Ah edip inlerim gurbet ilinde.
Uzaktan göründü benim bağlarım
Yine garip kaldım gurbet elinde
Sevdiğimi her gün anar ağlarım
Neyleyim köşkü, neyleyim sarayı
İçinde salınan yar olmayınca...

Bu şarkının sözleri duygularımıza tercüman oluyor.

Aslında fazla söze gerek te yok.

Gelelim sadette.

Galatasaray’ı yenmişsin ne olur. 4 gol atmışsın ne olur. İki hafta Galatasaray galibiyetiyle yatıp kalktık, Ünal Karaman’ı en büyük teknik direktör kategorisine koyduk.

Yönetim bu işi biliyor,bu futbolcular ile şampiyonluk yarışında olunur dedik.

Ama Alanyaspor maçı hepsinin faso fiso olduğunu gösterdi.

Peşinen söyleyeyim küme adayları içerisinde garanti olan bir takım Alanyaspor.

Böyle bir Alanyaspor karşısında pozisyon üretip gol atamıyorsan başta teknik direktör Ünal Karaman olmak üzere herkes şapkasını önüne koymalı ve ciddi ciddi düşünmeli.

Demek ki Trabzonspor öyle şişirilecek, abartılacak kadar top oynamıyor.

Büyük umutlar vaat ettiğimiz Yusuf sahada gezindi durdu.

Gözlerimiz Rodallega’yı aradı. Rodellaga’yı göremedik ama Köksal hocayı gördük.

Kısacası Trabzonspor’un ne tadı vardı ne de tuzu.

İki haftadır yazıp çiziyoruz. Trabzonspor’un Galatasaray galibiyetini bu kadar abartmayın diye.

Bu takımın iyi futbol oynamadığı sadece bireysel becerilerle sonuca gittiğini dile de getirmiştik. Ancak kimseyi inandıramamıştık.

Fotoğrafa baktığımızda herkesi Nevşehir’deki peri bacalarında uçan balonlara dönüştürmüştük. Ve balon patladı.

Bundan sonra herkes ayağını yere sağlam basmalı. Alınan bir galibiyetle baharın geldiğini zannetmemeli. Artık önümüzdeki Akyazı’daki iki maça bakmalıyız.

Ben her şeye rağmen Trabzonspor’dan umutluyum. Yine takımımıza destek olmalıyız diyorum.