Dokuz yeter mi? Bence yeter. Bahsettiğim konu ne? Açıklayacağım, rahat olunuz. Bir takımın dokuz oyuncusundan hareketle önümüzdeki fırsat yemeğini yiyip yiyemeyeceğinden bahsedeceğim.

Bu takım Trabzonspor. Dokuz oyuncusunu sayalım: Sosa, Nwakaeme, Sorloth, Mikel, Sturridge, Uğurcan, Novak, Perreira, A. Parmak.

Bu oyuncular oynadıkları ligde diğer takımlardaki emsalleriyle eşleştirildiğinde fark yaratan oyuncular. Diğer oyuncular ise (sakatlardan bazıları hariç) ya rakiplerinden geri ya da rakipleriyle eşdeğer olanlardır.

Peki bu dokuz oyuncu rakiplerine dokuz doğurtturabilecek oyun karakterine sahip mi? Bence sahip.

Hatta Türkiye'de ana omurgayı oluşturan bu oyuncular ligin son maçına kadar ayakta kalabilirse şampiyonluk hayal değil. Hele devre arasında bu oyuncuların karakteriyle kanı uyuşacak dört takviye ile bu gruba yardımcı olunursa dilinin ucuyla “bu takım şampiyon olur” diyenler dahil herkes kanaat ortaklaşmasıyla bu gerçeği yüksek sese dönüştürür.

Hiçbir takımda bir Sosa yok. Aklıyla, kalbiyle, özverisiyle oynayan böyle kavi bir karakter az bulunur.

Uğurcan bence bırakalım Türkiye'yi başat takımlarda oynayacak yeteneklere sahip bir kaleci. Şenol Güneş etki odaklarından etkilenmezse direkt kaleyi ona bırakır. Yani yad ağızlardan çekindiği için bu büyük yeteneği yedekte tutuyor.

Sörloth bence soğuk kanlı oluşu, takipçiliği ve de eforuyla yine ülke içindeki mevkidaşlarından üstün özelliklere sahip. Hava hakimiyeti ve de sol ayağının kuvvetli olması onun artılarından. Yeter ki ona kenardan ve ortadan zamanlı toplar atılsın. Hem yazar hem de çizer.

Nwakaeme ise bence rakibi ezen ve teknik özellikleri ile öne çıkan bir buldozer. Onun karşısında madara ve mudara olmayacak oyuncu yok. Atar ve attırır.

Novak'a gelince, o da defansif yönden biraz eksik olsa da hücumcu bir bek olmasıyla çok değerli. Bir anda arka direkte biter, topu ağlara iter.

Perreira bence içten oynayan, mağlubiyete muhalif tepkisel bir birey. Onun kitabında pes etmek yok. Enerji dolu ve de ait olduğu aileye sadakat besleyen bir numune insan. Onun da benzeri bu diyarda bulunmuyor.

Mikel henüz tam anlamıyla yeteneklerini kuvvetle birleştiremedi. Hani tam zımba haline gelirse onun da muadili ne Seri ne Eleni olur. Ama kıblesi iyiye doğrudur. Kazanılırsa büyük kazanım olur.

A. Parmak benim yıllardır takip ettiğim bir kıymet. Dahası var eksiği yok. Çok çalışarak bu ülkeyi aşabilir ünü. Öyle olursa onun da Avrupa'dır yönü.

Suturridge benim öteden beri beğendiğim bir yetenek. Henüz bire birdeki özelliklerini ortaya koymuş değil. Onun da önce gücünü arttırmaya sonra da devamlılığa ihtiyacı var. Yılan bir oyuncu değil, yılan dansı yapan bir oyuncu. Radarları Sosa gibi çok açık. Bazı oyuncular üç metreyi göremezken onun otuz, kırk metre demeden bir sniper gibi isabeti var.

Evet böyle oyuncuları olan bir takım her şeyi başarmaya muktedirdir. Yeter ki Ünal Hoca onbir dışındaki imkanları yetersiz görüp bocalamasın. Sakatlar katılınca, devre arasında da eli kuvvetlendirilince iş rayına oturur, hocamız da bu ligi götürür.