BARCELONA’YA GOL ATAN İLK TÜRK FUTBOLCUSU HAMDİ ASLAN OLMUŞTU

HER GOLÜMÜ ANLATIRIM O GOLÜ ANLATAMAM​

“ O şekli nasıl aldığımı bilmiyorum. tarzım değil, yarım vole topa vurmak. öyle bir gol hayatımda hiç yok. televizyonda gördükten sonra hayret ettim. Ben öyle nasıl döndün, nasıl vurdum diye”

Aldığı az ücretle yetinen ,mütevazi tavırlarıyla hiç öne çıkmayan, belki de bu yüzden Trabzonspor ‘a yaptığı büyük katkıları hep gözden kaçan, efsanelerden bahsedilirken adı hiç gündeme gelmeyen, dolayısıyla kıymeti yeterince bilinmeyen oyunculardan birisidir Hamdi Arslan. O dönem Trabzonspor’da bir başka Hamdi daha olduğu için Küçük Hamdi diye anılan bu oyuncu, kale hariç her mevkide, hem de hakkını vererek oynamış ender yeteneklerden biriydi.

***
Şimdi inanılmaz gibi geliyor ama,santrafora koyuyorsunuz, usta bir golcü.. Hem de öyle usta ki, çoğu maçta değişik mevkilerde forma giydiği halde sezonu 20 gol ortalamasıyla tamamlıyor. İhtiyaç oluyor Libero’ya çekiyorsunuz, hem top kesen, hem de bu topu en iyi şekilde oyuna sokan, İtalyanların ünlü Baressi’si gibi. Gol atamayınca ileri sürüyorsunuz maçı kurtarıyor. Öne geçince skoru garantiye almak için orta sahaya, defansa
çekiyorsunuz, hiç fark etmiyor.. Tek sıkıntısı vardı, o da Trabzonlu olması!.. Çünkü bizim çocukların en küçük bir hatası o zaman da anında göze batıyordu!..

ve tabi bu onları Trabzonspor’dan vaktinden çok erken koparıyordu. İşte bu Hamdi’nin böyle sessiz sedasız unutulmasına razı olmayan İlahi adalet,ona bir unvan vermeyi uygun gördü. O ‘da şu oldu ki; Trabzonspor 19 Eylül
1990’da Hüseyin Avni Aker’de Johan Cruyff'un yönetimindeki Barcelona'yı 1-0 mağlup ederek tarihindeki en büyük Avrupa zaferlerinden birine imza atarken, golü Hamdi Aslan göndermişti Dünya Devinin filelerine.. Hem de Trabzonlu bir futbolcu olarak 61. dakikada Şimdi bu golün ve rövanş maçının hikayesini usta futbolcudan 2003’’te Trabzonspor Dergisi için Behram Kılıç’a verdiği röportajdan öğrenelim:

YARIM VOLE VURMAK TARZIM DEĞİLDİ

Barcelona o zamanlar da korkunç bir takımdı. Onlarla oynamak bizim için inanılmaz bir duyguydu. Maçtan çok ümitli değildik. Ama iyi konsantre olduk, herkes kapasitenin üzerine çıktı. Kazandık. Gol 61. dakikada geldi.
Bana golü anlat diyorlar. Her golümü anlatırım ama o golü anlatamıyorum. O şekli nasıl aldığımı bilmiyorum. Tarzım değil, yarım vole topa vurmak. Öyle bir gol hayatımda hiç yok. Ben çalım atan bir oyuncu değildim. Golü seziyordum adeta ve gelen topa dokunuyordum. Televizyonda gördükten sonra hayret ettim. Ben öyle nasıl döndüm, nasıl vurdum diye. Hala herkes o golle beni anıyor. Çünkü bu golle Barcelona’ya gol atan ilk Türk futbolcusu oldum.

RÖVANŞTA 7 YEDİK GELDİK FENERE 5 ATTIK

Rövanşa lig maçında Galatasaray’ı 3-0 yenerek gittik. Otelde gazeteciler beni bekliyor. Bir sürü gazetecinin ilgisi var. İlk soruları Avrupa’da oynamayı düşünüyor musun? Ne Avrupa’sı. Nou Camp’a çıkacağız. Bir
gün önce idman yaptık. “Allah yardımcımız olsun” dedik. Bakınca sanki stat bitmiyor. Maçtan bir saat önce sahaya çıktık. Kimsecikler yok tribünde, sevindik. Sonra maç başladığında inanılmaz bir seyirciyle karşılaştık. Ne zaman geldiler, nasıl geldiler, bizde büyük bir şaşkınlık. Barcelona’lı oyuncularla çıkış tünelinde yan yanayız ve onlara imrenerek bakıyoruz. Onlar ise bağırıp çağırıp maça konsantre oluyorlar. Maç başlıyor. Hami bir sağ, bir sol çekiyor ve golü atıyor. Sonra benim bir pozisyonum var. Topla gittim, gittim ne oldu anlayamadım, top arkamda kaldı. Tecrübesizlik, 7-2 fark yedik. Özkan Hoca ikinci yarı bana dedi ki; “Seni libero oynatayım”  korkumdan “Sakatım” dedim. Çünkü maç bizim yarı alanımızda oynanıyordu. O maçtan sonra Kadıköy’e geldik. Fenerbahçe’yi 5-3 yendik.