Bir iki haftadır, Burak Yılmaz Arda Turan ile yaşadıklarından dolayı hedefe gelen isim olmuştu.

Bundan dolayıda pimi çekilmiş el bombası gibiydi adeta.

Belki bunun baskısıyla.

Belki kendisine son haftalarda kötü oynamasından ötürü  gelen eleştirilerden dolayı.

Belki kendisiyle ilgili tekink direktör Ünal karamana kötü oynuyor neden oynatıyorsun veya oyundan almıyorsun gibi yapılan basıklardan dolayı.

Sadete gelelim,

Burak Yılmaz, kendisine yapılan bu eleştirilerden kurtulmak  veya bunları bertaraf etmek için Bursaspor karşısında istekli arzulu ve hırslı bir oyun oynuyordu.

Dedik ya lider olmak!

Durum bu vaziyetteyken,Ünal karaman Burak Yılmazı oyundan alıyor maçın 70 li dakikalarında.

Sonrası malumunuz,dananın kuyruğu kopuyor.

Burak oyundan çıkarken yaptıklarından dolayı ne kadar haksız ve suçluysa,lider konumunda olan teknik dirketör Ünal Kramanda en az Burak kadar suçludur yaşananlardan dolayı.

Çünkü lider olarak krizi yönetememiştir.

KRİZ YÖNETİLMEDİ!
Peki Krizi nasıl yönetecekti Ünal Kraman.?

Onada şöyle cevap vreyelmi.

Bir keren şu realiteyi gözden kaçırmayalım.

Ne Buraksız oluyor neden Buraklan?

E nasıl olacak derseniz.

Bende derim ki ,lider olamk krizi yönetmek bu gibi durumlarda ortaya çıkar.

Ünal Kraman,Burakı oyunun 70 li dakikalırnda oyundan almayıp,son bölmde yani seksen küsürlü dakikalarda oyundan almış olsaydı,inanıyorum ki şu yaşananların hiç biri yaşanmayacaktı.

Artı.

Maçıda kurtaracaktı.

Maçın gidişatını şöyle göz önüne bir getirin,Burak ve Odeaga oyundan çıktıktan sonra,Bursasporun stoperleri Trabzonsporun kalesi içerisinde çelik çomak oyunu oynadılar.

Suçlusu kim?

Kıvırmadan söyleyelim,Ünal Kramandır.

Lider olarak,futbocusunun pisikolojisininden o andaki ruhalitesinden haber olacaktır.

Yoksa kenardan,tacı şöyle at,sen şurda demek ile ne teknik adamlık oluyor nede liderlik?

NELER OLUYOR BİZE?
Bir bu eksikti?

Hadi siyasi olarak millet  ortadan  çatladı,bölündü.

Bunu iliklerimize kadar yaşadık,yaşıyoruz.

Ya Futbolda yaşanan ayrışmaya ve bölünmüşlüğe ne demeli?

Futbolda bu hale gelmişse Anlayacağınız ,sözün bittiği yere gelinmiş demektirb.

Sosyal medyaya bakıyorum,Ünal karamanı koruyup kollamaya çalışanlanrın hepsi ülkücü kökenli arkadaşlar.

Karamana getirilen eleşterinlere cevap verenler  yine ülkücü kökenliler.

Ne oluyor allaha aşkına?

Ünal Kramanın ülkücülüğü eleştirilmiyor.

Ünal karamanın adamlığına laf edilmiyor.

Ünal karamanın kişiliğine helal getirilmiyor.

Nedir bu ya?

Ne oluyor size?

Toplum olarak nerelere gelmişiz,nerelere gidiyoruz?

Dikkat çekiyorum,tehlikeli sularda yüzülüyor.

Bu gitmeler iyi gitmeler değil.

GELİN SİZ KARAR VERİN
Burak Yılmazı şöyle değerlendirelim.

Aldığı ücret dudak uçuklatan cinsten.

Sözleşmesine koyulan maddeler ise tamamne Burak lehine.

Tabiri caizse şöyle ifade edersek,olayı daha net anlaşılır şekilde ortaya koymuş oluruz,Kulübün anahtarı yapılan sözleşmeyle Burak yılmaza teslim edilmiş durumda..

Bu olayın bir boyutu ya diğer boyutu.

Burak hiçbir şey yapmasa bile ölüsü en az 20 gol atar.

Attığı bu goller Trabzonsporun hanesine hem puan olarak yazılır hemde ekonomik olarak önemli girdi sağlar.

Yaşı kemale ermiş Burak böylesine zor bir oyuncu.

Hadi gelin şimdi çıkın işin içersirinden.

Hade gelin Burak ile ilgili sağlam bir karar verin.

NET KONUŞULACAK!
Hoppala darbe yapılmış!

Tövbe tövbe..

Daha neler neler?

Kim abi ?

Kim darbe yapmış?

Kimler size kastedmiş?

Sonrasında darbe bastırılmış,kalan dokuz kişiyle göreve devam edilmiş.

Darbe başarılı olsaymış,Trabzonsporu çok daha zor günler yaşayacakmış.

Sevgili dostumuz Rıza Egemen önceki gün basın toplantısı yaptı,yaptığı basın toplantısında birilerini suçladı,birilerini suçlarken,şöyle bir ifade kullandı.

“Bu zihniyet küçük olsun bizim olsun mantığını sürekli gidiyor”dedi.

Böylesine mantıkla gidildiğini herkes biliyor.

Biz isterdik ki,Rıza hoca çok daha net olup,isim ortaya koyabilseydi.

Oda yapamadı,şifreli konuşmayı tercih etti.

Halbuki etekteki taşlar böyle dökülmemeliydi.