Geçtiğimiz hafta 2017 yılının Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçları açıklandı.

Açıklanan sonuçlara göre Doğu Karadeniz illeri arasında sadece Trabzon’un nüfusunda artış yaşandı. Diğer bölge illerinin nüfusunda ise gerileme yaşandı.

ADNKS’nin sonuçlarına göre; 2016 sonu itibariyle 779 bin 379 olan Trabzon’un nüfusu, 2017 sonu itibariyle 786 bin 326 kişiye yükseldi.

Yani bir yılda şehrimizde sadece 6 bin 947 kişi olarak nüfusumuz artmış.

Aslına bakılırsa fabrika ve sanayisi neredeyse yok denecek kadar az olan bir şehirde az da olsa nüfus artışı yaşanması şaşırtıcı bir durum.

Peki ama insanlar neden şehrimize geliyor? İş için mi yoksa başka nedenlerden mi?

Bence bu artış şunun da bir göstergesi olabilir. Sonuçta şehrimize mültecilerde yerleştirildi.Nüfus artışı bundan da kaynaklanmış olabilir. Yani bu artış bizi çok da yanıltmamalı.

Şehrimizde kendi işsizimize kalıcı olarak iş verebilmekte zorlanırken dışarıdan insanların buraya iş bulmak umuduyla geldiğini düşünmenin biraz hayal ürünü olacağına düşünüyorum.

Elbette az da olsa iş için gelen insanlar vardır.

Son yıllarda şehrimizde bilindiği üzere inşaat alanında çok fazla ilerleme kaydedildi.

Yüksek katlı binalar şehrimizin dört bir tarafını sardı. Bu yüzden inşaat sektöründe çalışan insanlar da şehrimize dışarıdan gelebilir.

Bu ayrıntının dışında doğru düzgün fabrikası olmayan, sanayide çok fazla ilerleme kaydedemeyen ve tek umudunu turizme bağlayan bir şehri dışarıdaki insanlar ekmek kapısı olarak neden görsün ki?

Peki Büyükşehir olan şehrimizde hızlı nüfus artışını sağlamak için ne yapılmalı?

Şehrimizde nüfus rakamlarının açıklanmasının ardından değerlendirmelerde bulunan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’nun dediği gibi şehrimizin daha yaşanabilir olmasından ziyade sanayileşmede çok daha ileriye gitmemizden geçiyor.

Bu konuda Sayın Gümrükçüoğlu’na hak vermemek elde değil.

İyi ama ileri derecede sanayileşmek nasıl olacak? Öncelikle yatırımcıların önünü tıkamamak gerekir. Yatırımcıya imkan verildiği takdirde sanayileşmek adına coğrafi şartlarımız zor da olsa muhakkak bir uygun alan bulunur. Yeter ki yatırımcılara destek verilsin.

Bir de hammadde konusunda fındık gibi çok büyük bir nimetimiz var. Ama ne yazık ki fındığı gerektiği gibi kullanamıyoruz.

CHP Trabzon Milletvekili Av. Haluk Pekşen’in dediği gibi ‘Tereyağı var, fındık var, şehirde neden çikolata fabrikası kurulmasın?’ El birliği ile şehrimizde çikolata fabrikası kurulabilir.

Ama bunun için iktidar partisi ile muhalefet partisinin temsicileri ortak payda da buluşarak tek ses olmalı. Bir ayrı diğeri ayrı telden çalmamalı.

Ayrıca şehrimizde sanayileşmek için başka neye ihtiyaç var?  

Enerji ve teknik elemana ihtiyaç var. Enerji konusunda da son yıllarda şehrimizin bakanlarından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile bir ivme yakaladık gibi. Ancak teknik eleman konusunda istenilen seviyede miyiz? İşte bu tartışılır.

Ne kadar kalifiye ve yetişmiş eleman yetiştirmişiz? Teknik eleman olmadan sanayi alanlarında çalıştıracak kimseyi bulamayız. Teknik elemanları yetiştirmek şarttır. Ama sürekli İŞKUR’a işçi yerleştirmekle teknik eleman yetiştiremeyiz.

Sanayi ürünlerinin pazarlanabilmesi için ulaşımın da gelişmesi gerekir. Bunun için de daha az masrafı olan Avrupa ve Asya ülkeleri ile kolayca ulaşımı sağlayabilecek demiryollarının yapılması şarttır.

Bunlar sanayileşmek için gerekli olan şartlardan sadece birkaç tanesi. Daha da çok artırabiliriz. Ama bu yukarıda saydıklarımızın bir kaçı olmasa bile sanayileşmenin ‘S’sinden bahsedemeyiz.

Bu yüzden acizane olarak fikrim şu ki evet sanayileşmek zor değil; ama şehrimizin tüm dinamikleri olarak bence söylemden çok icraata geçerek gerekli şartların oluşturulabilmesi için adım atmak gerek.