Kamu çalışanları yaptıkları hizmet karşılığı maaş ve ücret almaktadır. Hükümetle yapılan toplu görüşmeler sonucunda iki yılda bir yapılacak zamlar karara bağlanmaktadır. Ne hikmetse zamlar hep enflasyon rakamının altında kalmaktadır. Gerçi oluşan fark enflasyon farkı olarak dönem sonlarında maaşlara ilave edilmektedir.

Bilindiği üzere, 2017 yılında karara bağlanan 2018-2019 yılına yönelik toplu sözleşmede yer alan hüküm gereğince, memur maaşlarına 2018 yılının ilk altı ayında yüzde 4, ikinci altı ayda ise yüzde 3,5 zam, 2019 yılının ilk altı ayında yüzde 4, ikinci altı ayda ise yüzde 5 zam uygulanması kararlaştırılmıştır. Ayrıca kamu çalışanından gelir vergisi olarak 2018 yılında 14.800 TL'ye kadar yüzde 15, 34.000 TL’ye kadar yüzde 20, 80.000 TL’ye kadar yüzde 27 ve 80.000 TL fazlası için yüzde 35 kesinti yapılacaktır.

2018'in ilk 6 ayında enflasyon yüzde 9,17 olduğundan, memur maaşlarına Temmuz ayında yüzde 5,17 enflasyon zammı eklenmiştir. 2018’in ikinci 6 ayında enflasyon yüzde 16 civarında olacağı düşünülmektedir. Bu durumda enflasyon farkı olarak yüzde 12,5 enflasyon zammı yapılacaktır. Toplu sözleşmenin ne kadar eksik yapıldığı bu farklarla anlaşılmaktadır. Gerçi kamu çalışanları için masaya oturanların nasıl oralarda olduğu da ayrıca irdelenmelidir.

Türkiye’de son aylarda bir ekonomik kriz olduğu aşikardır. Çeşitli nedenlerle bu krizin oluşma sebepleri açıklanabilir. Ancak krizden çıkma yöntemlerine bakılınca, büyük işletmelere vergi affı veya özel düzenlemeler, küçük ve orta boy işletmelere hibe veya faizsiz krediler, dar ve sabit gelirlilere ek zamlar yapılmalıdır. Ne hikmetse en geniş grup olan dar ve sabit gelirliler ile ilgili hiç bir düzenleme yapılmamıştır.

Yapılan çeşitli araştırmalarda kamu çalışanlarının yüzde 72.3’ü kredi kartına borçlu olduğu, yüzde 19.4’ünün altın/döviz borcunun bulunduğu hatta yüzde 3.8’inin icrada dosyası olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durum kamu çalışanlarının maaşlarının alım gücünün azalmasından kaynaklanmıştır.

Kamu çalışanının yıllık maaş zammı enflasyon ile büyüme rakamının toplamı şeklinde olması gerekirken sadece enflasyona endeklenmesi yıllar ilerledikce bir ek zam yapılmasını zorunlu kılmıştır. Çeşitli meslek gruplarına seyyanen zamlar yapılmış olsa da bu geçici çözümler oluşturmuştur. Ayrıca yüzdelik artışlar az maaş alanlara az, çok maaş alanlara çok zam verdiğinden en düşük maaşla en yüksek maaş arasındaki farkı da açmıştır.

Daralan ekonomiden dolayı kamu çalışanları ihtiyaçlarında kesinti yapmakta, ek iş bulmaya çalışmaktadır. Aşırı tükenen insanlarda aile içi tartışmalar, psikolojik rahatsızlara kadar birçok sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bir an önce devlet yöneticileri toplumun geleceği için gerekli önemleri almalıdır.

Kamu ne kadar güçlü olursa o kadar devlette güçlü olacaktır. Hizmetlerin istenilen seviyelerde gerçekleşmesi çalışanlarının mutlu ve sorunsuz olmasıyla sağlanabilir. Yıllarca verilmeyen refah payı ve ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik krizin aşılması için kamu çalışanlarına net ve düzün bir ek zam yapılmalıdır.