Geçen hafta İstanbul Güngören’de makam sahibinin bir çalışanına yapmış olduğu uygulamanın kamuoyu nezdinde yarattığı hassasiyetin dalgası unutulmayacak şekildeydi. Kibir en büyük isyandır. Ruhunu kibre teslim etmeden, Allah’tan korkmak gerekirken makamdan korkulmasını sağlayan idareciler makam sahipleri adeta mitoz bölünme misali günümüzde artarak çoğalıyorlar.
İnsan gönlü kırmak kibir sahiplerinin sıkça uyguladıkları aşağılık komplekslerinin tezahürüdür. Davası insan olanın makamı zaten ali olur. Akılla nefsi aynı paralelde buluşturmak gerekir. Malum Başkan Yardımcısının eylemi makamlara liyakatsiz gelenlerin sınırlarının ne kadar fütursuzca kullandıklarını hepimize göstermiş oldu.
Makam sahiplerinin zamanla geçirdikleri evrimin şekline despot yönetimin emirlerindeki çalışanlara uyguladıkları zulme örnek bir anekdotu aktarmak isterim.
Geçmiş vakit Mısır devletinde Enver Sedat’a yapılan suikast sonucu iş başına getirilen ve uzun yıllar dikta ile yöneten Mübarek, 1987, 1993, 1999 ve 2005 yıllarında yapılan muhalefetin katılımının kısıtlandığı seçimlerde arka arkaya dört kez bu göreve seçilmiş.
1981’de ilan edilen sıkıyönetim ile Mübarek yönetiminin olağanüstü yetkileri muhalif sesleri bastırmak için kullanması ve Mısır’daki insan hakları ihlalleri Mübarek’in otokrat yönetim tarzının en açık ibaresiydi.
Ülkesinde halkına uyguladığı baskıyı kibri büyüttükçe; yandaş ve dalkavuklarının şişirmeleri şatafatlı sözleri sürekli pohpohlanması halkın ahını hiç anlayamadı; göremedi, duyamadı ya da duymak istemedi.
Zamanında dalkavuklarından birini çağıran Mübarek;
-“Söyle bakalım Nasır mı büyük ben mi?” diye sorar. (Nasır, Mısır’ın Süveyş Kanalı’nı açtıran milli bir liderdir.)
-“Efendim tabiî ki sizsiniz. Nasır Sovyetlerden korkardı, siz korkmazsınız.” der dalkavuk.
-“Enver Sedat mı büyük ben mi?”(Sedat, Mısır’ın unutulmaz lideriydi ve halkı tarafından çok seviliyordu.)
-“Efendim tabiî ki siz büyüksünüz. Enver büyük liderdi lakin ABD’den korkardı. Siz Korkmazsınız” der dalkavuk.
Dalkavuğun cevaplarıyla iyice koltukları kabaran Mübarek:
-“Peki söyle bakalım Hz Ömer mi büyük ben mi?” diye sorar; içinden dalkavuğun diyecek bir şeyinin olmayacağını düşünürken:
-“Efendim tabiî ki siz büyüksünüz. Hz. Ömer, Allah’tan korkardı. Siz Korkmazsınız!” der dalkavuk.
Allah’tan korkmayınca makamlar zulüm unsuru olabiliyor. Dün devlet başkanı bugün bir Belediye Başkan Yardımcısı.
Çalışanına makamı gereğince uyguladığı zulmün kibrini günümüzde sergileyen idarecilerin çokluğu vatandaş olarak zamanı geldiğinde elbette takdir edilecektir.
Yaradan Ali İmran Suresi 102. Ayette: “EY iman edenler! Kudret ve yüceliğine yaraşır bir biçimde Allah’tan nasıl korkmak gerekiyorsa öylece korkun ve ancak ona gönül vermiş inananlar olarak can verin.” diyor.
Kalın sağlıkla…