İŞKUR’un 31 Ekim 2017 tarihindeki verilerine göre Trabzon’da toplam 33 bin 902 işsiz bulunmaktadır ve bu rakamların yarısını 15-29 yaş aralığındaki genç işsizler oluşturmaktadır.

İşsizlerin öğrenim durumuna göre dağılımına baktığımızda ise Trabzon’da İŞKUR’a kayıtlı 3.800 ön lisans, 5 bin lisans, 139 yüksek lisans ve 6 doktora öğrenimli toplam 8.954 işsiz arkadaşımız bulunmaktadır.

Bu rakamları şu yüzden verdim arkadaşlar; genç nüfusta işsizlik oranı toplam işsiz sayısının yarısı, işsiz olan genç nüfusun yarısı da lisans, ön lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimi görmüş.

Eğitim ile istihdam paralel yönde ilerlemesi gerekirken durum pek de öyle değil! Genç işsizlik her geçen gün artıyor!

Peki sorun nerede?

İşçi de mi işverende mi?

Yoksa her ikisinde mi?

Bence sorun çift taraflı… İşverende de işçide de bazı eksiklikler söz konusu… O zaman bir işverenden bir işçiden başlayalım sorunlara…

Trabzon’daki ticari işletmelerimizin birçoğu kurumsallıktan uzak. Ya aile firması ya da küçük çapta iş yaptığı için iş bölümü oluşturmamış. Herkes her işi yaparım diyor. Nitelikli personel de bu nedenle bu tip işyerlerini tercih etmek istemiyor.

Lisans eğitimini tamamlayan arkadaşlarımızın bir kısmı CV hazırlamayı bilmiyor, mülakat teknikleri hakkında bilgisi yok, iletişimi güçlü değil, işverenle ya da insan kaynakları ile ne şekilde konuşacağını tabiri caizse kendini nasıl pazarlayacağını bilmiyor.

Asgari ücret ya da asgari ücret artı prim ya da asgari ücret artı prim artı yol artı yemek. Sizce çalışanın hak ettiği bu mudur? Bir departmana personel alırken şartlar herkes için aynı tutulabilir mi? Ticari işletmelerin ücret politikaları yok mudur? İşçi maaşının ne zaman ne miktarda artacağını bilmeyi hak etmiyor mu?

Ne iş olsa yaparım ama üniversite mezunuyum. Aslında masa başı iş olsa daha iyi olur. Sonuçta üniversite mezunuyum. Aslında benim de kafam karışık mezun oldum ama piyasada bu bölümün karşılığını bulamıyorum. Ben kimim, ne okudum ve ne iş yaparım. Gerçekten kendimi bile anlayamazken beni kim anlasın. Ve niceleri..

Kısacası işçinin de işverenin de kafası karışık. Aslında herkesin kafası karışık..

Hiç karşılaşmadınız mı şu cümlelerle; bir ebeveynden çocuklarımız meslek liselerine gitmek istemiyor, bir ustadan çırak bulamıyorum, bir gençten iş var da biz mi çalışmıyoruz, bir işverenden niteliklerime uygun personel bulamıyorum, bir öğretmenden öğrenci profili çok değişti, bir siyasiden her şey çok güzel ve daha da güzel olacak..

Artık bazı konularda kendimizi kandırmaktan vazgeçelim ve eğitim ve istihdam konusunu uzmanlarına bırakalım. 10 yıllık 20 yıllık hatta 50 yıllık eğitim sistemi kuralım. Gün aşırı değişen sistemde kafaların karışması sizce anormal bir durum mu?

Gençlerimiz geleceğimiz.. İş hayatına işsiz başlamasınlar..