İŞİ EHLİNE VERMEK!

Ben bunu bilir bunu söylerim. İşi ehline vereceksin ki istediğiniz randımanı alabilesiniz. Günümüzde bu öyle mi ? Tabii ki hayır. Kula kulluk etmek anlayışı geçmişte olduğu gibi şimdilerde de  günümüze hakim değil mi? 

Siz üzerinize bir marka şehrin sorumluluğunu almak yerine oturduğunuz koltuğu korumak adına  birilerine biat edip boyunduruğu altına giriyorsanız o şehre geçmiş olsun.  Ne bu saatten sonra o şehre bir şeyler verebilirsiniz ne de dışarıya karşı yaptıklarınızı vicdanen anlatabilirsiniz. Varlığınız yokluğunuzun belli olmadığı yerde sadece görüntü verirsiniz. Bundan da öteye gidemezsiniz.

Allah kimseyi bu duruma düşürmesin. Tabii ki bunu söylerken insanları rencide etmek gibi de bir derdim yok ama gerçekleri de dile getirmek gibi de bir sorumluluğumun olduğunu düşünüyorum.  Çünkü ben Trabzon sevdalısı bir bireyim. Beni rahatsız eden konu ‘iş bilenin kılıç kuşananın’ hakim olmadığı bir yapının birilerinin dayatmasıyla görevde olmasıdır.  

Her koltukta oturan için bu durum tabii ki söz konusu değil. Hakkı teslim edilecek tabii ki iş bilenler var. Bizim derdimiz iş bilmeyip kendini dev aynasında görmeye çalışanlarla. Onların Trabzon’a çok şey katmadığında… Hepimizin tek gayesi değil midir Trabzon’un cazibe merkezine dönüşmesi.  Bilmiyorum çok mu şey istiyoruz, elbette ki hayır. O partiden miş, şu partinden miş fişleme işini bırakalım. İşini iyi yapana hakkını teslim edelim.  Trabzon’un da spor kenti olduğunu  unutmayalım, o koltukta oturup, unutturanlara da gereken mesajı böylelikle verelim.

BENDE ORAYA GÖZÜMÜ DİKTİM

Her ülke kendine göre tarihi ile övünür. Kimileri ise tarihi yaşatma adına gözünü karartır 5 yıldızlı oteli ortadan kaldırır. Gelin size bunu bir örnekle açayım…. Bilmeyeniniz yoktur, İtalya’nın başkenti Roma tam bir tarih tutkunlarının vazgeçilmez  uğrak şehridir.

Buram buram tarih kokar ve tarihine sahip çıkmak için yetkililer ise kimsenin gözünün yaşına bakmaz. Ben bunu gördüm, bunu öğrendim. Bizimde yolumuz bir gün Roma’ya düştü. Rehber eşliğinde tarihi yerleri ziyaret ettiğimizde inanılmaz bir gerçek  yüzümüzü yüzümüze vuruldu. 

 Düşünebiliyor musunuz Roma Belediyesi bir otelin altında Roma İmparatorluğuna ait küçük bir kalıntı bulunmasının ardından kimsenin cesaret edemediği bir karara imza atıyor. 5 yıldızlı oteli yıkıp tarihi turistlerle buluşturuyor. Şimdi gelelim asıl meseleye. Küçük bir kalıntı için belediye tabiri caizse ‘Roma’yı yakıyor..! Bizde ise Cephanelik tarihe ateş ediyor ve kimseni kılı dahi kıpırdamıyor. Bu kadar mı Trabzon tarihi sahipsiz, bu kadar mı rantçıyız. Görüntü o ki tarihimizi yok etmede üzerimize yok.

Madem Trabzon’da buram buram tarih kokan yerler işletmecilerin emrine veriliyor, bende nacizane olarak fotoğrafta göründüğü gibi Ayasofya’nın altındaki alana talibim. Açın imara bende orayı alayım. İyi de para kazanılacak işlere imza atayım. Öyle ki eşitlikten adaletten bahsediyorsunuz, hadi bana da bir kıyak geçin, şu Gökmen kulunuzun yüzünü güldürün! Yetkililere duyurulur..!

KIL OLDUM ABİ!

İnsanlar alemine bir dalış yine yapalım. Çevremizde insan kılığına girmiş yaratıklar mutlaka mevcuttur. Tüm ilişkileri çıkarlar üzerine kurulmuş, onu yalamayı, bunu yalamayı kendine hayat felsefesi edinmiştir. Bu tip kimliğe bürünmüş insan görünümlü yaratıklar toplum nezdinde ne kadar kendilerine yer bulma konusunda paralasa da hiçbir karşılığı yoktur, olamazda. Çünkü bu tip insan görünümlü yaratıkların her şeyi sahtedir.  İşte ben bu tip insanlara kıl oluyorum abi. Olmaya da devam edeceğim. Hatta böyleleriyle aynı şehirde aynı havayı teneffüs etmeyi de kendime zül sayacağım. Yine bir güzel sözle bu yazıma son vereyim…Adına yaşamak dersen rezilce, korka korka, hergün biraz daha derinden aç ve arkasız köpekleşerek yaşamak dersen bu yürek çat diye çatlasın ulan…