Yaş ortalaması 29.1 olan ilk on bir ile sahada yer alan milli takımımızın  hedefi  Finlandiya  maçı  ardından,  oynanacak  maçı da alıp 6 puan hedefini tutturarak,  guruptan çıkabilme umudunu ileriki maçlara taşıyabilmekti. Bu yakın hedefi  açıklayan Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’di. Maç kadrosu da bu düşünceyi destekleyen”Bbu maçı alalım ,önümüze bakalım “diyen bir maç kadrosuydu.Bir başka ifade ile günü kurtarabilme kadrosu ile oyun alanına çıktı millilerimiz.

9.dakika soldan İsmail Köybaşı ortası ile buluşan Cenk Tosun takımımızın ilk golünü attı. Bu golden 4 dakika sonra bu defa sağ kanattan Selçuk İnan’ın kullandığı köşe atışına yaptığı  kafa vuruşu ile tabelayı  2-0 olarak değiştiren yine Cenk Tosun oldu.

Türkiye Futbol Direktörü,rakibin  teknik yetersizliğini ,top ile oynama beceriksizliğini kendi oyun anlayışının anafikri olarak belirledi ve oyunu  rakibin bu özelliği üzerine geliştirdi.

Oyun alanının  her  bölgesinde  topun olduğu her alanda,rakibe zaman zaman birden fazla oyuncu ile yaptığı baskı ile bir yandan oyun kurma şansı vermedi, bir yanda da rakipten kaptığı toplar ile gol aradı.İlk 45 dakika bu görüntü ile sonlandı.Ancak görüntü böyle olmasına rağmen baskıyı zaman zaman çözen Finlandiya ekibi gol pozisyonları yakaladı. Maçın 42.dakikası kale direğimizden döne top takımımız adına şans dakikasıydı.

Maçın ikinci yarısı elde edilen iki farklı skoru korumaya çalışan bir Türkiye ve skoru değiştirme çabasında olan bir Finlandiya izledik.

Günü kurtardık. Ancak,bu ekibin ve oyun anlayışının bizi 2018 Dünya Kupası  şampiyonasında yer alacağımız inancını veremedi.

Türk Futbolunda planlayıcı olanlar  , yıllardan beri Federasyonumuzun kurulduğu  1923 yılından beri hiçbir zaman ileriye dönük bir planlama içerisinde olmamıştır.

Bu tavır ülkemiz futbol genlerinde yer etmiş bir özelliktir. Devamlı günü kurtarmak, günü mutlu yaşatmak hedef olmuş ancak, gelecek yılları planlayıp bir gün değil ,bir çok mutlu  gün yaşayabilme anlayışını geliştirebilmiş değiliz. Bu anlayış,”sezonu kurtaralım ”kulüplerimizin de genel  politikası olmaktadır .

Maçı izlerken Yusuf Yazıcı’nın niçin kadroda değil oyun alanında olmadığını merak ettim.

A milli takım kadrosuna çağrılmayan Yusuf Yazıcı hangi futbol  kafasıdır  bilmek isteriz.

Ümit milli takım kadrosuna çağrılıp,A milli takım kadrosuna çağrılmama nedenlerini bilenler vardır her halde. Futbolcu ruh halini bilenler, ümit milli takım kadrosuna alınan  Yusuf Yazıcı’nın iç dünyasında neler yaşadığını düşünmelerini isterim.

Bu karar yani, Yusuf Yazıc’nın milli takım A kadrosuna değil de ümit milli takım kadrosuna alınması konusu, Türkiye Futbol Direktörünün tek başına bir kararı mı ? Yoksa Yanal ile yapılan bir görüşme sonucu mu? Bunun kamuoyuna açıklanması elzemdir.