Evrensel ve yerel kültürel mirasın iletilmesinde aracı rolü ve bireylerin tüm potansiyellerini gerçekleştirebilmelerini sağlamaya yönelik çabası nedeniyle, öğretmenlik bütün toplumlarda diğer mesleklerden farklı bir yere sahiptir.

13 Mart 1924 tarihinde TBMM’nde kabul edilen Orta Tedrisat Muallimleri Kanunu öğretmenliği “Devletin umumi hizmetlerinden talim ve terbiye vazifesini üzerine alan, müstakil sınıf ve derecelere ayrılan bir meslektir” şeklinde tanımlamaktadır. Yine 14 Haziran 1973 tarihinde yürürlüğe giren 1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu da öğretmenliğin “Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği” olduğunu belirtilmektedir.

Öğretmenliğin bir kariyer mesleği olarak değerlendirilmesi ve mesleki standartlara kavuşması isteniliyorsa bunu sağlayacak olan bir meslek kanunudur. Öğretmenlik mesleği genel yeterlilikleri meslek kanunu içerisinde yer almalıdır.

Öğretmen yetiştiren programların kontenjanları, Türkiye’deki öğretmen ihtiyacı ile uyumlu bir şekilde sınırlandırılmalıdır. Öğretmenler sadece Eğitim Fakültelerinde yetiştirilmeli, öğretmen yetiştiren programlara öğrenci kabulü üniversiteye öğrenci seçme ve kabulünden farklılaştırılmalıdır. Eğitim fakültelerine girişte seçme işleminin, öğretmenliğe uygunluk, mesleğe yatkınlık gibi hususları dikkate alarak; yetenek, yetkinlik, beceri ile insana ve öğrenmeye yönelik tutumların çoklu yöntem ve araçlarla değerlendirilmesine dayalı bir seçme ve yerleştirme gerçekleştirilmelidir.

Her öğretim yılı başında norm kadro esasına göre açık bulunan tüm kadrolara atama yapılmalıdır. Kadro yetersizliği gibi bir nedenle sözleşmeli, ücretli veya vekil öğretmen uygulaması ile ihtiyacın karşılanması eğitimsel açıdan kabul edilemez. Okullarda eğitimin kalitesi yöneticilerin liyakata dayalı bir kariyer sistemi içinde atanmaları ile sağlanabilir. Okul yöneticiliği geçici veya ikinci görev değil profesyonel bir meslek olmalı ve okul yöneticileri sınavla kadro karşılığı atanmalıdır.

Okullarda eğitim öğretim faaliyetlerinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve etkili bir rehberlik sağlanması için etkili bir teftiş yapısı oluşturulmalıdır. Yeter sayıda ve nitelikte Milli Eğitim Müfettiş istihdam edilerek, denetim ve rehberliğin yerinde ve zamanında olması sağlanmalıdır. Öğretmene gelişim için her türlü destek sağlandıktan sonra işini layıkıyla yapan öğretmenle yapmayan öğretmen ayrılmalıdır.

Öğretmenlik, uzman öğretmenlik ve başöğretmenliği kapsayan bir kariyer basamakları sistemi oluşturulmalıdır. Bunun için fiili olarak öğretmenlik görevinde kanıtlanmış başarılar esas alınmalıdır. Ek ders ücretleri tamamen kaldırılmalı, öğretmenlerin dersi içi ve ders dışı her türlü eğitim öğretim çalışmalarını kapsayan bir iş yükü tanımı üzerinden aylık maaşların yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Dezavantajlı yerleşimlerde çalışanlara teşvikler sağlanmalıdır.

Öğretmenlerle ilgili disiplin işlemlerinde ayrı bir duyarlılık gösterilmelidir. Okul ortamının suçtan arındırılması ve öğretmenlerin güvenliğinin sağlanması amacıyla eğitim hizmetleri sınıfında çalışanlara karşı işlenen suçlarda cezalar artırımlı uygulanmalıdır.

Yapacağımız kanunla eğitimin niteliği, mesleğe giriş koşulları, mesleki gelişim, özlük hakları, kariyer basamakları, etik standartlar, yönetici, denetici eğitimi ve istihdamı gibi konuların bir bütünlük içinde düzenlenmelidir. Çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakabilmenin yolu, onları öğretmen olmaktan gurur duyan ve mesleğinin gerektirdiği yeterliliklere sahip öğretmenlere emanet etmekten geçtiği unutulmamalıdır.