Ne yapmaları gerekiyordu?

Veya ne yapacaktılar.

CHP il ve ilçe başkanları istifa etmeliymiş.

Aklı evvellerin sorununa bakar mısınız?

Neyle uğraşıyorlar…

İki partinin genel merkezlerinin ittifak çalışmalarını yaptıklarını bilmeyen mi var?

CHP’nin il ve ilçe başkanları ittifak görüşmelerine rağmen ne yapmaları gerekiyordu?

Öyle ya, bizim adayımız şudur deyip sahaya mı inseydiler, genel merkezlerin görüş alışverişi yaptıkları bu dönemde?

Yapmayın, etmeyin.

Bu kadar sığ düşünmeyin.

Çok gülünç oluyorsunuz.

KİM DAHA KARLI?
CHP ile İYİ Parti’nin yaptıkları ittifakta bana göre en karlı çıkan taraf CHP olmuştur.

Neden derseniz?

CHP’nin İYİ Parti’ye bıraktığı büyükşehirlerde kazanma şansı var mı?

Mümkün değil.

Belki bir iki ilde biraz şansları olabilir diyelim.

Bir de buna karşı CHP’nin aldığı illere bir bakın.

O nedenle diyorum ki yapılan ittifakla birlikte görünen fotoğrafta kazanan CHP olmuştur.

HADEYİN ORADAN BE!
Neymiş efendim ben CHP adayının olmadığı bir adaya oy vermemmiş.

Neymiş efendim gerekirse oy kullanmammış.

Neymiş  efendim Kılıçdaroğlu istifa etsinmiş.

Hadeyin oradan be!

Adı üzerinde ittifak bu.

Bir de aşağıdan yukarıdan sol oylara bir bakın yüzde kaçtır.

Son yıllarda yapılan seçimlerde CHP’nin oy yüzdesi ortada.

Siz hala Rize çayını bir kenara bıraktınız, kaçak çayla çay demleme derdindesiniz.

Birazcık şapkanızı önünüze koyun.

Ve bir düşünün “CHP neden büyümüyor” diye.

ŞAKA GİBİ
Aday olacak kimse yok muydu?

Veyahut Trabzon’da siyasetle uğraşan kimse kalmadı mı ki iş Lemi Çelik’e kadar gelip dayandı.

Lemi Çelik, CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmalıymış.

Vay anasını ya?

Allah’ım sen aklımıza mukayyet ol.

Lemi Çelik Trabzonspor’da oynamış olabilir.

Lemi Çelik bir zamanlar İstanbul’da bir ilçede aday da olmuş olabilir.

Benim anlamakta zorlandığım, futbol hayatını noktaladıktan sonra Trabzon’a veda eden Lemi Çelik Trabzon’da siyasi olarak nasıl karşılık bulacak?

Bu işlerin sahada “Başbakan Lemi” diye bağırmakla olmadığını en az bizler kadar Çelik de biliyordur.

GÜZEL MESAJLAR
Murat Zorluoğlu hızlı başladı.

Trabzon’a geldiği günden beri dur durak bilmiyor.

Gece yarılarına kadar partililerle istişarelerde bulunup, Trabzon hakkında en ince ayrıntısına kadar bilgi alıyor.

Önceki gün basının önüne çıktı.

Kamuoyuna güzel mesajlar verdi.

Temennimiz verilen bu mesajların başkan olması halinde hayat bulmasıdır.

Ben buradan uyarımı yapayım.

Trabzon halkı mesajlar konusunda iyi antrenmanlıdır.

Bu vesileyle sayın Zorluoğlu’na hoş geldin diyor başarılar diliyorum.

SUSMAK ERDEMLİKTİR
Allah aşkına siyaset bu kadar mı çirkinleşir?

Bu kadar mı pervasız yapılır?

Bu kadar mı ayak oyunlarıyla, kol bastısı oynatılır?

Bu kadar mı vefasızlık gösterilir?

Bu kadar mı çirkefleşilir?

Bilmeyen arkadaşlara tekrar hatırlatayım burası Trabzon.

Burada herkes herkesi iyi bilir.

Üstelik herkes herkesin ciğerini de dalağını da diplerine kadar tanır ve bilir.

O nedenle kimin ne yaptığı, kimin ne söylediği çok kısa sürede çok çabuk, üçüncü şahıslarla buluşur.

Hani bazen denir ya susmak erdemliktir diye.

Hiç değilse o erdemi şimdilik gösterin.

GELECEK GENÇ’İN
Duyuyoruz.

Neyi mi?

Güya, Ahmet Metin Genç’e ekibi zarar vermiş.

Nasıl zararsa bu?

Neye göre zararsa?

Ne yapsaydı ekibi, çalıştıkları çok sevdikleri başkanına sahip çıkmasa mıydılar?

Ne yapsaydı ekibi?

Başkanlarıyla güzel paylaşımlar yapmasa mıydılar?

Ne yasaydı ekibi?

Bir kenara çekilip, vurun abalıya misali, Ahmet Metin Genç’e vurmak isteyenlerimi seyretseydiler?

Ekibi şunu gösterdi ki Genç asla yalnız değildir.

Ben de şunu diyorum ki Ahmet Metin Genç şu süreçte Trabzon halkına şunu gösterdi ki Trabzon’da müthiş bir Genç sevgisi oluşmuş.

Bakın görün, buradan yazıyorum, önümüzdeki dönemlerde Trabzon siyasetinde mutlaka Ahmet Metin Genç imzası olacaktır.

GELEN VURUYOR GİDEN VURUYOR
Vallahi zaman içerisinde organiktir diye yazılırsa da hiç şaşmam.

Dün balıkçı tezgahlarının önünden geçtim.

Tezgahta olan hamsilerin üzerinde ‘yerli’ diye yazılı tabelalar gördüm.

Sizi bilmem ama bana bu biraz garip geldi.

Kendi kendime acaba hamsinin yabancısı da mı var ki yerli olduğunu vurgulamak istiyor balıkçılar?

Unutmadan; yerli olunca da fiyatı biraz tuzlu ve farklı oluyor.

Tabi ki ne olursa sonunda olan vatandaşa oluyor, normal fiyatla yiyeceği hamsiye yerli etiketi de vurularak daha pahalı yemek zorunda kalıyor.

Nasılsa serbest piyasa ya?

Gelen vuruyor, giden vuruyor etiketlere.

Denetleyenler mi?

Zabıtalar vardı, onlar da çekildiler herhalde.

Şuan görünürde zabıta mabıta da yok.