Dijital ortamın çeşitli alanlardaki uygulamalarıyla birlikte yaşamak güzel şey... İletişimde, medyada, teknolojide, sağlıkta vb. daha nice alanda dijital uygulamaların getirdiği rahatlıkla sarhoş olanlar var.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Konya'da Adenauer Stiftung'un İstanbul'da düzenlediği "87. Yerel Medya Seminer"inde "Habercilikte Dijital Yeni Gelişmeler" başlığı altında konuşan Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Hakan Kara'nın geleceğe yönelik verdiği bilgilerle aklım durdu. Bilgi karmaşasında buldum kendimi.

Çok ilginç gelişmeler yaşanacak gelecekte... Yaşama pek çok kolaylıklar, hızlılık ve renk gelecek, ama herkesin bu konuda bilgili olması gerekecek en başta...

Tabii ki yaşayan görecek...

Bir de, bu hızlılık için bilgi birikimi olan toplum bireyleri; bu gelişmelerden doruk düzeyde yararlanırken; böyle olamayanlar ise bugünkü gibi "nal toplamaya devam" edecek...

Kısacası dijital ortama yeni buluşlarıyla katılamayan toplumlar, önde gidenlerin "dümen suyunda" ilerleyecekler ve de hiç bir zaman bu ortamda kendileri iz bırakamayacak.

Bu şunu gerektiriyor: Bilimin hükmettiği her alanda, ama her alanda kendi benliğinden gelen uygulamaları/yenilikleri yaşama katmak gerek...

Çağı yakalamak işte bu... Yoksa başkaların bulup uygulamaya koyduğu bilim ürünlerini kullanıp yaşayıp göçmek değil, çağdaşlık.

Meslektaşımız Hakan Kara'yı dinlerken medya alanında dijital uygulamalarla gelecek yeniliklerin neler olacağını öğrendikçe "Keşke bunları da görebilsem" diye düşündüm.    Düşündüm ama sanki bugün bu alandaki yenilikleri tümüyle uygulayabiliyor, durumumu unuttum. Kısacası, gelecekte de bilimin getirdiği yenilikleri yaşamımıza ortak edebilmemiz için başta bu alanda bilgili olmamız gerekiyor. Belirttiğim gibi, başkaları işin kaymağını yerken bizlere ayranı bile kalmaz bu tutumla...

Gelecekte medya dünyasına çok büyük yenilikler/kolaylıklar geliyor. Ama bunu uygulayacak bilgili/yetişkin elemanlar da gerekiyor. Genç meslektaşlarım bugünden kendilerini bilgilendirmeli ve medya dünyasında yeni hizmet alanları yaratmanın arayışına başlamalılar. Başarının bir yolu bu bizce...

*

İstanbul'daki iki gün bir gecem dolu dolu geçti ama yetmedi. Göreceğim o kadar çok sanat etkinliğinden sadece ikisine yetişebildim. Türk karikatür sanatının günümüz ustalarından Köksal Çiftçi ve Bülent Karaköse'nin birlikte açtıkları kültür/sanat dünyamızdan ünlülerin portrelerinden oluşan sergi; gerçekten başarılı çalışmalardan oluşmuş... Köksal Çiftçi Hocamın çizdiği başarılı portreler arasına beni de dahil edip sergilemesi bu gezimin en unutulmaz anısı oldu.

Bir daha gördüm ki, karikatür sanatını sadece eleştiri alanına hapsedip değerlendirmemek gerek... Karikatürü güncellikten kurtarıcı evrensel düşünce ile bütünleştiren sanatçı;  kalıcı/ölümsüz ürünler ortaya koyabiliyor. Köksal ve Bülent Hocaların sergisini gördükten sonra içim açıldı, rahatladım.

Yaşamınızda sanatsal etkinliklere, sanatçı arkadaşlarınıza, sanata zaman ayırınız lütfen...