Dede Korkut Boğaçhan Derneği Başkanı ve aynı zamanda Trabzon Yazarlar Derneği Başkanı Mustafa Durmuş bu yıl dördüncüsü düzenlenecek olan Dede Korkut Boğaçhan Kültür Sanat Festivali öncesi açıklamalarda bulundu. Durmuş amaçlarının Müslüman Türk dünyasının kültürünü gelecek nesillere aktarmak olduğunu belirterek “Boğaçhan festivalleriyle Müslüman dünyasının yaşadığı kültürü günümüz insanlarına aktarıyoruz. Koç katımı, hıtırellez Dede Korkut kültürüdür. Bu yörede yaşayan insanların böyle kültürleri olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Festivalde kurulan çadırlarda yaptığı nasihatleri anlatıyoruz” dedi.

İşte Durmuş ile yaptığımız o keyifli röportaj:
Bize bu dernekleri ve çalışma alanlarını kısaca tanıtabilir misiniz?
DÖRDÜNCÜSÜNÜ YAPIYORUZ

Trabzon Yazarlar Derneği, Trabzon’da 52 yazarın faaliyetlerini bir çatı altında sergiledikleri oluşumdur. Boğaçhan Derneği 2012’de kurduk. 2013’ün Mart Ayı’nda yapılan genel kurulunu yaptık. Maçka Dede Korkut Kaan Turali Han Derneği’ni kurduk faaliyetlerini önümüzdeki sene başlatacağız. Aynı yılın Haziran ayında Dede Korkut Boğaçhan Kültür Sanat Festivalini yaptık. O tarihten beri üç festival yaptık. 2016’daki festivali ülkemizde yaşanan sorunlardan dolayı yapamadık. Yarın Maçka’nın Üçgedik Yaylası Büyükharman mevkiinde yapılacak Dede Korkut Boğaçhan Dördüncü Kültür Sanat Festivalini gerçekleştireceğiz.

Bu derneklerin kuruluş amaçları hakkında bilgi verir misiniz?
BOĞAÇ BÖLGESİNİN 64 OBASI VAR

Trabzon Yazar Derneği’nin amacı isminden de anlaşılacağı üzere yöremizdeki yazarların çalışmalarını tek çatı altında yürütmelerini sağlamaktır. Dede Korkut’un bu yörede geçen birinci destanı Boğaçhan’dır. Boğaçhan Bölgesi Maçka’nın en yüksek köyü 2 bin 220 rakımlı Bohaç Köyü’dür. Buranın diğer ismi Boğaç günümüzdeki ismi ise Üçgedik’tir. Burada bilinen hane sayısı 3 bin civarıdır. Boğaç bölgesinin 64 obası mevcuttur. Şalpazarı, Tonya, Vakfıkebir, Beşikdüzü, Akçaabat ile Maçka sınırları içindedir. Trabzon’un toprak bakımından en büyük alana sahip tanımlanmış bölgesidir. Eski Oğuz kültürünün egemen olduğu yörede her sülalenin bir obası mevcuttur. Yılların yöre insanının bu kültüründe bozulma olmamıştır. Burada yaşayanların geçim kaynakları eskiden Mile buğdayı ve arpa yetiştiriciliğiydi. Günümüzde karabakla, ahlak armutu, patates yetiştiriliyor. Festivalde kurulan çadırlarda yaptığı nasihatleri anlatıyoruz. Bizden sonra yaşayan kuşaklara Boğaçhan’ı yaşatmak ve tarihimizi anlatmak istiyoruz. Yörede var olan harman tahtası, tarım toplumu kültürünü yaşatmaya çalışıyoruz” dedi

