Programınızda ne kadar yoğunluk ne kadar aktivasyon olursa olsun; uçaktan inince gittiğiniz şehirde ilk gördüğünüz güzellikler ve çirkinliklerdir hafızanızda kalan.

Havalimanı kavşağından şehre ilk girenlerin veya şehirden çıkanların Trabzon adına akılda kalan son şey dilenciler olmamalı.

Arap turistlerin araç camlarına istem dışı yapılan özellikle önce kirletme, sonra temizleme uygulaması sağ ve sol yan taraflardan araç kapılarına ve camlarına yapılan yoklama işlemi onların en huzursuz anları oluyor. Üstelik bu çocuklar Arapça bildiklerinden dolayı turistleri zor durumda bırakıyorlar.

Evet, evet havalimanı kavşağından bahsediyorum; Trabzon’da özel bir ekip tarafından kucakta bebekle köprünün altında doğu yönünden gelenlerle; batı yönünden gelip havalimanına girecek olan yerli, yabancı turistleri bezdiren bu çirkinliğe artık birileri dur demelidir.

Bir turizm sezonu daha geride kaldı gibi gelip giden yerleşik olmayan Ortadoğulu Turistler bu durumdan çok şikayetçiler.

Geçenlerde yayınlanan resmi kayıtlara göre Trabzonlu olup da dilenen çocuk oranı yüzde 4’lere tekabül ederken, yüzde 96’sının şehir dışından gelen çocuklar ya da Suriye uyruklu bayan ve çocuklar olduğu kaydedildi.

Dilenirken tespit edilen 115 çocuktan 82’sinin Suriye uyruklu, 33’ünün de Türk uyruklu (Hatay-Urfa) olduğu bilgisi paylaşıldı.

Öte yandan Trabzonlu olup da dilenen çocuk sayısının 3-4 kişiyi geçmediği tespit edilmiş.

Büyükşehir ve Ortahisar belediyeleri zabıta ekipleri, dilencilere yönelik operasyon düzenliyorlar.

Farklı noktalarda dilenirken yakalanan kişiler, Zabıta Amirliği’ne getirilip haklarında yasal işlemler yapılıyor.

Kayıtlı olanlar serbest bırakılırken kayıtsız olanlar hangi ildeki Göç İdaresi kayıtlarında ise o ile gönderiliyor.

Dilenirken yakalanan çok sayıda kişinin üzerlerinden çıkan rakamlar ve diğer unsurlar hayret uyandırıyor.

Ülkemizde kayıtlı 3 milyonun üzerinde Suriyeli göçmen kamplarda düzenli yaşarken kayıtsız ve farklı illere izinsiz gidip çalışan, dilenen veya dilendirilen yüz binler var.

Son rakamlarda; Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli sayısı 5 Eylül 2019 tarihi itibarıyla bir önceki aya göre 8 bin 500 kişi artarak toplam 3 milyon 658 bin 250 kişi olmuş.

Bu kişilerin 1 milyon 982 bin 443’ü erkeklerden, 1 milyon 675 bin 807’si ise kadınlardan oluşuyormuş.

Geçtiğimiz ay Yavuz Selim Üniversitesi’nde bir bitirme tezi verildi. Tezde ülkede kamplardan ayrılarak yerleşik hayata geçen ve resmi kayıtlarla Göç İdaresi’nce denetlenen bir Suriyeli ailenin tezdeki anlatılan konunun içerisinde vermiş olduğu kısa demeç elime geçti.

Dikkatinize sunuyorum.

Yavuz Sultan Selim Üniversitesi doktora tezi. Konuşanlar; Doktora TEZ’i yapan öğrenci ile bir Suriyeli.

-Niçin Türkiye’desiniz?

-Köyümüzü bastılar. Türkiye’ye gidin dediler geldik.

-Nasıl yaşıyorsunuz?

-Ben, annem, hanım, kardeşim her birimize 1250 lira sosyal yardım veriyorlar, etti 5.000 lira. 7 çocuk var, ikisi burada doğdu Türk vatandaşı oldu. Her birine 895 lira, oradan da 6.265 lira yani ailemizin toplam 11.265 lira geliri var.

Harcamalarımız şöyle. Ev kirası 1400 lira. Market kartı var, markete para vermiyoruz. Telefon aylık 5 lira, dünyadaki tüm ülkelerle görüşebiliyorum. Paramı biriktirdim, bir araba aldım onunla korsan taksi yapıyorum.

-Eee plaka, vergi, ehliyet var mı?

-Niçin lazım? Polis beni durdurmaz, ehliyet lazım değil, geçici plaka bedava...

-Savaş bitince dönecek misin?

Dönmem, burada işlerim iyi. Niye döneyim ki, ben salak mıyım?

Yok, sen değil de...