Türkiye siyasetinin ittifaklar üzerine kurgulanan yeni sistemiyle birlikte bir yanda iktidar partisi AKP ile MHP, diğer yanda ana muhalefet partisi CHP ile İyi Parti...

İttifaklarda tam bir doku uyuşmazlığı söz konusu ve öyle görünüyor ki Türk siyaseti bu sistemle devam edemeyecek.

Neden?

Bakınız en uygun olarak görülen Cumhur İttifakı’nda bile taraflar rahatsız. AKP sözcüleri ortaya çıkıp “MHP’yi içimizde erittik.” derken MHP sözcüleri ise “AKP’yi yola getirdik.” ifadelerini sık sık kullanıyor. İki taraf da ittifakı kendisinin yürüttüğünü ifade ediyor.

Diğer yandan CHP’nin HDP’yle iş birliği açık. Bilhassa İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eli kanlı terörist başının heykelini dikeceğini zanneden zavallı Demirtaş’a güzellemeleriyle bu iş birliği artık ayan beyan ortadadır. Bu durumu, MHP’nin 4- 5 yıl önceki pozisyonuna oturan İyi Parti daha ne kadar taşıyabilir bilinmez.

Öyle sanıyoruz ki cumhurbaşkanlığı sistemi ve ittifaklar siyaseti Türkiye’yi daha fazla taşıyamayacaktır. Olası bir konjonktür değişiminde geriye gidiş mutlaka olacaktır.

Aksi daha sancılı olacaktır. Bunu hep birlikte göreceğiz.

CEZAYI KİM KESSİN?
Devlet politikası olarak zannettiğimiz bir durum son günlerde cereyan ediyor ki o da trafik cezalarının yazılma oranındaki malûm artış... Aynı zamanda cezaların fiyatlarının yükselmesi de bununla paralel.

Bir yandan bu durum söz konusuyken diğer yanda polisin çifte standartlı tutumu gerçekten can sıkıcı... Trafikte zaman zaman polislerin kurallara uymadığını görüyoruz. Bu uymazlık sonucu herhangi bir yaptırıma maruz kalmadıklarına da eminiz.

Ancak bizim de vatandaş olarak bu konuda söyleyecek sözümüz vardır diye düşünüyoruz.

Dün 11.35 sıralarında Değirmendere’de “5462” plakalı trafik polisi aracı “u dönüşünün yasak olduğu” bir noktada ve üstelik kırmızı ışıkta öyle bir u dönüşü yaptı ki trafiği tehlikeye soktu. Peki, bu polislere cezayı hangi trafik polisi kessin? Merak ediyoruz.