3 BİN CİVARI NÜFUS VARDI…
Mile buğdayı dünyada en erkencil buğday türüdür. Yöreye has bir üründür. Esrarengiz bir olayı anlatayım; Trabzon’da herkes iki tane Gülbaharhatun Camii olduğunu bilir. Aslında üçtür. Bunlardan biri Boğaçhan’da hala faal durumda Mile vadisindedir. Yeri tam olarak Kadırga Yaylasının olduğu vadinin sonundadır. Yörede yaşayan belli başlı sülaleler Duralioğlulları, Kamiloğulları, Seden Oğulları, Baki Oğulları, Manat oğulları, Kusur Oğulları’dır. Osmanlı devrindeki nüfus sayımlarında 3 bin civarı bir nüfus olduğu ifade edilir. Ancak o zaman ki nüfus sayımlarında sadece erkekler sayıldı. Bu rakama kadınları da eklersek yörede bayağı bir insan yaşardı. Konuşma dilleri hakkında bilgi verecek olursak Türkçe’de çocuk olan kelime Uşak şeklindedir. Ömer ismi Emer, Süleyman adı İsliyman’dır. Hüseyin İsiyin diye söylenir. Fatma biz de Fadime’dir.

-Derneklerin kuruluş amaçlarından bahseder misiniz?
OBA SİSTEMİNİ YAŞATMAK İSTİYORUZ

Trabzon’da Dede Korkut Derneği vardır. Dede Korkut’un bu bölgede dört han yetiştirmiştir. Bunlardan biri Boğaçhan, diğerleri Kaan Turali, Salur Kazan, Bamsı Beyrek’tir. Bamsı Beyrek Bayburt’tadır. Dede Korkut 19 sene Trabzon’da yaşamış olup mezarı Bayburt’tadır. Amacımıza gelince; bu bölgede yaşayan müslüman kültürünü günyüzüne çıkarmaktır. Bu anlamda yıllarca festival yaptık. Anlatmak istediğimiz konu; Kafkasya’dan göçüp gelen biz Azeriler diğer bir ifadeyle Kafkas Türkleri Bayburt’a yerleşmiştir. Biz oba sistemini yaşatmak istiyoruz. Oğuz Kültürünü yaşatmak istiyoruz. Müslüman Kültürünü yaşatmak istiyoruz. Kültürümüzdeki değerleri yaşatmayı amaçlıyoruz. Bunun için Boğaçhan’da Boğaçhan Festivali’ni yapıyoruz. Nasıl yaptığımıza gelince Boğaçhan’da Dede Korkut Boğaçhan’a özgü değerleri ortaya koymaya çalışıyoruz.

DEDE KORKUT ÖNCÜ İDİ…
Ünvanı Dede Korkut’un ismi Ali Baba’dır. Dede Korkut büyük anlamına gelir. Her yapılan işte öncü olmuştur. Festival alanının yapıldığı Büyükharman mevkiinde Boğaçhan boğayı yenmiştir. Bayındır Han’ın çağrısıyla yöreye gelen Dede Korkut oğlana Boğaçhan ismini koydu. Biz ortaya konulan kültürü yaşatmaya çalışıyoruz. Yöreyi seçmelerinin sebebi hayvancılıkla geçinmeleridir. Burada otlak, hava ve su oluşundan ötürü Boğaçhan burayı yurt olarak seçmiştir.

-Projeleriniz ve hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
TÜRK DEVLETLERİNİ DAVET EDECEĞİZ

Projelerimiz arasında önümüzdeki sene festivalimizi Uluslararası düzeyde gerçekleştirmektir. Müslüman ülkeler ve Türk devletleri davetlimiz olacak. Bu derneğimizin isminin başında Trabzon oluşu büyük bir dernek olduğunun kanıtıdır. Bu dernek adına ilimizde Uluslararası Edebiyat Festivali düzenledik. Trabzon’da Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi’nde 90 yayınevi 90 yazar kitap sergisine 20 civarı yazarla katıldık. Mayıs Ayı içinde İstanbul’da gerçekleştirilen Trabzon Günleri’nde kitap günleri düzenledik. Trabzon’lu yazarların kitaplarını yabancı ülkelerin kütüphanelerine sattık. Yakında bir yayınevi kurarak yazarlarımızın eserlerini dünyaya tanıtacağız.

