Ligin ikinci yarısına kadar, Trabzonspor’da en çok eleştirdiğim futbolcu Okay Yokuşlu idi.

Kendi ağırlığının yanında,  oyun ve pozisyon bilgisinin de zayıf olduğu..

Bu yüzde  kaptığı topları oyuna  sokarken hem geciktiği, hem de  çoğunu rakibe atarak atakları başlamadan bitirdiğini.

Ayrıca  defanstan çıkarken kaptırdığı bu  toplar yüzünden  rakibe kontra imkanı vererek  kalemizde gereksiz tehlikelere yol açtığını belirtip..

Sonuç olarak , Trabzonspor gibi  büyük hedefleri olan  üst düzey bir takımda kesinlikle ön libero olacak kalite ve kapasite de olmadığını defalarca yazmıştım.

**

Ancak, bugünkü haliyle bunların çoğundan sıyrılmış..

Oynamadığı zaman aranan..

Herkesin  ilk 11’inde  gözü kapalı yer vereceği  bir Okay Yokuşlu var şimdi.

***

Bu gerçek tüm genç futbolculara ibret olmalıdır.

Demek ki , Trabzonspor’a gelmek demek, gelişimimi tamamladım demek değildir.

Ve de hatalardan arınmak  her zaman  mümkündür..

Yeter ki ‘Ben artık oldum’ deme.

Öğrenmeye devam et.

Çünkü gelişimin sınırı yok..

Eksiklerini tamamlayanlar içinse, ulaşılacak nimet çok..

**

Bu arada Yusuf Yazıcı için de bir şeyler yazalım.

Okay kadar değilse d,e onun içinde gerçekçi tereddütler vardı.

Herkes ondan umutluydu ancak Galatasaray maçına kadar, o da bir muammaydı!

Topla buluştuğunda iyi şeyler yapıyordu lakin henüz rüştünü tam olarak ispat etmemişti.

Hele son yarım saatte ekranlara  yansıyan dili dışarıda bitkin  görüntüsü ve buluştuğu  her topla yerinde bur tur dönmeye mecburmuş gibi  tavırları umut kırıyordu.

Ancak, o da bu zaaflarından kurtuldu.

Güçlendi, kuvvetlendi ,pozisyon bilgisini geliştirip sahayı tribünden görüyormuş gibi  çok büyük bir özellik kazandı.

 ‘Adam yokluğundan oynuyor ama seneye takviye yapıldığında kadroya bile giremez” yargısını kırdı.

Ve de eğer yoldan çıkmazsa Türk futbolunda gümbür gümbür gelen bir Yusuf Yazıcı gerçeği var.

**

Birkaç sözümde yöneticilere, teknik adamları..

Demek ki  bir oyuncu için hemen yargıya varmamak, gelişim sürecini beklemek lazımmış.

Çünkü peşin yargılarla ‘olmaz’  diye dışlanan  gençlerin sayısı o kadar fazla ki..

Kazanılanlar kaybedilenlerin yanında solda sıfır kalır!