Beşiktaş maçından net bir skorla ayrılan Trabzonspor, Basel karşısında önce taraftarların eleştireceği bir 11 ile sahaya çıktı. Sonrasında bu durumun bir taktik anlayışı olduğu gözlendi. Ancak ilk 11’de Hüseyin’in sağ bekte değil de kendi yerinde daha verimli olacağı gerçeği ortaya çıktı.

Bu tür maçlar hele ki Avrupa Ligi grupları için önemliyken kendi ligimizde oynayacağımız maçlar için de önemliydi. Yani Avrupa kupalarında yakaladığımız başarı bizim ligimizi etkileyecek önemli argümandı.

İlk yarı rakibin güzel bir golüne şahit olsak da sonrasında Abdulkadir’in attığı mükemmel golle beraber Trabzonspor biraz daha özgüvenle oyuna devam etti. Rakibinin bütün atakları her alanda göğüslendi. Yani başa baş bir mücadele vardı sahada.

Rakip oyuna çıkarken kalabalık çıksa da Bordo-Mavililer ona cevap vermekde zorlanmadı.

Bir gerçek de varki, bu önemli bir tespittir. Trabzonspor’un ilk 11’inde Nwakaeme ve de Sosa yoktu. Bütün taraftarlar maç tertibini sahada gördüğü anda ben dahil ‘nasıl olur da olmazlar’ diye düşündük. Lakin bu bir Avrupa kupası maçı hocanın takdiri. Yani bu bir taktik maçı.

Öncesinde Ünal hocaya hak vermesek de sonrasında Sosa ile 2-1’i yakaladık derken yediğimiz ikinci golle Basel’i deviremedik.

Elden ne gelir desek de yapacak bir şey yok. Sorulacak tek soru Sosa ile Nwakaeme ile başlamış olsaydık ne olurdu? Benim tercihim baştan başlardık daha iyi olurdu derdim.

Eğer Rize maçı düşünülmüşse yanlıştır. Zira Trabzonspor’un rakibi Rizespor hiç olmamıştır, hiçte olamaz. Bu hocanın tercihidir saygı duymak gerekir.

Sonuç olarak yeneceğimiz maçı yenemedik. Bir konuda var ki sorarım Campi’yi alan yöneticimizin yapmış olduğu kontratta ‘bir maç oynamazsa ikinci maç oynar’ diye bir ibare mi vardır?

İddia ediyorum şimdi bu maç yarın bir daha oynansa Sosalı Nwakaemeli Trabzonspor Basel’e üç atar. Onun için biz kolay maçı zora soktuk. Rakip beraberliği sağladı başaramadık. Şimdi oynayacağımız Krasnodar maçını kazanırsak yine de yarışta oluruz.