130 KÜSUR YIL YAŞADI
Dede Korkut; müslüman dünyasında gelecekten haber veren bir şahsiyettir. Sözlerinden önemlileri ‘Adı Güzel Muhammet’e Salavat, Su uyur düşman uyumaz, Düşman içerde ise kapı kilit tutmaz’ sözleri ona aittir. Müslümanları ömrünce öğüt vermiştir. Peygamberimizle aynı dönemde yaşamıştır. Resulü görmeye dört kişiyle gitti ama kendisi ile mi dört kişi yoksa yanında mı dört kişi vardı belli değil. Ama Peygamberimizi ziyaret ettiği kesin. 130 yıl küsur yaşadığı muhtemeldir. Mezarı Bayburt’tadır. Trabzon yararı için 4 han yetiştirmiştir. Bunlar; Boğaçhan, Salur Kazan, Kaan Turali Han, Bamsi Beyrek’tir. Han demek günümüzdeki profesör gibi bir ünvandır. Yaptığı kahramanlıkla ödül alacak kişi han olurdu. Örnek Boğaçhan boğayı yenerek bu ünvanı almıştır. Boğaçhan Bayındır soyundandır. Dede Korkut Destanlarının nüshaları Vatikan ve Dresten’dedir.

-Dede Korkut Kafkasya’dan Bayburt’a neden gelmiştir; sebebi nedir, açıklar mısınız?
OTAĞINI KADIRGA’YA KURDU

Dede Korkut Kafkasya’dan Bayburt’a aşırı kurakların oluşu yüzünden gelmiştir. Konar göçer bir aşirettir. 16. yüzyıla kadar böyle yaşamışlardır. Sonrasında yerleşik düzene geçmişlerdir. Hala oba sistemiyle yaşarlar. Yurtları Fatih Sultan Mehmet Trabzon’u fethettikten sonra netleşmiştir. Fatih, öz Türkçe konuşan bu hakların inançlı insanlar olduklarını ifade ederek Trabzon’u alabileceğini söylemiştir. Otağını Kadırga Yaylasına kurmuştur. Burada kaldığı üç gün boyunca yaptığı çalışmalarla Kommen’i yıkabileceğini ifade etmiştir. O yıllarda Boğaçhan’da karpuz yetiştiriliyordu. Oranın adı hala Karpuzlu Mahallesi’dir. Bostanlı Mahallesi de vardır. Katır alanı, Alacadağ Dede Korkut Destanlarında geçer. Katır Kayası zamanla Kadırga olmuştur.

-Boğaçhan hakkında bilgi verir misiniz?
BOĞAÇ BOĞAYI YENEN ADAM

İsmini Dede Korkut vermiştir. Gerçek adı Karaoğlan’dır. Boğaç boğayı yenen adam anlamındadır. Sekizinci asırdan beri bin iki yüz senedir halkın kültüründe yaşam sürüyor. O’nun kültürüyle yaşıyoruz. Bugün Trabzon’da çok büyük hünerleri vardır. Her şey Muhammet’e Salavatta saklıdır. Ananı üzme. Babanı üzme. İnsanlara öğüt veriyor. Azerilere ısırgan otunu bazlamayı sordum. Aynı toplumun bireyleri olduğumuzu anladım. Boğaçhan’ın yurdu 3 bin kapı numarası olan yerdir. Yurdu Üçgedik’tir. Yaşadığı yerler ve evleri yakında düzenleyeceğimiz basın toplansında kamuoyuna anlatacağız.

-Türk Kültürü açısından Dede Korkut ve Boğaçhan’ın bölgemizdeki önemi nedir?
KARAHANLILARDAN BERİ…

Müslüman halkı açısından sekizinci asırdan beri Dedem Korkut’tan gelen ışıklardır. Bu ışıklar Karahanlılardan beri devam ediyor. Akkoyunlu devletinin içinde de vardır. Uzun Hasan tarafından yazıya geçirmişlerdir. Bu metinler şimdi bizde yoktur. Vatikan ve Dresten’de var. Biz o metinleri alıp tercüme ettik. Boğaçhan festivalleriyle Müslüman dünyasının yaşadığı kültürü günümüz insanlarına aktarıyoruz. Koç katımı, hıtırellez Dede Korkut kültürüdür. Bu yörede yaşayan insanların böyle kültürleri olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Festivalde kurulan çadırlarda yaptığı nasihatleri anlatıyoruz. Bizden sonra yaşayan kuşaklara tarihimizi yaşatmak istiyoruz. Yörede var olan harman tahtası, tarım toplumu kültürünü yaşatmaya çalışıyoruz.