Trabzonspor Divan Başkanlık Kurulu Başkanı Ali Sürmen, Karadenizde Sonnokta Gazetesi’nin sorularını yanıtladı, camiaya çok önemli mesajlar verdi ve çok önemli uyarılarda bulundu:

  • “Yönetimler göreve gelene kadar bu kentin değerlerinden destek istiyor, seçilince ise küçümsemeye başlıyor. Bundan vazgeçilmelidir”

  • “Geçmişte çok transfer yaptığı için eleştirdiğiniz yönetimden daha çok transfer yaparsanız bu işte bir sakatlık var demektir"

  • “Kulübün şu anda yüzde 49’u satılmış, böyle devam ederse tümü satılır ve sahibi başka bir kişi olur Yönetim, gayrimenkulleri kiraya verme, hibe ve takas etme yetkisi kullanmak istedi ama bunu önledik.”

  • “Sayın Cumhurbaşkanı’nın kulüpleri Dernekler Masasından kurtarması ve Spor Kulüpleri Yasası’nı mutlaka çıkartması gerekir.”

  • “Trabzonspor, aslında seçimli genel kurul yapmalıydı. Ancak Hacıosmanoğlu’nun tavrı nedeniyle tüzüğe rağmen seçim yapılmadı”

ÇOK ÖNEMLİ AÇIKLAMALARDA BULUNDU

Trabzonspor son yıllarda büyük zorluklar yaşıyor… Her alanda sıkıntılar, zaman zaman taraftarının ve bu kulübe gönül, emek vermiş olanların tüylerini diken diken ediyor. Özellikle ekonomik felaket, siyasetin birçok yönüyle kulübün içine nüfuz etmesi, sahada alınan başarısız sonuçlar ve bazen küme düşme hattına yaklaşan takım Bordo-Mavi renkleri sevenlerin uykularını kaçınıyor. Son haftalarda takım sahada başarılı sonuçlar alsa da, aysbergin görülmeyen yüzünde gerçekten önemli sorunların bulunduğu ve her geçen gün altından kalkılamayacak boyutlara ulaştığı gerçeğiyle de yüz yüzeyiz. Böyle bir noktada Trabzonspor Divan Başkanlık Kurulu Başkanı Ali Sürmen ile bir araya geldik. Kulübün temel sorunları ve çözüm yollarını konuştuk. Biz sorduk, o yanıtladı… İşte sorularımız ve Sayın Sürmen’in yanıtları…

A.SUNGUR: Sayın Sьrmen, Divan Başkanlık Kurulu Başkanı olarak, Trabzonspor’un genel durumunu bir değerlendirir misiniz?

ALİ SÜRMEN: Trabzonspor’un hangi şartlara göre değerlendireceğimiz önemli. Bu yönetimin devraldığı yönetim ile birlikte bugünkü gelinen şartlar ve bir de kulübün tarihine göre değerlendirme yapılır. Ben ise tarihe göre değerlendirmek durumundayım. Bugünü değerlendirme yarışmacı yöneticilerin işidir. Benim düşünceme göre yaklaşık 7-8 yıldır yaşanan bir sorun var. Bu da şehirden kopuş sorunudur… Şu bir gerçek ki yönetimler bu şehirden kopmamalı… Seçilmek, yani yönetici olmak isteyenler aylarca bu şehrin dinamikleriyle görüşüyorlar, görüş ve tavsiyelerini alıyorlar. Seçildikten sonra ise küçümsüyorlar. Bu ciddi bir sorundur. Bu sorun aşılmadan Trabzonspor kulübü Trabzon kentinden uzaklaşacak, yabancılaşacaktır. Yöneticilerin bir an önce Trabzonspor tarihinde katkısı olan her kim varsa, futbolcu, teknik adam, yöneticilerle istişare sorumluluğu vardır. ‘Benim zamanım yoktur’ deme hakları yoktur.

A.SUNGUR: Sizler zaman  zaman başkanlarla ve yцnetimle, camianın цnde gelenleriyle birlikte bir araya gelip, gцrьş belirtiyor, tavsiyede bulunuyorsunuz. Bunlar değerlendirmeye alınmıyor mu?

