Futbol enteresan oyun.

Futbolun dünü yok, bugünü var.

Eğer siz takım olarak, dünde kalmış, bir önceki müsabakanın olumlu ve olumsuzluklardan etkilenip, oynayacağınız karşılaşmaya bu düşünceyle çıkarsanız bir şeyler eksik kalmış olur. Antalyaspor müsabakasına bu düşüncelerle çıkan Trabzonspor karşısında tempolu ve baskılı oynayan bir rakip buldu.

Bu karşılaşmada şunu gördüm ki Bordo-Mavili takımın stoperlerinin pozisyon bilgileri eksik. İlk 15 dakikada iki bekin arkasına dikine atılan toplara hamle yapamayıp, rakibi pozisyona soktular ve önlerinde oynayan oyunculara baskı yapmadılar, rahat oynattılar. Rakibe oynayacak alan ve zaman bırakırsanız rakip de oynar.

Yediğimiz golden sonra geç de olsa toparlanıp oyuna ağırlığımızı koymaya çalıştık. Kanat varyasyonlarını maalesef yapamayıp Burak ve Rodallega’ya gerekli pasları atamadık. Buna rağmen Burak-Rodallega ikilisinin girdiği pozisyonlar var bunları da değerlendirebilirdik.

Orta saha dünyanın her yerinde takımlarının beynidir.

Oyunun ritmini, temposunu, pas yönünü ayarlayarak, maçların kazanılıp veya kaybedileceğini belirlerler.

Rakip topu alınca siz takım halinde topun gerisinde olmazsanız, dönen topları almayıp rakibin oynamasına izin verirseniz, hangi sistemle oynarsanız oynayın orta saha hakimiyetini rakibe verirsiniz. Kanat varyasyonlarını yapıp beklerle ve kanatlarla orta atmazsanız. O zaman çift santrafor oynamanın bir anlamı kalmaz.

Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür alt yapıdan yetişen Trabzonspor’umuzun geleceği dediğimiz iki önemli oyuncu. Bu oyuncuları birlikte oynatacak oyun sistemini bulmamız gerektiğini düşünüyorum.

Geçiş sürecinde olan takımımızın bu süreçte işinin zor olduğunu da biliyorum. Bir takımın performansı genellikle sakatlanma, daha iyi bir takım oyunu oynama yada yeni becerilerin öğrenilmesi gibi motivasyon dışı faktörlere dayanır.

Bordo-Mavili ekibin biran önce Galatasaray ve Kasımpaşa ile oynanan karşılaşmalardaki gibi Trabzon ruhunu yakalaması gerekiyor.