Amerika mahkemeleri gerçekten Ayranoz kadısına benzer hukukçularla dolu. Türkiyede hukuksuz elde edilmiş delillerle kendi üstüne elzem olmayan meselelerden bir dava üretti.

Zarrab ve Banka Genel Müdür yardımcısı bahane...

Birinci amaç, Kürt koridoru yaratarak Akdeniz'e ulaşan bir peyk devlet oluşturmak için Türkiye'yi sıkıştırmak.

İkinci amaç ise Türkiye'nin itibarını zedelemek, Türkiye Cumhuriyeti'nin yöneticilerini aşağılamak, koparabilirse de yüklü miktarda bankalarımızdan tanzimat koparmak.

Hiç yargılama yapılmasına gerek yok. Hüküm de hükümlü de önemli değil.

Amerika'yı anlamak için Müsahipzade Celal'in Aynaroz kadısı eseriyle Dede Korkut Hikayelerinin meşhurlarından Deli Dumrul hikayesini sık sık okumak gerekir.

Ayranoz nerededir? Ayranoz gerçek bir yer midir, biraz bu konu üstünde duralım.

Aynaroz; Kuzeydoğu Yunanistan’ da, Makedonya Bölgesi’nde yarımadadır. Aynaroz Körfezi ile Orfani Körfezi’ni birbirinden ayıran yarımada, dar bir kıtaya bağlanır. Güney ucunda bulunan Athos Dağı (2.033 m), 9. yüzyıldan bu yana, Yunanistan’ın dinsel merkezidir.

Aynaroz’a ilk keşiş göçleri 9. yüzyılda başladı, 968’de Athanasios, Büyük Lavra Manastırı’nı kurdurdu. Sonra burası adeta manastırlar merkezi oldu.

En ilginç özelliği; bu bölgeye kadın cinsinin adım atmasının yasak olmasıdır.

1045’te çıkarılan bir fermanla kadınların Aynaroz’a girmeleri yasaklandı.

Dinsel amaç ya da bilimsel araştırma isteğiyle yalnız erkekler Aynaroz’a gidebilir.

Bugün de 1.500 keşiş sade ve dünyadan uzak bir yaşam sürerler, ekim yaparlar ve bazı el sanatlarıyla uğraşırlar.

Aynaroz’da Yunanlı keşişlerin yanında Rus, Bulgar, Sırp, Romen keşişleri de vardır.

Bu yerden etkilenip bir tiyatro eseri kaleme alan Musahipzade Celal eserinde kısaca şu konuyu işler. Bu eserde Hıristiyan ve Müslüman din adamlarının paraya ve kadına karşı tutkuları taşlanmış, adalet müessesesinin bozuk düzeniyle, bu düzeni temsil edenlerin hukuka ve ahlaka aykırı davranışları anlatılmıştır.

Yani Şeyhülislamın başkanlığındaki bir davada reşit olmamış bir Rus kızının mirasını manastırdan evvel ele geçirmeye çalışan bir Kadı'nın hileyle haklı çıkarılması hikaye ediliyor.

Bugün Amerika mahkemelerinin yaptıklarını o zaman Müsahipzade eserinde zem etmiş. Davalar başlamadan önce ilamı bellidir yani.

Coni'nin mahkemesi de öyle değil mi?

Türk milleti Amerika’nın, sembolik olarak da Aynaroz kadısının hükmüne boyun eğmeyecektir.

Hele hele Deli Dumrul tavrına asla rıza göstermeyecektir.