Son zamanlarda en çok gözüme ilişen yazı oldu “Küçük olsun benim olsun” mantalitesi.

Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Zorluoğlu bile bu durumdan ne kadar rahatsız olmuş ki bu konuya parmak basmış.

Artık bazı gerçekler su yüzüne çıkması lazım. Yan yatanla çamura batan belli olmalı. Trabzon’da bakıyorum yan yatanlar Trabzon için hiçbir şey yapmazken çamura batarak çalışanların ise sesleri çıkmıyor.

Karşınızda ki insana çamur atarak ne onun başarısını gölgelersiniz ne de onun yaptıklarını engelleyebilirsiniz. Siz başarıyı alkışlamadığınız sürece içinizde ki fitne fesatlıkla yaşamaya çalıştığınız sürece hasta ruhla yaşamış olursunuz. Fitne fesatlık düşündüğünüz de mutlaka Üsküdar’ı geçmiştir bile.

İstanbul da yapılacak olan Trabzon Tanıtım Günleri bu yıl iki kardeş il Maraş ile Trabzon birlikte görücüye çıkacaklar. Bana göre güzel düşünce. Neden mi? Çünkü kardeş il olan Maraş ile Trabzon insanlarının gerçekte ilk kez bu etkinlikte bir araya gelecekler ve iki ayrı kültürün yaşamını orada görecekler ve öğrenecekler.

 İstanbul’da bulunan Karadenizliler hepsi ayrı ayrı kulvarlarda etkinlikler yapıyorlar. Bazıları ses getirirken bazılarından kimsenin ruhu duymuyor bile. Rize Dernekler Federasyonu (RİDEF), Trabzon Dernekler Federasyonu (TDF) başta olarak diğer Karadeniz derneklerinin birleştiği federasyonlar bir araya gelerek bir proje üretmediler. Oysa bunların birlikte bir araya gelerek üretecekleri projeler Karadeniz için, Karadeniz insanı için yararlı olacaktır mutlaka.

Küçük olsun benim olsun mantalitesinde İstanbul’da yıllardır dernek başkanlığı yapan zatlar var. Onlarda egolarını tatmin için orada otururlar öylece.

İstanbul bir derya değil gerçekten çok verimli okyanus gibi. Bu okyanus da elbette başarılı olanlar ayakta kalabilir. Başarılı olmak da dürüst çalışmakla olur. İstanbul da yaşayıp da Karadeniz sevdasıyla hayaller kuran hemşerilerimizin hayallerini bari yok etmeyelim.

Küçük olsun sizin olsun.