Batı ve ABD’nin İran’a petrol ambargosu başını sıkıntıya sokuyor.  
Batı ve ABD gerçek niyeti İran’ın petrolün kontrol etmektir.
İran’ın demografik yapısının karışıklığı, batının elini kolaylaştırıyor.
Bu yapıyı kaşıyarak Batı İran’ı karıştırmak için tüm enstrümanları kullanarak halkı, devrim muhafızları ve İran ordusunu karşı karşıya getirip bir iç savaş çıkartarak Libya, Mısır, Suriye ve Irak’ta olduğu gibi petrol yataklarının kontrolünü ellerine almak istiyor. Bakın Venezuela, ve İran dünyanın en zengin ülkesi olması gerekirken perişan. Bolivya’da da halk sokakta, niye? Dünya lityum rezervinin %60 ı Bolivya’da ve dünyada giderek artan kuru pil kullanımı pil cevheri lityum olduğu için bu değerin üzerine çökebilmek için Bolivya’yı da karıştırdılar. İran’da kargaşa sebebi olarak İran’ın petrol zammı gibi amma bu zamma sebep konulan ambargodan dolayı petrolünü Venezuela gibi satamayışıdır.
İran yönetimi yaptığı zamlardan elde edeceği farkı fakir ailelere dağıtacağını söylenesine rağmen halk yine de sokakta. Gerçek ise İran halkı bu ekonomik ambargolar yüzünden geçim sıkıntısı çekmektedir.
Halkın ayağa kalkması batı aklının bir sonuç provokasyonudur.
Esasen bu kalkışım, sonucun başlangıcıdır. Halk, geçim sıkıntısı dolayısı ile isyan edip huzur bulacağım zannederken eldeki bulgurdan da olacak haberleri yok. Libya, Irak, Mısır, Suriye vs. ortada. Sonuçta halk daha fazla perişan oldu. Yani çıkan iç kargaşanın halka hiçbir getirisi olmadı. Bakın Suudi Arabistan’da ve BAE’lerinde her şey gül gülistan. Neden? Çünkü ABD’ye ve Batı’ya teslim olmuşlar. İşte bu kargaşanın altında dünyayı idare eden bir üst akıl var. Bunları sıraladıktan sonra meseleyi Türkiye’ye getirmek istiyorlar.  Türkiye’nin cari açığının %80-90’ı petrol gideridir. Bugün Doğu Akdeniz’de dünyanın en büyük petrol ve doğal gaz yatakları var. Türkiye kendi topraklarında da önemli miktarda sondaj çalışmalarına başlamış kapatılan kuyu hikayelerini artık silmek üzere. Eğer Türkiye bu yataklardan kendisine yetecek petrolü bulup cari açığını sıfırladığı takdirde dünyanın en önemli ekonomik güçlerinden biri haline gelecek.  İşte batı bunu engellemeye çalışıyor. Kıbrıs ise bu konuda Türkiye için çok önemli bir emen taşıdır. Orada da bazı sesleri yükselttirmeye başladılar. Kim başlattı? O malum üst akıl Kıbrıs’ta bir şerefsiz çıkıyor ve sosyal medyalarda “Kuzey Kıbrıs Türkiye’nin işgali altında” diyebiliyor. Bunlar muhtemel kargaşanın tohumlarıdır. Fakat Türk devleti bu hareketlenmelerin farkındadır.
15 Temmuz ve mahut Gezi Parkı ihaneti bunların başarılı olamayan hareketleridir. Ülkemizde de bazı kafalar anlamadan bir yerlere uyarak “Açlık, ve geçim sıkıntısı sloganlarını kullanmaya başladılar.” Elbette ülke 3-4 sene öncesine göre ekonomik alanda biraz sıkıntı da ama bunun esas ateşinin Batı ve ABD üst akıllarından geldiğini rejim değişikliği hastaları da bunlara uyarak Türkiye’yi de gelecekte ki muhtemel zenginliklerden mahrum edebilmek için onları kullanıp ülkeyi karıştırmaya çalışmaktadırlar. Sokağa dökülenlerin hâli ortada. Önce halkın oyuna gelmemesi sonra da hükümetin bir an evvel işsizlik ve enflasyon meselesine el atması gerekir.