ALİ SÜRMEN: Seçilen başkanlarla sıkıntılı dönemlerde sürekli olarak bir araya geliyoruz. Eski başkanları, asbaşkanları toplanıp fikir teatisinde bulunuyoruz. Bizim Divan Kurulu bunu çok sık yaptı. Alışılmışın dışında, bir divan başkanı olarak olması gerekenleri, hatta eleştiri boyutunda genel kurullarda tavrımızı, düşüncelerimizi ortaya koyuyoruz. Her defasında ‘haklısın ve yarın çalışma yapacağız’ diyenler, yarın ortada gözükmüyorlar.  Biliyorsunuz, bir makinenin çalışması dişliler arasındaki uyuma bağlıdır. Eğer dişliler arasındaki uyumsuzluğun giderilmesi konusunda bir taraf hep yok sayıyorsa, yok saymaya çalışıyorsa, sizin makinenin parçası olmanızın bir anlamı kalmıyor. Bizim sözümüzün bir ağırlığı olmalı, Sözümüzü tekrarlatmayız. Dediklerimiz yapılırsa yapılır, yapılmazsa tabana şikayet ederiz.

A.SUNGUR: Yani bugünkü yцnetimin sorunu, kentin özellikle Trabzonspor ölçeğinde etkin isimlerini dinlememesi ve tavsiyeleri dikkate almaması diyebilir miyiz?

ALİ SÜRMEN: Bizim yaptığımız eleştirilere karşı hemen, ‘Bunlar dışarıdan başkan, yönetici istemiyor’ şeklinde bir tavır geliştiriliyor. Bu asla doğru değil. Zaman zaman Ankara, İzmir, İstanbul’dan yönetici olur mu deniyor. Olmaz mı? Tarihe bakarsanız görürsünüz. Şehirden seçilen başkan sayısı kaçtır, dışardan gelen kaçtır. Dışarıdan ne kadar, şehirden ne kadar yönetici olmuştur. Ama şampiyonlukların büyük bölümü başkan bu kentte oturuyorsa gelmiştir. Yine başarılı olunduğu ya da şampiyonlukların çalındığı dönemlerde de Trabzon kanadı çok güçlü kılınmıştır. Başkan dışarıda olsa bile Trabzon kanadı güçlü kılınınca başarı da gelmiştir. Şimdi aynı şeyi göremiyoruz. Kentte dağınıklık, umutsuzluk var. Bu giderek Trabzonpor’a sahipsizlik noktasında bir durum var. Bu çok kötüdür ama buna asla müsaade etmeyiz.

A.SUNGUR: Yönetimin transfer politikasındaki yanlışlardan söz edersek….

ALİ SÜRMEN: Bu noktada en önemli tehlike, taraftarın isteğine göre takım dizmektir. Taraftar derken, paranın hesabını yapmayan taraftardan söz ediyoruz. Sayın başkan, tüm genel kurullarda UEFA’nın mali kriterinden söz ediyor. Bilmiyorum bundan sonra neden bahsedecek.  Daha önce eleştirdiğiniz kişinin, gereksiz transfer yaptığını söylediğiniz yönetimin daha fazlasını yaparsanız o zaman burada bir sakatlık vardır. Transfer yapabilirsiniz. Yabancı da olabilir ben tabii ki karşıyım. Divan başkanı ve yönetimimiz olarak konuşuyoruz ve karşıyız. Ama yönetimin takdiri yapabilir. Ancak futbolla ilgili herkes ara transferde bu kadar oyuncu alınmaz olduğunu da bilir. Trabzonspor’un yapması gereken bazı sıkıntıları gidermek için birkaç oyuncu almasıydı. Eğer 50’cı yılda şampiyonluğu seslendirmek de yanlıştır. Bunda bir sakatlık vardır. 30 yaşını aşmış oyuncuyla şampiyonluğa gidemezsiniz. Ben böyle düşünüyorum ama umarım yanılırım ve mahcup olurum.

A.SUNGUR: Trabzonspor durmadan transfer yapıyor ve borcu da artıyor. Ne olacak bu gidişin sonu?

ALİ SÜRMEN: Borcun tamamından yönetimi sorumlu tutmak doğru olmaz. Bu noktaya gelinmesi son 7-8 yılın bir ürünüdür. 23010-11 şampiyonluğu akabinde doğru adımlar atılsaydı bugün borç yok denecek kadar azdı. Orada yanlış adımlar atıldı. Tıpkı bugün ara transferde olduğu gibi o gün Selçuk, bugün Mehmet’te hata yapıldığı gibi… Kişisel ilişkilere göre değil,, bu camianın futbolu gerçekten bilen insanlarının oluşturacağı fikirlerle transferler yapılmalıdır. Bu olmazsa anlık başarı olabilir ama uzun süreli başarı gelmez. Bu gidiş de aynı zamanda kulübün felaketine neden olabilir.

