Uzun bir aradan sonra ‘Senin Annen Olamam Ben’ single’ıyla adından söz ettiren Nez'in, Posta Gazetesi'nden Oya Çınar'a verdiği röportaj şöyle:

Maşallah! Hiç değişmiyorsunuz...
Teşekkür ederim. Minyon olmanın avantajını yaşıyorum.

Uzun bir aradan sonra ‘Senin Annen Olamam Ben’le karşımızdasınız. Neden bu şarkı?
Duygusal ve anaç bir kadınım. Sadece hayatıma giren erkeklere değil arkadaşlarıma da öyleyim. Çok yakın iki arkadaşım var. Yaşlarımız da yakın ama Anneler Günü’nde bana çiçek alırlar. Bir gün evde gülerek, “Aaa yeter, sizin anneniz olamam ben” diye çıktı ağzımdan. Öyle gelişti.

Şarkınızın Jennifer Lopez’in ‘Ain’t Your Mama’ şarkısıyla benzerliği dikkat çekti...
Orada “Annen değilim” diyor. Şöyle düşünün. İçinde, “Seni seviyorum” lafı geçen kaç şarkı vardır. Yüz tane sayarım şimdi sana.

Mantık aynı mantık ama...
Denildiği gibi bir benzerlik olsa dava açılırdı. Alt yapı, müzik benzemiyor. Gerçi, kahretsin ki benzettikleri kadın Jennifer Lopez! Hoşuma bile gitti. Hahaha!

Geçtiğimiz günlerde Sinan Akçıl’a kırgın olduğunuzu söylediniz. Neydi sebep?
Kısa zaman önce tanıştık. Onun klibi çıkacaktı. Ben resmen fikir anneliği yaptım. Yönetmen olarak en sevdiğim arkadaşımla tanıştırdım. Oynayacak kıza kadar buldum. Kendi klibime o kadar emek vermedim ama o emeğin anlaşılmaması beni kırdı. Klip bitti, dostluk bitti resmen. Sonra bir mesaj dahi gelmedi. Çok paralar kazanırsınız ama bir daha Nez’in N’sini duyamazsınız. Dostluk kazanmak kolay değil. Çok yanlış kafalar bunlar.

"KONSERLERİM İHALEYLE GİDİYORDU"
Kariyerinizde uzun aralar veriyorsunuz. Riskli değil mi?

Hırslarımın kölesi olmamayı öğrendim. Sürekli göz önünde olan arkadaşlarıma saygım sonsuz ama o zaman ben kendimi yaşayamıyorum. Mutlaka bir dönem kaybolmam, kendimi yaşamam gerekiyor.

Kaybolduğunuz süreçte unutulmamanız neyle ilgili?
Ünlü bir prodüktör, 'Bayrağı eline ilk alan çok eleştirilir ama unutulmaz' demişti. Bence onunla ilgili bir durum.

Şaşaalı günlerinizi özlüyor musunuz?
Tercih etsem o yaşantıyı devam ettirirdim. Şoförüm, korumam, evimde kuaförüm vardı. Konserlerim ihaleyle gidiyordu. Bakalım kim kapacak bugünü derdik. erol köse, 'Senin yaşadığını kimse yaşamadı' der. 'Bir Tarkan bir de sen' derler. Her konsere özel helikopterlerle, jetlerle giden bir kadındım.

"İSTESEM İSTANBUL’UN YARISI BENİMDİ"
Fedakarlık isteyen bir durum değil mi? 

Tabii. Ciddi fedakarlık gerektiriyor. Özeliniz kalmıyor. Artık o kafalarda değilim. İstesem İstanbul’un yarısı benimdi. Gittiğim kulüplere hediye cipler gelirdi. Bir gün asistanımı kovaladım, 'Sen nasıl bu anahtarı kabul eder bana getirirsin?' diye.

Kim bunu yapanlar? Sizi beğenen iş adamları mı?
Kim olduklarını bile sormazdım. Ne cüret yani. İstesem ne olaylar,ne şaşaalar... Türkiye’ye bir araba gelirdi, ilk bende olurdu. Kime ne! Ama ben onu çalışmış almışımdır.

Dönüp bakınca pişmanlık duydunuz bir şey var mı?
İlk dönemlerimde imajıma laf edenlere üzülmeseydim keşke! Şimdi bakıyorum, herkes öyle giyiniyor. Ay ne üstüme geliyorlardı, anlatamam.

Zaten sizden önce Yonca Evcimik var. Giyilmez denileni giyen. Sahnede dans eden...
Ama işte Türkiye’de 'Nez olmak' diye bir şey var. Hep söylerim bunu. Ben yaparım, benimki seksi bulunur. Büyük olay olur. Başkası yapınca bir şey olmaz. Her şeyin en tepesini gördüğüm için şimdi minimal yaşamayı seviyorum. Sahneye çıktığım yerler 3 ay sonrasına rezervasyon verebiliyordu. Mesela Fatih Terim’e, 'Sizin bugüne konser rezervasyonunuz var' diyorlar, özel uçakla Bodrum’dan beni dinlemeye geliyor. Düşünün yani.

Kendinizi seksi buluyor musunuz?
Tabii ama o bir ruh! Bir duruş. Beni alın dünyanın en güzel mankeninin, Adriana’nın (Lima) yanına koyun, ondan daha fazla kafaları çevirtirim.

Eylem Server Ünüvar ile evliliğiniz neden yürümedi?
Tanışır tanışmaz evlenme kararı aldık. Keşke bir süre flört etseydik. Onun işi Londra’daydı. Benim artık burada düzenli bir hayatım var. Orada 2,5 ay kaldım ama yapamadım. Uzaktan ilişki yürütmek zor. Aramızdaki aşk arkadaşlığa dönüştü.

"HERKES 50 KİŞİYLE BİRLİKTE OLUYOR BENİM EVLİLİKLERİM Mİ SUÇ?"
38 yaşında üçüncü evliliğinizi bitiriyorsunuz... 

Herkes 50 kişiyle birlikte oluyor. Ben evlenince mi suç oluyor? Ben de bilirim sürekli biriyle birlikte olmayı. Demek ki ben evlenilecek kadınım. Kaç kez de nişanlandım. Ama bu evliliği hafife aldığımdan değil, aksine önemseyip saygı duyduğumdan. Bir adam size soyadını vermek istiyor, siz de onu seviyorsanız evlilik dünyanın en güzel şeyi. Çok saygın bir kurum.

Birliktelik için evlilik şart diye mi bakıyorsunuz?
Çok insan tanıyorum, 7’nci evliliğinde gerçek mutluluğu bulan. Aralarında dünya starları bile var.

Sizinle birlikte olmanın erkek için zor yanları neler?
Misal yemeğe gidiyorsun, adamın biri öyle bakıyor ki... Yanımdaki erkek bunu kaldırmalı! Özgüven meselesi tabii. Özgüveni tam olan yanındaki kadına bakılmasından gurur duyar.

Bundan sonra hayatınıza girecek erkek nasıl olmalı?
Başarı bence çok seksi bir şey. Bir de özgüven! Onun dışında kel olmuş, göbekliymiş... Takılmam. Aksine kelleri seksi bulurum.

Maçoluktan hoşlanır mısınız? 
Biraz olmalı. ‘Höt höt’ olmasın ama sırf ben istiyorum diye de her şeye evet demesin.

Bazı kadınlar erkeğe hizmet etmeyi de sever... 
Ben de geyşa ruhluyum. Kahvesini götüreyim, yemek yapayım, hizmet edeyim... Severim böyle şeyleri.

Editör: Haber Merkezi