde yaşadığımız sıkışma mıdır, yoksa gerçekten de geçinme adına yaşadığımız zorlanma mıdır ikilemi arasında sıkışmış vaziyetteyiz.

Bu bağlamda asıl olan ülkenin ekonomisindeki zorlanmanın halkın geçimine yada yaşantısına olumsuz etkide bulunması olarak kabataslak bir yorum yapabiliriz.

Ama olayı genişletirsek daha iyisi daha güzeli gibi kavramlara takılarak yapılan sıkışmaları ben kriz olarak değerlendiremiyorum.

Herkesin evine aş, çocuğuna eğitim verebildiği süreçte başlıyor kriz sözcüğünün dilimize pelesenk olmadığı anlar.

Avrupa ülkeleri olma konusunda ilerlerken elbette gerek teknolojik gerek eğitim gerekse  haberleşme alanında ve aklıma gelmeyen bir çok sektörde ilerleme kat ediyoruz lakin toplum olarak bu gelişmeye yetişmeye çalışırken bütçe farklılıkları sebebiyle kendimizi “kendimize” göre ayarlamayı başarırsak sanıyorum ki gerçek kriz kavramını da aşmak adına bir adım daha ilerlemiş oluruz.

Elimizdeki imkan her ne ise ona göre yaşantımıza yön vermeyi bilmemiz gerek.

Zira malum yaz sezonundayız herkeste tatile gitme isteği, merakı ya da telaşı var.

Hepimiz güzel bir dinlenme, keyifli bir tatil geçirmeyi hak ediyoruz.

Beni şaşırtan ise bankadan borç alarak bu isteği gerçekleştirme adına girilen sıkıntı ne kadar mantıklı tartışılır.

Dolayısıyla ülkenin sıkıntılı anlarında oluşan pahalılığı göz önünde bulundurursak harcamalarımıza daha dikkat etmeliyiz düşüncesindeyim.

Aşağı yukarı bir kaç yıldır yaşadığımız kriz sebebiyle ülkemizin ister istemez baş etmek zorunda kaldığı devalüasyonu da düşünürsek bu zor süreci bilinçli davranarak atlatabileceğimize inanıyorum ki buna mecburuz.

Ben de naçizane bir siyasetçi olarak halkımızı ayırt etmeksizin hepimizin mutlu, huzurlu, bol kazançlı (helalinden) bir yaşam sürmemizi canı gönülden arzu ediyorum.