Bilindiği üzere İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geçen hafta Sera Gölü’ne gelerek gölün etrafına yapılan ‘perde beton’ çalışmalarını inceledi.

Sayın Soylu, turizm harikası olan Sera Gölü’ne bu beton yığınının yakışmadığını belirterek bu konuda en kısa sürede gerekenin yapılması talimatını vermişti.

Hakikaten şaşılacak bir durum. Doğa harikasının etrafının beton ile çevrilmesi dünyanın neresinde görülmüş? Düşündürücü bir durum.

Yol yapıldığı için önlem alındığını söyleyenler var. Elbette can güvenliği her şeyden önce gelir. Ancak şu da bir gerçek ki günümüzde son teknoloji ile yapılamayacak iş yok.

Sera Gölü’ndeki ‘perde beton’ olayında dikkatimi çeken bazı durumlar oldu.

Şöyle ki, şehrimizde işler gelişi güzel, baştan savma yapıldığı için, bilir kişilerden, uzmanlardan görüş alınmadığı için ortaya çirkin ve hoş olmayan görüntüler çıkıyor.

Tıpkı Sera Gölü’nde olduğu gibi.

Ardından da Bakan Soylu, haklı olarak bu çirkinliğin doğa harikasının şehre yakışmadığını belirterek çalışmaların durdurulması talimatını veriyor. Bakan Soylu’ya öncelikle bu konuda teşekkür ediyoruz.

Peki bu duvar şimdi yıkılırsa ki öyle gözüküyor; yazık değil mi milli servete.

Önce yapıp sonra yıkıyoruz. Günah değil mi? Bu koskocaman israftır. Milletin parasını çöpe atmaktan başka bir şey değil.

İşi yapan yüklenici firmalar kazanırken devletimizin parası ise çar çur ediliyor.

Şimdi ben acizane olarak sormak istiyorum. Bu ‘perde beton’ yapılırken uzman görüşten görüş alındı mı? Meslek odalarımız ile istişare edildi mi?

Merak edip birkaç meslek odamızın başkanını aradım. Meslek odası başkanlarımız, o beton yığını oraya yapılırken kendilerinin haberi olmadığını söylediler.

İşte her şey ortada. Bu bize bir kez daha gösterdi ki şehrimiz ortak akılla değil de ‘Ben yaptım oldu’ mantığı ile hala yönetiliyor. Kaybeden de şehrimiz oluyor.

İnşaat Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi Başkanı Mustafa Yaylalı ile görüştüm. Sayın Yaylalı’ya da ‘perde beton’ yapılırken konudan haberdar olup olmadığını sordum.

Sayın Yaylalı biraz da sitemli bir dille şu ifadeleri kullanıyor “Bu duvar yapılırken bizden kimse herhangi bir görüş alınmadı. Şehrimizin sorunu ortak akıl. Ben farklı şehirlerdeki toplantılarda arkadaşlarımıza söylüyorum; Trabzon’da işini bilen uzman kişiler ve çok sayıda uzman mühendislerimiz, meslek odalarımız olmasına rağmen maalesef gerektiği şekilde onlardan faydalanamıyoruz” diyor.

Acı ama gerçek bu. İşte şehrimizin hali ortada. Uzmanlara, bilir kişilere sormadan, danışmadan hareket edilirse sonuç da böyle olur. Önce yaparız, sonra yıkarız.

Paralarda havaya uçup gider. Belki orada kullanılacak olan para güzel bir hizmette kullanılabilirdi.

Şehrimize yazık oluyor; artık ortak akıl ile hareket edilmeli.

Bakan Soylu’nun ‘perde beton’ olayına müdahil olması bize bilinen bir gerçeği bir kez daha göstermiş oldu. Demek ki şehrimizde Bakan Soylu’nun yaptırım gücü var. Bu bir kez daha teyit edildi.

Bu arada şunun altını çizmekte fayda var. Sayın Yaylalı, Bakan Soylu’dan önce Sera Gölü’nde ‘perde beton’ yapılmasına karşı çıkmış ve bu konuda farkındalık oluşturmaya çalışmıştı. Yaylalı’nın çağrısı her ne kadar kulak arkası edilse de duyarlılığı açısından kendisine teşekkür ederiz.

Umarız Sera Gölü masaya yatırılacağı zaman uzmanlar, meslek odaları da toplantıya çağrılır.