Karayolları pek renk vermek istemese de tasarı halindeki bazı projelerinin yansımaları şifahî kanallarla kulağımıza geliyor.

Sağ olsunlar...

Ak saçlı mühendisler, iş bilir teknisyenler bizden bildiklerini esirgemiyor.

Haçkalıbaba Kavşağı artık başlayacak aşamaya gelmiş. Hatta bazı işyerlerine tebligatlar dahi yapılmış. Yani istimlak sürecine çoktan gelinmiş bile...

Tabii proje nasıl uygulanacak, alt geçitlerle mi akıllı kavşakla mı ya da köprü yollarla mı mesele çözülecek orası hala muamma.

Yalnız şu da bir gerçek ki yatırımlarda o eski şaşalı dönem aqrtık geride kaldı. Hakikaten devletin malî açıdan ödenek sıkıntısı yaşadığı bir sır değil. Her ne kadar "yatırımlar inkıtaya uğramayacak" dense de bir tıkanıklığın olduğu görülüyor.

Söğütlü Fatih Eğitim Kavşağı'nda ise Haçkalıbaba gibi somut bir adım atılmış değil. Güzergah konusunda önce "üst taraftaki sıra binalar" yıkılacak dense de bize ulaşan bilgilere göre bu ilk proje değişmiş. Yeni projede güzergah; "sahil tarafındaki binaların istimlak edilmesi" şeklinde tasarlanmış. Gayet tabii bu sayede marka bir otelin de önü açılmış olacak. Hatta inşaat halindeki diğer bir otelin de kıymeti bir kat daha artacak. Sahilden devam edecek istimlaklerle TRT binasının önündeki alan da kullanılarak yol istendik ölçüde hem genişleyecek hem de akıllı kavşakla birlikte yan yol bağlantıları kesintisiz işlevselleşecek.

Yolun altındaki küçük cami kaldırılıp başka bir alana nakledilecek. Tabii eski projede avlusunu tamamen kaybetmesi olası olan Ulu Cami ise kurtuluyor.

Bana kalsa, İstanbul yolu diye tabir ettiğimiz bu ana yolu tamamen sahile alırım. Üç gidiş üç gelişli hiç ışık koymadan direkt geçişi imkan dahiline getirecek bir seçeneği devreye alırdım. Şimdiki yol da iç yol haline gelir, bir elli sene daha dahili yol ihtiyacı kalmazdı. Yomra'nın altından girer Akçaabat'ın çıkışından mevcut yola bağlanan yeni bir yol inşa ederdim. Trabzon Limanı'nı ve Akçaabat İskelesi'ni de daha denize kaydırır meseleye kalıcı bir çözüm getirirdim. Bu yeni yolun eklentisine de raylı sistemi iliştirir şehri çok seri bir ulaşıma kavuştururdum.

Zaten sahilimizi yüzmek için kullanamadığımıza göre bari ulaşım için bir nimet sayarak bu realiteyi hayata geçirirdim. Çevreci nümayişlere de pabuç bırakmazdım. Anlayacağınız çare tekse çeriliğe gerek yok.

Neyse bu olmayacak bir dua. Karayolları hiç olmasa doğruyu yaparak mevcut yolu, sahil tarafındaki güzergâhından genişleterek bir çözüm bulmuş. Yeniden dümen kırılmazsa şimdilik bu durum bir çare gibi duruyor.

Biz izliyoruz, bakalım son doğru yeniden eğrileşecek mi?