Bunca yılımız futbolun içinde geçmiştir her türlü acayipliklerle karşılaşıp şahit olmuşuzdur fakat bir mesele var ki Trabzonspor bu engeli veya bu sendromu bir türlü aşamamıştır...neden?

Tüm zirve rakipleri maç kaybetmiş puan kaybetmiş siz de üstelik kendi sahanızda ve puan cetvelinin en altında bir takımla maç yapıp zirveye çökeceksiniz. Yani önemli bir fırsat. Millet yani rakipleriniz size “Ey Trabzonspor gel başımıza çök” diyor siz? “İstemem sen buyur” diyorsunuz. Sadece dün ki Erzurumspor maçı için mi diyorum? Hayır...te gel evveli böyle. Gidin gerilere, bakın arşivlere Trabzonspor hep böyle. Gelelim dün’e. E be birader yani Erzurumspor’un klası kapasitesi belli. Sizin yakaladığınız ivme belli. Senin performansın son haftalardaki çıkışın ortada. Adam küme çizgisine çökmüş ordan çıkması asla mümkün değil. Peki nasıl ettin, nasıl becerdin de kendi sahanda yine böyle ligin en zayıf takımına takıldın? Buna akıl erdirebilen varsa beni de arasın aydınlatsın.

Bakın bir takımda 33’lük 34’lük futbolcu sayısı Trabzonspor’da olduğu kadar olursa bu ekip iki hafta koşar üç hafta yatar. Niye? Derseniz bu iş ilime bilime terstir. Olmaz onbir kişilik bir ekibin sahada 3 veya 4 tane futbol için yaşlı sayılan adamın kahrını çekmesi bunları sırtlaması mümkün değildir. Bize inanmıyorsanız gidin bir anatomi, beslenme, fizyoterapi uzmanına bir hekime danışın. Psikolojik, sosyolojik, anatomik ve fiziksel olarak mümkün değildir. Evet bir takımda bir tane hadi siz bizdensiniz olsun iki tane yaşlı(!) futbolcu olsun. Bazı steresli havalarda takıma fren ve itidal aşılasın yani ağabeylik yapsın. Eyvallah. Fakat bu kadar 34 lük adam zor ve efor isteyen bir maçta 11 kişi içinde yüktür yük. Altından kalkamaz. Hatırlayın evvelde 30 yaşını bulanlar hep jübile yapıp sahalardan çekilirdi. Şimdi ise adamların ölüsü, hurdası bile korkunç paralara imza attığı için nerede ise cenazeleri bile sahaya çıkıp top oynamaya tamah ediyor. Onlar ediyor diye şu yönetici ve teknik adamlara ne oluyor. Olmaz...boşuna kürek çekmeyin. Bu yaş sınırını aşan adamların sayısını bir anda en fazla ikiye çekmezseniz yıl bolu iki ileri üç geri gidersiniz demedi demeyin yazın bir kenara. Sonra size noluyor da iki maç almakla hemen havalara girip sözüm ona her yere posta atıyorsunuz. Biraz sakin olun. Şunun şurasında iki hafta önce yerlerde sürünürken birden bire şampiyonluk havalarına girdiniz.

Gelelim Ünal Karaman’a bir maçla sarkan kalemlere. Boşuna sizlerde Ünal konusunda bir ileri bir geri zigzag yaıp durmayın. Bu kumaş bu bu kadar da bu kadar bundan fazla şey bekleyen bu işlerde hiçbirşey bimiyor demektir. İdare edin Ünal iyi adam onu da bezdirmeyin.