Divan Kurulu başkanı Ali Sürmen, bu noktada bir soru sormamıza izin vermeden, farklı bir noktaya temas ederek, özellikle taraftar ve medya konusunda uyarılarda bulunmak istediğini dile getirdi ve sonrasında da ağzından şu cümleler döküldü:

Biz zamanında yönetime tavsiyede bulunduk. Taraftar şablonu değişmelidir. En büyük tehlikelerden biri de budur. Bir taraftar derneği başkanı, bir yöneticinin aleyhine konuşamaz. O yöneticiyi biz eleştirebiliriz. Çünkü biz Divan Kuruluyuz. Yöneticilik yapmışlar da eleştiri getirebilir. Taraftar da fikrini söyleyebilir. Bir taraftar grubu başkanı kalkıp alenen, ciddi ve tahrik edici bir şekilde bir yöneticinin aleyhine açıklama yapacak, o yönetici hala görevde kalacak. Başkan ve yönetimden ses çıkmayacak. Bu disiplinlik bir suçtur. Yönetim de bu suçla ilgili olarak derhal gereğini yapmalıdır. Taraftar gruplarının ilişkisi maddi olamaz. Yönetimin de ilişkisi kendi şakşakçılığı olamaz. Buna çekidüzen vermek zorundadır kulüp. Yoksa felaket geliyor. Bu kulübü çeşitli nedenlerle bir araya gelen tek bir ekip ya da kişiler yönetemez. Trabzonspor koca bir camiadır. 25 bin üyesi olan bir camiadır. Türkiye genelinde, her şehirde taraftarı olan, dünyanın tüm ülkelerinde seveni bulunan bir camiadır. Bunu birilerinin tekeline bırakamayız. Trabzonspor’un en büyük sorunlarından biri de basındır. Maalesef basın ekonomik kaygılarla, kulüpteki gidişatla ilgili gerçek değerlendirme yapmıyor.  Basın da şapkasını önüne alıp düşünecek. Bu kulüp ortadan kalksa ne olur diye…  Günlük ekonomik kaygılar nedeniyle Trabzonspor yönetimlerindeki parmağım gözüne net bir şekilde görüldüğü halde skorunlar örtülmemelidir.

A.SUNGUR: Siz yönetimin en geç 20 Aralık 2016’da seçimli Genel Kurula gitmesini istemiştiniz. Bunu birçok kişi da söylemişti. Bu istek kişisel bir talep mi, yoksa tüzüğün emri mi?

ALİ SÜRMEN: Talebimiz Trabzonspor kongresini yapmadan önceydi, sonra da bu doğrultuda görüşlerimizi yine dile getirdik. Kongreden önce de adaylardan da bunun taahhüdünü istemiştik. Bunun sebebi de 2103 Mayıs kongresinde süre uzatılmıştı. Bu süre uzatmanın geçersiz olduğu daha sonra mahkemeler tarafından karara bağlandı. Ve 2003 Aralık’ta genel kurul yapıldı. Tüm kurullar seçildi. Bir tek yönetim seçimi yapılmadı. Yine 2016’da da seçim yapıldı. Kurullar yine seçildi. Burada yönetimde seçime gitmeliydi. Ama gitmedi. Kongrede İbrahim Hacıosmanoğlu aday olmayı düşündüğü için ve yeni üyelere de oy kullandırabilme adına olağanüstü olması gereken kongreyi olağan hale getirdi. Bir telaşla alınan karar sonrası ortaya yanlış bir tablo çıktı. Eğer kongre olağanüstü yapılsaydı eski üyeler oy kullanacaktı. Hacıosmanoğlu, bu riski almayınca olağanüstü kongreyi olağan hale getirdi. Bizim kongreler 2013’un Aralık’ta yapıldığına göre, 2016 Aralık ayında da yapılmalıydı. Bu yönetimden de birçok istifa oldu. Ama kongre yapmamakta ısrar ettiler. Aslında kongre yapsaydılar, bir güven tazeleme de olabilirdi. Ama kabul etmediler.

A.SUNGUR: Tüzüğe aykırı hareket ediliyor ama bir yaptırım olmuyor. Bu çelişki değil mi? Neden tüzükte bunun gerçekçi bir yaptırımı yok?

ALİ SÜRMEN: Her şeyi tüzüğe yazmak gerekmiyor. İngiltere’de Anayasa yok. Bizim sorumuz bu. Siyasetçi çıkıyor ‘Ben anayasayı bir kez delsem ne olur” diyor. Yönetici, “Ben tüzüğü kabul etmem” diyebiliyor. Bunlar çok yanlış yaklaşımlar. Aslında tüzükte cezai müeyyideler var ama gönül arzu etmiyor bu maddeleri harekete geçirmeyi… Bu noktada da görev bize düşmüyor.

