Halbu ki ne hayaller kurulmuştu.

Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe kaybetmiş...

Zirve ile aradaki puan farkını üçe indirme şansı yakalanmış.

Üçte üç yapıp seri galibiyet elde etme şansı yakalanmış.

Seyirciyle kenetlenmişsin. Müthiş bir hava oluşmuş.

Bu fırsat kaçmaz diyorduk.

Ama gel gör ki sahadaki 11 kulübedeki teknik heyet bunu kavrayamamış.

Hafta içi yazmıştım.

Milli maç araları tehlikeli ve üst üste iki maç kazanınca hemen şampiyonluk havasına girmeyin diye.

Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir derler ya bizim ki de o hesap.

Galatasaray galibiyeti sonrası git Alanya’ya yenil gel Göztepe’ye yenil durum; diptesin.

Şimdi de Erzurum kabusu.

Yakalanan hava bir anda dağılır işte böyle.

Dün akşam Akyazı’da tribünler ne güzel coşkulu. Kulübün çağrısına duyarsız kalmayıp stadı tıklım tıklım doldurmuş Bordo-Mavili futbolseverler. Güzel bir maç izleyip keyifli bir hafta geçirmek istiyorlar.

Ama gördük ki Trabzonspor Erzurumspor karşısında yokları oynuyor. Herkes birbirinden kopuk yorgun bitkin, Kasımpaşa ve Akhisar maçlarındaki takım sanki ortalarda yok.

Burak’ı, Amiri’si, Onazi’si, Toure’si, Hosseini’si, Abdülkadir’i vs.

Herkes ayrı telden çalıyor.

Trabzonspor gibi büyük takıma yakışmayan bir oyun izledik dün akşam.

Hani tarafsız olsam Erzurumspor puan kaybetti diye üzülürdüm!

Sahada pas yapan Erzurum, kale sahasında topla buluşan Erzurum. Pozisyon bulan yine Erzurum.

Trabzonspor sadece seyretti.

Yani bence Trabzonspor’un aldığı 1 puan iyi.

Bu arada devre arasında iki değişiklik yapan teknik direktör Ünal Karaman’ın 89.dakikada Yusuf’u oyuna almasına da anlam veremedim. Sürekli 2-3 kişiyi bir anda çalımlamaya çalışan ancak başaramayan Abdülkadir’e de 89 dakika sabretmesini şaşkınlıkla izledim.

Hayırlısı diyelim.

Nasıl iki galibiyetle şampiyonluk havasına girilmesin dediysek bu puan kaybıyla da karalar bağlamayalım. Yine takıma destek olmaya devam.