Bir zihniyetin, bir partinin, bir kliğin, bir görüşün idrak yolları kapanmışsa onu en aydınlık bilgilerle aydınlatmaya çalışsan da bu çoğu zaman fayda vermez.

Bir ülkede insanlar şayet başarısızlıklarından ders çıkarmaya âmade değilse aslında onlar geleceklerine âmadırlar.

Bir memleketin ufku güneşe boyanmışsa o memlekette siyaseti, meşrebi, mezhebi bir tarafa bırakıp o güneşten istifâde etmek lâzım gelir. Lâkin bağnazlar, hangi derûndan nefeslenirse nefeslensinler, güneş kendilerinden doğmamışsa o güzelim şualar boşunadır onlar için.

Yani bazı insanların güneşi ya da ayı tutulmuşsa, onlara galaksinin bütün yıldızlarını getirsen onları mutlu edemezsin. Güneşleri tutulanları ışığa çıkarmak için ister ferdi ister imamlı küsûf namazı kıl, böylelerine ziyâyı getiremezsin.

Ayı tutulanlar için de mesele aynı şekilde tecelli eder. Onlar için de nüsûf namazı kıl, yine de aylarını aydınlatamazsın. “Siz dünyanın en doğru işini yapsanız bile biz yapılana iyi demeyeceğiz.” yeminini edenlere neylesin küsûf ya da nüsûf namazı.

İdrak yollarının kapanmasına bir misâl vermek isterim. Niye örnek verme ihtiyacı duyuyorum? Belki; basiret tıkanmasına, akıl tutulmasına, hakikatin ardındaki hakikati görememe körlüğüne bu anekdotla bir aydınlık yol açabilirim.

Avcı bir şahini olan adam, avlanmaya çıkmış. O güne kadar şahini ile çok leziz avlara nail olmuş bu avcı. Yine bereketli bir av umarak sahralarda, vahalarda dolaşmaya başlamış. Yorgun argın bir pınarın başına gelmiş. Adam pınarın maşrabasına suyu doldurmuş tam içecekken, şahin elindeki suyu bir hışımla kanatlarıyla dökmüş. Adam bir daha doldurmuş yine tam içecekken şahin içirmemiş suyu. Avcı bu şekilde kendine su içirmeyen şahinine eski yararlılıklarını unutarak çok kızmış. Almış keskin bıçağını, şahinin iki kanadını uçamayacak şekilde kesmiş. Sonra pınarın üstüne sere serpe yapraklarıyla gölge yapan ağaçta çok zehirli bir yılan görmüş. Meğerse yılan avcı suyu doldurunca yukarıdan tam isabet bir damla zehir düşürüveriyormuş maşrabaya. Mazideki faydaları unutan adam, hışımla şahinin kanatlarını kesmesinin yanlışlığını anlamış ama çok geç! Can dostunu elsiz ayaksız bırakmanın dönüşü yoktu artık.

Ne anlayacağız buradan ey bağnazlar, yobazlar, klikler, tatminsizler. Kısaca idrak yolları tıkanık olanlar. Sizler can dostlarınızın canına bile okursunuz. Dedik ya para etmez size küsûf ve nüsûf namazı.