Allah korudu.
Buna da şükür diyelim.
Trabzon Büyükşehir’e bağlı körüklü otobüs Yomra yakınlarında karpuz gibi ikiye ayrıldı.
Bu korkunç olay, şükür ki 3 yaralı ile atlatıldı.
Facia daha da büyük olabilirdi.
Ya onlarca ölüm olsaydı!
Peki, bunun sorumlusu kim?
Veya kimler olurdu?
Açıkçası faturayı kim öderdi?
Büyükşehir Belediyesi konuyla ilgili bir açıklama yapmadı.
Ne yalan söyleyeyim, ben duymadım görmedim.
Tabi ki yaşanan olayda birinci derecede sorumlu Büyükşehir Belediyesi’dir. Gerekli zamanlarda araçlar bakıma giriyor mu?
Araçların bakımı nasıl yapılıyor?
Yapılıyorsa yeteri derecede özen gösteriliyor mu?
Bir sürü soru işareti var konuyla ilgili kafalarda.
Arkadaşlarımız aynı olayla ilgili daha öncede haber yapmışlar.
Büyükşehir Belediyesi yapılan habere karşı cevap verip, “Hepsi yenidir” demiş. Dolayısıyla kaza yine aynı şekilde olunca bu kez arkadaşlarımız çağrıda bulunup, ‘Doktor bu ne?’ diye yazmışlar.
Evet, ortada bir araç cenazesi var.
Haklı olarak da sorduk, ‘bu ne?’ diye.
Cevap beklemek de hakkımız olsa gerek!

ÇAĞRI VAR DA CEVAP VEREN VAR MI?

Bakan Berat Albayrak israf konusunda bütün kamu kuruluşlarını uyarıp kendilerinde bulunan araç gereç envanterlerini çıkartmalarını istemiş.
Demek ki durum vahim!
Demek ki kazın ayağı öyle söylendiği gibi değil.
Eğer, Albayrak tasarruf diyorsa bildiği ve gördüğü bir şey vardır.
Albayrak’ın çağrı yapalı neredeyse bir hafta olacak.
Bugüne değin bir açıklama gelmedi yetkili konumda olan mercilerden.
Neyi beklerler anlamış değiliz.
Ekonomiden sorumlu bakan diyor ki, tasarruf yapılmalı.
Emir büyük yerden gelince biz de merak ediyoruz gelen emire kim atlayıp, “Helal olsun, doğru diyor bakan. Tasarruf yapmalıyız” diyecek diye.
Ne hazindir ki kimseden çıt yok.
Kimsenin sesi çıkmıyor.
Bir kere alışılmış ya har vurup harman savrulmaya!
Haliyle vazgeçilmesi de zor oluyor.
Allah bizi israfı ilke edinen yöneticilerden korusun.

TERKİ DİYAR EDİYORLAR
 

Yok öyle yaptılar.
Yok böyle davrandılar.
Yok temiz değilmişler.
Yok her şeyin hesabını yapıyormuşlar.
Dönme vakitleri geldi çattı.
İşte dönüyorlar!
Arap turistlerin büyük bölümü şehrimizden ve bölgemizden ayrılıp memleketlerine dönmeye başladılar. Trabzon ve Karadeniz Bölgesi yaşanan ekonomik krizi fazla hissetmemişse bunda Arap turistlerin payı asla yok sayılamaz, sayılmamalıdır da.
Bakalım bundan sonra ekonomiye ve piyasaya yansıması nasıl olacak.
Birde gelip dönmeyenler var!
Asıl sorun onlar değil mi?
Onlar işin hep tüketip tarafında duruyorlar.

ÖNEMLİ BİR KARAR

Devrim gibi bir karar!
Mutlaka kazaların önüne geçecek bir olay oldu, araç hareket halindeyken cep telefonuna konuşma yasağı getirilen karar.
Kim ne derse desin, hepimiz araç sürerken telefon ile konuşuyoruz.
‘Ben yapmıyorum’ diyen inanın yalan konuşuyordur.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bütün kolluk kuvvetlerine çağrı yaparak şu talimatı verdi: “Bundan sonra araç sürerken kimse telefon ile konuşmayacak, konuşanı kontrol esnasında yakalarsanız mutlaka cezai müeyyide uygulayın.”
Doğru bir karar!
Ancak uygulanması geç kalınan bir karar.
Temennimiz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun aldığı bu karara bütün sürücülerin uyması.
Bizler inanıyoruz bu karara uyulması halinde bu konuda yaşanan kazaların mutlaka önüne geçilecektir.
Uymayan kim olursa olsun en ağır ceza ile cezalandırılması da en büyük dileğimiz olsun.

TEK SES ONDAN ÇIKIYOR

Karadeniz Bölgesi’nin iki önemli ürününden birisidir fındık.
Fındık toplama sezonu açıldıktan beri konuşulan tek gündem fındık olmuştur.
Bakın istatistiklere neredeyse bir buçuk ayı aşkındır her gün medyada ve kamuoyunda yer bulmuştur, bu değerli olup da hiçbir zaman gerçek değerini bulamayan ürünümüz.
İşin garip tarafı ne biliyor musunuz?
Fındık için üretici fiyat beklerken üreticinin hakkını isteyen ve savunan bölgenin tek milletvekili Ordu MHP Milletvekili Cemal Enginyurt olmaktadır.
Adam neredeyse her gün miting düzenleyecek duruma geldi.
Hemen hemen her gün bütün yetkili kurumları ve kişileri göreve çağırmakta. Ancak ne sesini duyan ver Enginyurt’un.
Ne de kendisine destek veren!
Yine de durmuyor.
Yine de bıkmıyor.

Her gün konuşuyor, konuşuyor, konuşuyor.
Kutluyoruz kendisini.
Belki sesini duyan, sesine çağrı veren olur.
Bölgenin şuan en önemli sorunlarından birisi haline dönüşüveren fındığa acaba bölgenin diğer milletvekilleri ne der?
Hani bunu da merak etmiyoruz değil.