Sizi bilmem ama…

Bana tuhaf geliyor.

Hadi arkadaşlığı, dostluğu ve aynı partili olmayı bir tarafa bırakalım diyelim.

Çalışma ekibinin içerisinde olup da, mevcut başkana karşı aday adayı olmak ne bileyim bana oldukça ilginç geldi.

O nedenle diyorum ki, yaşananları ve gördüklerimizi yorumlamayıp da ne yapalım?

Belediye başkanlıklarına aday adayı olanlara bakıyorum, önemli bir kısmı mevcut belediye başkanlarıyla, sırt sırta vermiş, kol kola girmiş kişiler.

Veya çok yakın çalışma arkadaşlığı yapmışlar.

Veya kader birliği içerisinde çalışmışlar.

Ama böyle olmasına rağmen çoğu aday adayı oldular.

Gönülleri ferman dinlemedi!

Bu merkezde de böyle, ilçelerde de…

İki şık var; ya belediye başkanlığı koltuğunu dolduramadın, ben o nedenle aday adayı oldum demek istiyorlar.

Ya da yeterli icraatı yapamadılar ondan aday adayı oldum diyorlar.

Garip bir durum değil mi?

Hem de ne garip?

Siyaset böyle bir zanaat!.

FAL AÇILMAYA BAŞLANILDI BİLE!
Dedik ya papatya falı gibi olacak temayül yoklaması..

İşte olmaya başladı bile.

Birileri erkenden açtı Papatya falını…

Temayül yoklamasında ilk sıraya da Erdoğan Bayraktar’ı koymuşlar.

Her ne kadar Bayraktar “Ben yokum, ben aday olmayacağım” dese de, bakıyorum söylediklerini kimselere anlatıp, dinletememiş!

O birilerinin de ne gariptir ki Erdoğan Bayraktar sevgisi ve aşkı bir türlü bitmek bilmiyor.

Nedendir acep?

DİRİ VE İRİ TUTUYORLAR
AK Partililere bakıyorum, onlar bile temayül yoklamasından çıkan sonucun, genel merkez tarafından kabul görüp, çıkan sonuca göre hareket edeceklerine pek inanmıyorlar.

Konuyla ilgili anket yapın, anket yüzde doksana yakın bu sonucu verir.

Amma bir şey var ki önemli olanda bu zaten.

Bir kere Ak partisi bunu seçim öncesi müthiş uyguluyor.

Seçmenini, teşkilatlarını diri ve iri tutmak için temayül yoklamaları yapıyor.

Böylelikle, teşkilatlarına şu mesajı veriyor.

“Bakın biz sizin görüşlerinize değer veriyoruz, biz sizleri değerli kılıyoruz, biz sizlerin verecek olduğu karara göre son kararımızı vereceğiz” diyorlar.

Bana göre de doğru olanı yapıyorlar.

Çünkü AK Partililer için temayüllerle birlikte seçim startı verilmiş oluyor.

Bu da AK Parti’ye önemli bir avantaj sağlıyor.

NEYİN PUSUSUNDA?
Önceki gün arkadaşlarımız manşetten vermişti, ”Muhalefet pusuda” diye.

Ne pususu arkadaş?

Pusuda olan da, pusuya yatan da, bir sinyal verir.

Muhalefete bakıyoruz, kendilerinden ne bir sinyal alıyoruz?

Ne de elle tutulur bir şey görüyoruz?

Anladığımız kadarıyla muhalefet, pusu atmaya devam edecek.

Ben muhalefete şunu hatırlatmak isterim.

“Erken kalkan çok yol alır”

Ak partisi erken kalktı ve çok yol almaya başladı.

Haberiniz ola.

TRABZON ÜNİVERSİTESİ SEZÜMÜZ GELİR Mİ?
Doğrudur hepimizin destek olması gerek.

Doğrudur hep birlikte yeni kurulan Trabzon Üniversitemizi cilalayıp parlatmamız gerek.

Doğrudur herkesin sahiplenmesi gerek.

Doğrudur, biliyoruz, bunları mutlaka yapmamız gerek…

Ancak bunları yapacağız da, ne var ki yeni kurulan Trabzon Üniversitesinden bir türlü istediğimiz sesi alamıyoruz.

Hal böyle olunca da, Trabzon Üniversitesi ile bizim durumumuz, Bayburtlu hemşerilerimizin yaşadıkları hikâyeye dönüşüveriyor!

Hani diyorlar ya “Sezümüz gelir mi” diye…

Bizler de Trabzon üniversitesine aynen böyle sesleniyoruz “Sezümüz gelir mi?”

Birkaç kez seslenmemize rağmen, bu seslenişlerimize bir türlü karşılık alamadık.

Sizler ve bizler için bir kez daha sesleniyoruz Trabzon Üniversitesi’ne.

“Ey Trabzon üniversitesi sezümüz gelir mi?”

Eğer ki bu çağrımıza da ses verilmezse başka bir yol denemek zorunda kalacağız!