Siyasetin ne duruma düştüğünü/düşürüldüğünü birlikte görüyor/yaşıyoruz.

Bu durum neden, niçin oluştu?

Bu sorunun yanıtını önce bu alanda kendilerine; "Ülkeye ve insanına hizmeti görev kabul edenler"in vermesi gerekiyor?

Yani, günümüz siyasetçilerinin...

Onlara sorarsanız, tabii ki ulus ve ülkeye hizmet için siyasi mücadele yapıyorlar.

Kutsal bir görev... Alkışlanır da...

Ama siyaseti yurttaşı birbirine düşürecek, konuşmaz edecek, küstürecek, siyasi dargınlıklar yaratacak raddeye, had noktaya/safhaya getirmenin, taşımanın anlamını kim açıklayacak?

Yaşadığımız coğrafyadaki acıları toplum olarak görüyor ve paylaşıyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk ulusunu bütünleştirerek kurduğu Cumhuriyet Türkiye'sinin günümüzde dahili ve harici bedhahlar"ca maruz kaldığı alçak saldırılarla yok edilmek istendiğini bilmeyen mi var?

Böyle bir durumda/ahvalde, içte toplumsal bütünlüğü sağlayacak önlemler düşünülüp alınıyor mu?

***

Bundan tam 60 yıl önce idi. Zamanın "iktidar partisi" DP ve o zamanın da "anamuhalefet partisi" CHP arasında kıyasıya siyasal rekabet yaşanıyordu. DP, bozulan ekonomik düzenin yaratacağı hoşnutsuzluğun artmasından korkup 1958 yılında yapılacak milletvekili seçimlerini 1957 yılı Ekim ayına aldı.

Bu bir  "erken seçim"kararı idi.

Niçin? TBMM'de çoğunluğu kaybetme ve iktidardan düşmemek korkusu...

İktidardan düşmek nasıl bir durumdur acaba? Ölmek değildir herhalde...

Ölmek olsaydı, Batılılar iktidardayken herhalde istifa etmezlerdi.

***

1957 seçimlerinden sonra yeni bir siyasal cepheleşme oluştu. 19 Eylül 1959'da CHP, CMP ve HP liderleri bir araya gelerek "Güç Birliği"nde anlaştılar.

Buna karşın DP'de "Vatan Cephesi"ni kurdu.

Bu iki teşebbüs, ülkede ciddi anlamda kamplaşmayı beraberinde getirdi.

Siyasal tarih altmış yıl öncesini böyle yazıyor.

***

Gelelim bu güne...

Hiç mi tarih okumuyor, hiç mi bu alanda bilgimiz yok?

***

Vatan Şairimizin şiirini birazcık değiştirerek söyleyelim:

"Ne efsunkar imişsin ey didarı (koltuk), esiri aşkın olduk."