Rıza Hoca’nın bütün planları soyunma odasında kaldı ilk 41 dakika boyunca.

Ne Yusuf top tutup arkadaşlarına servis yapabildi..

Ne Castillo top götürüp oyunu ileriye taşıyabildi.

Ne de N’doye-Burak işbirliği rakip kalede pozisyon üretebildi.

Üstelik Rıza Hoca her ne kadar “Burak solaçık oynamıyor” dese de, ilk yarım saat sol ileride duran Burak geri vitesini hiç kullanmayınca, bu kanadın gerisinde sürekli 2-3 oyuncuyu karşısına bulan Mustafa çaresiz kaldı.

**

Bu anlarda Antalyaspor topla daha çok oynayıp, gol girişiminde bulunan taraf oldu ancak onlar da tüm umudunu Eto’ya bağlamışlar.

Eto pas atacak, Eto gol atacak..

Atamayınca takım yatacak..

Derken Çalımbay Castillo’yu “İleride bir şey yapmıyorsun bari geriye yardım et” diyerek sola çekti, ancak değişen fazla bir şey olmadı.

Öyle ki Trabzonspor 41. dakikaya kadar değil pozisyon bulmak, Antalya kalesine şut bile çekemedi.

Lakin bu dakikada N’Doye’un aşırtma pasına, şaşırta bir vuruş yapan Burak Yılmaz hem takımının hem de kendisinin ilk şutunda fileleri havalandırarak Trabzonspor’u 1-0 öne geçirdi.

Ee boşuna demiyoruz;

Kral varsa sorun yok.

***

İkinci yarıya Castillo’nun yerine A.Kadir’i alarak başlayan Trabzonspor’da fazla değişen bir şey yok gibiydi ki, 55.dakikada Onur, Eto’nun 6 pastan şutunda mutlak golünü önleyerek beraberliğe izin vermedi. Bu pozisyon belki de maçın kırılma anıydı. Çünkü beraberlikten sonra ne olacağını kestirmek zordu.

Derken kötü değil de şanssız bir günündeydi dediğimiz Yusuf maçtaki ender olumlu hareketlerinden birini yaparak N’Doye’u pozisyona soktu ve bu oyuncunun golü maçın kaderini de belli etti.

Burak Yılmaz’ın 88. dakikada Yusuf’a attırmak istediği golde top kaleciden dönüp kendisine asist oyunca usta forvet kendisinin ikinci takımının üçüncü golü attı ve kalan dakikalarda ‘Nasılsa kaybettim’ diyen Antalyaspor’un kaderine razı futbolu ve Trabzonspor’un dördüncü gol arayışları içersinde geçti.

Sonuçta Bordo-Mavililer pek çok oyuncusunun beklenenin altında bir futbol sergiledi maçta zor bir rakibi 3-0 gibi farklı geçerek puanını 22’ye çıkarıp taraftarını mutlu etti.

Emeği geçen herkese tebrik ve teşekkür, Durica ile Tomas’a da geçmiş olsun.

Bu arada bence Okay, Lucescu’nun tribünde olduğu maçtaki futboluyla milli takımı garantiledi.