Canı sıkılanın basını hedef almasına alıştık.

Ancak basına ok atarken önce ayna ile yüzleşmek gerek.

Kendi hatanı idrak edip, ardından basını suçlamak lazım yani.

Hele hele de herkesin birbirini tanıdığı Trabzon’da.

***

Peki bunu neden yazma gereği duydum...

Trabzon’un yıllarını 61 Proje vaadi ile çalan yönetimin Belediye Başkan Yardımcısı Osman Necip Sevinç, can sıkıntısını sosyal medyaya yansıtmış, o sebeple.

***

Sevinç şehirde imajın değişmediğini belirterek çevresel düzen, otobüs terminali, sanayi konularındaki vasatlıktan bahsetmiş.

Çarpık yapılara, bozuk kentleşmeye, trafik keşmekeşine de değinen Sevinç iş bilmez idarecilere çatmış.

Buraya kadar Sevinç ne yazdı ise altına imza koyulur.

***

Lakin bu aksaklıkların önüne geçmesi gereken Sevinç’in yakasında taşıdığı rozetteki iktidar partisi ve koltuğunu dolduramadığı belediye yönetimidir.

Evet, şehirde çok da fazla bir şey değişmedi son yıllarda.

Ama bunun sorumlusu başkası değildir, Sevinç’in kendisinin de hizmet ettiği anlayıştır.

Kısacası sorumlu olan iktidardır, Sevinç’tir ve çalışma arkadaşlarıdır.

***

Hepsinden de öte Sevinç, şehirdeki en kötü durumu silik ve gücün yanında yer alan basın olarak yorumlamış.

Bu garabet sözleri üzerimize almadık tabii ki.

Zira, Sevinç bu şehirde basının güç altında olduğunu iddia ediyorsa kendisinin yönetimde yer aldığı dönem basının hangi silik katmanına güç verildiğini çok iyi biliyordur.

Demek ki basının bir kısmının kontrol altına alındığına şahitlik etmişliği var.

Yüreği varsa, çıkıp bunu açıklaması gerekir.

Yoksa herkesi aynı kefede tartmak kolaycılıktır.

***

Partisi ile bir kavgası olduğu izlenimi veren Sevinç hesaplaşmasına basını alet etmesin.

Demem o ki hata arayan ayna ile yüzleşsin.