A.SUNGUR: Peki kime düşüyor?

ALİ SÜRMEN: Bize düşmüyor.

İsim vermese de Divan Başkanlık Kurulu sanırım burada Denetleme Kurulu’nu işaret ediyor. Ancak ser verip sır vermiyor!

A.SUNGUR: Kongrenin yapılması için İçişleri Bakanlığına bile dilekçe yazan üye oldu (Recep Bakırtaş) Ama bir sonuç üretilemedi.

ALİ SÜRMEN: Bana göre Dernekler masası işinde samimi ama siyaset kulüplerin içine çok girdi. Bu asla olmaması gereken bir durum. Burada  ben Sayın Cumhurbaşkanının bir tedbir alması gerektiğine inanıyorum. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı sporla çok iç içe ve eski bir sporcu olması nedeniyle bunu söylüyorum. Sayın Cumhurbaşkanının kulüpleri bu Dernekler Masası’ndan kurtarması gerekiyor. Spor kulüplerinin kendine özgü, özel yasası olması şart ve futbol kulüpleri o özel yasaya göre yönetilmeli… Türkiye’de futbol yerlerde sürünüyor ve bundan bir an önce kurtulmak gerekiyor. Bunun yolu da çok iyi hazırlanmış bir Spor Kulüpleri Yasasıdır diye düşünüyorum.

A.SUNGUR: Mevcut durumda en önemli sorun nedir, tüzükler değişirse, Spor Kulüpleri Yasası çıkarsa ne değişebilir ki?

ALİ SÜRMEN: En önemli sıkıntı taraftar, üye olma, yönetme, yönetici olma şartları tüzükte gerçekten sorun haline gelmiş.  Ama en önemli sorun kulübün derneği ile şirketi arasında maddeler düzenlenmemiş olmasıdır.. Dernek tüzüğüne koyduğumuz, “Yönetim bir dönem içinde bütçenin yüzde 10’undan fazla borçlanamaz’ şeklindeki madde, ne yazık ki kulübün borsaya kote edilmiş şirketlerini bağlanmıyor. Orada istedikleri kadar harcama yapabiliyorlar. Her hangi bir bağlayıcılığı ya da sorumluluğu da yok. Dernek şartlarına şirketin aynen uyması ve şahsi sorumluluğun gelmesi gerekiyor. Derneğin borcu yok ama şirketin borcu almış başını gidiyor.

A.SUNGUR: Bu borзlanma böyle devam ederse, Trabzonspor’u bekleyen tehlikeler nelerdir?

ALİ SÜRMEN: Borç sürekli büyüyor. İnsanlar, “Acaba kulüp kapanır mı, satılır mı?” soruları arasında sıkışmış durumda… Birçok kişi de satılma olasılığına büyük tepki gösteriyor,  ‘sattırmayız’ diyorlar. Oysa kulübün yüzde 49’u satılmış zaten..  Borsa’da bulunan kulübün tüm hisseleri yani yüzde 49’u başkalarının ellerinde… Ama bu ilgisizlik, sahipsizlik devam eder, yöneticilerin keyfi harcamalarının önüne geçilmezse bu kulüp satılma notasına gelecek. Bu kulübün sahibi gerçek taraftarı, üyesi değil, bir başkası olacak.  Bir an önce tedbir alınmazsa bu kulübün satılması kaçınılmaz.

A.SUNGUR: Bu tehlikeyi yönetimler göremiyor mu? Neden aşırı borçlanmanın peşinde koşuyorlar?

ALİ SÜRMEN: Ne yazık ki kulübe yönetici olanlar harcama yetkisinin kısılmasını hiçbir şekilde istemiyor. Bu önceki yönetimlerde de aynıydı. Yönetimlere gelinene kadar hepsi borçlanma, aşırı harcamaya karşı tepki gösteriyor. Bu konudaki eleştirilerimize ‘Haklısınız’ diyorlar. Yönetime gelince ise yüz seksen derece değişiyorlar ve, “Benim harcama yetkimi niye kısıyorsunuz?” diye karşı duruş sergiliyorlar. Onlara şunu sormak gerekir; Siz kimin parasını harcıyorsunuz. Yarın çekip gittiğinizde bu borcun bir lirasıyla ilgilenecek misin? ‘Ben parayı buldum, buluyorum’ diyebilirsin de, nasıl buldun? Kredi aldın. Bu nasıl ödenecek? Sen mi ödeyeceksin? Al krediyi 30 yaşında oyuncuyu transfer et. Bu tarz yaklaşımla kulübün geleceği olmaz. Ben moral bozmak istemem, ama içimiz yanıyor. Futbol şehri olan Trabzonsporluların, bu kulübü bugüne kadar yönetenlerin zekasıyla bu kadar oynanmasın. Bu takımın nasıl şampiyon olacağını bu kent insanı bilir. Bu kulübü yönetimler ellerini vicdanlarına koysunlar. Kendileriyle ilgili beklentileri varsa bunu unutsun, kulübün geleceğini düşünsünler.

