KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’nde yaşanan sıkıntılar ayyuka çıkmış, durum felaket halde.

Başhekim dahi değişmiş olmasına rağmen hayretle izlemekteyiz ki yeni göreve soyunanlar da tabiri caizse durumun gafletinden sıyrılmak için hemen her şeyi devletten bekleyen bir anlayışla hastaneyi yönetmeye çalışıyor.

***

Bunu Başhekim Yüksel Aliyazıcıoğlu’nun sözlerinden anlıyoruz.

Aliyazıcıoğlu diyor ki “Devlet Malzeme Ofisi’nden malzemelerin temini ile ilgili bir çalışma var. Biz kurum olarak ihaleleri azaltacağız. İhtiyacımızı buradan sağlayacağız. İlacımızı malzememizi zamanında temin edebilirsek bizi mutlu eder. Bu firmalarla karşı karşıyayız.”

Ancak şunu söylemiyor Aliyazıcıoğlu, firmalarla karşı karşıya kalınmasının sebebi eski yönetimin hastaneyi yönetemeyişinden kaynaklıdır. Ve artık yönetmek de Aliyazıcıoğlu ve ekibinin görevidir.

Hikmeti, Devlet Malzeme Ofisi’nden bekleyerek sıkıntıyı çözmeye çalışmak kolaycılıktır.

***

Ve yine Aliyazıcıoğlu diyor ki “Hastanenin yaşadığı maddi sıkıntılara karşılık Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın öncülüğünde yapılacak olan çalışmayla 2020’nin mart ayında borçların sıfırlanması gündemde.”

Peki, hastaneyi çıktığı raya yeniden sokamayıp bakanlık desteği ile enkazdan kurutulacaksanız göreve neden soyundunuz?

Desteği bakanlık verdikten sonra o görevi herkes yapar zaten.

***

Her şeyi devletten bekleyen bu zihniyet, yarın Ankara’dan o hastane üzerinde içlerine sinmeyecek bir karar alınırsa onun da altına imza atmak zorunda kalacaktır.

Görünen acı gerçek de bu yöndedir.

***

Şunu da belirtmeden geçmeyelim.

Evet, Bakan Albayrak şehirde sıkıntı yaratan bu duruma eğilmiş, elinin taşına altına koymuştur.

Ancak en son Trabzon’ ziyaretimde medikal temsilcilerinin kendisine KTÜ ile ilgili feryat etmesinin ardından da üniversite yetkililerine sitemkar dille yapılan ödeneğin nereye gittiğini sormuştur.

Biz buna şahidiz.

Bilmem, üniversitenin kurtuluşunu devlete bağlayan başhekim de şahit midir?