Suriye'nin kiralık katili onlarca kez kimyasal silahlarla kendinden olmayan halkına saldırdı. Çoluk çocuk demeden acımasızca insan öldürdü.

Dünyanın sözümona süper güçleri Esad'ın her insanlık suçu işlemesinden sonra biri sessiz kaldı diğeri kınadı. Ne sessiz kalan gerçekti ne de konuşan reeldi. İşlerine nasıl geldiyse öyle şekil aldılar hep.

Şimdi de yeni efelenmelerle yeni şeytani bir hamleye yelteniyorlar.

İşlerine nasıl geliyorsa öyle konuşuyorlar.

Kurnaz memur bunlar...

Şeytanın memurları...

"Hani bir memur yeni işe girmiş. Ay başında maaşını alınca bir de ne görsün zarfta 100 milyon fazla var. Sesini çıkarmamış, parayı bir güzel harcamış. Bir sonraki ay gelince bu sefer de zarfta 50 milyon eksik çıkmış. Memur köpürmüş:

- Maaşım 50 milyon eksik böyle hatayı kabul etmem, diye bağırınca...

- Peki 100 milyon fazla aldığın zaman niye sesini çıkarmadın, diye sormuşlar.

- Prensibimdir ilk hatayı affederim" demiş.

Bunlar işlerine geldiği gibi ilk hatayı da son hatayı da görmezler. Bakmayın itler gibi dalaşmalarına...

Bunlar akıllarınca ortaya çıkan meseleleri farklı farklı yorumlayarak dünya insanına şeref şan satıyorlar. Yalana da yalan katıyorlar.

Birleşmiş Milletlerin beş daimi ülkesi bana aşağıdaki beş meslektaşın tavırlarını andırıyor.

Fizikçi (Fransaa), matematikçi(Amerika), kimyacı(Rusya), jeolog(Çin) ve antropologdan (İngiltere) oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar. Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış"; fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş"; jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangin olasılığını azaltmayı amaçlamış"; matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış"; antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş".

Bu sırada ev sahibi (Tayyip Erdoğan) içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar, o da cevap verir:

- Boru yetmedi.

Hakikaten bunlara boruyu döşeyecek birileri artık ortaya çıkmalı. Kafalarına göre takılmalarına son vermeli. Geldik gidiyoruz, bu zebanilerin insan hayatı üstünde tepinmelerinden gına geldi...