A.SUNGUR: Bir de İbrahim Hacıosmanoğlu döneminde usulsüz yapılan 1200’ün üzerinde üye var. Bunlara itirazlar yapıldı. Sonuç nedir?

ALİ SÜRMEN: Yapılan tüm çalışmaların sonunda gelinen nokta şu ki bu 1200 üye kesin oy kullanacak. O kesinleşti.  Bu noktada hiçbir gelişme olmadı. Ve artık o üyeler gelecek kongrede oy kullanmalarının önünde hiçbir engel bulunmuyor.

A.SUNGUR: Mali Genel Kurul’da yцnetimin özellikle 8’inci maddeyi geçirme çabaları ve buna aşırı itirazlar oldu. Sonuçta üyelerin istediği şekilde madde geçti. Fakat daha sonra tutanakta alınan yetkiden farklı yetkiler kullanılmaya çalışıldı. Sizin müdahalenizle bu girişimin önlendiği ifade edildi. Nedir bu olay? Siz nasıl müdahale ettiniz?

ALİ SÜRMEN: Yönetim, gayrimenkullerin, satılması, hibe edilmesi, takasta kullanılması, kiraya verilmesi, proje geliştirilmesi ve satın alma yetkisi talep edecekti. Sonra satma bölümünü metinden çıkardılar. Ancak üyeler bunu da kabul etmedi. Başkan Muharrem Usta da itirazlar üzerine, Akyazı ve Kartal tesisleriyle ilgili istediği yetkilerden vazgeçti. Sadece satın alma ve proje geliştirme yetkisi istedi. İnsanların da bir kesimi ona göre bunu kabul etti. Daha sonra bir gün Genel Kurul Divanında olan bir arkadaş beni aradı, Tutanağı imzaladıklarını ama yeni bir tutanağın daha geldiğini ve imzalamalarının istendiğini söyledi.  Tutanağı bana göndermesi istendim. Tutanakta 3 imza var. İki kişi daha imzalayacak. Biri de benimle konuşan arkadaş… Tutanağa baktım ki, kiraya verme, takas etme ve hibe yetkisi ve oy birliğiyle kararın alındığı konusu var.  Bu sefer kongre divan başkanını aradım. Kulübün asbaşkanını aradım. Durum hakkında bilgilendirmede bulundum ve hatanın nereden kaynaklandığını sordum. Onlar da yanıtladılar ve ardından da bu yanlışı düzelttiler.

A.SUNGUR: Peki eğer düzeltme olmazsa ve bir işlem yapılması halinde mahkemeye gideceğinizi söylediniz?

ALİ SÜRMEN: Benim ne söylediğim önemli değil ama bunu asla kabul etmeyeceğimi sorumlu olan herkese ifade ettim.

A.SUNGUR: Peki bu bir sahtekarlık mı? Yapılan işlemi bцyle tanımlayabilir miyiz?

ALİ SÜRMEN: Böyle demeyelim, bu hoş olmaz… Ne yazık ki İbrahim Hacıosmanoğlu döneminde de fazla üye konusunda benzer durum yaşandı. Divan Genel Kurulunda usulsüz üyeler için yetki verilmiş gibi tutanak düzenlemişlerdi.  Oysa böyle bir yetki verilmemişti. Bunlar ne yazık ki Trabzonspor’da oldu. Hoş değil ve asla olmaması gereken şeyler. Bu kulüp böyle olaylarla anılmamalı… Umarım bundan sonra böyle olaylarla bir daha karşılaşmayız. Trabzonspor’u yönetirken, sorumluluk duygusu içinde, milyonlarca insanın hakkını düşünerek hareket edilir. Temennim bu…

A.SUNGUR:  Zaman ayırdığınız ve önemli bilgiler verip, camiayı da uyandırması gereken mesajlar verdiğiniz için Karadenizde Sonnokta Gazetesi ailesi adına teşekkür ederim.

ALİ SÜRMEN: Ben teşekkür ederim.

ADNAN SUNGUR / ÖZEL RÖPORTAJ

sonnokta gazetesi