Celil Hekimoglu… Hekimoglu Sirketler Grubu Yönetim Kurulu Baskanı… ‘Trabzon’da bir sanayi yok’ diyenlere inat, babası tarafından kurulan aile sirketini önemli noktalara tasıdı. Ihracata önemli katkı yaptı. Sadri Sener baskanlıgındaki yönetim kurulunda görev yaptı. Altyapı sorumlusuydu. Ancak teknik direktör olarak Samet Aybaba ile anlasmaya varıldıgına dair haberi televizyondan ögrendiginde SMS yoluyla Baskan Sener’e tepkisini gösterip, istifa eden bir isimdi. Doganspor kulübüne sirketiyle sponsor oldu. Bu kulübün birçok spor bransında faaliyet göstermesini saglarken, bir yandan da birçok genç sporcunun umudu oldu.

TÜM BAŞKANLARDAN ÇOK OY ALDI KAYBETTİ 
Ibrahim Hacıosmanoglu’nun kazandıgı kongrede Muharrem Usta’nın asbaskan adayıydı. Ancak kaybedilen bu kongrenin ardından Usta ile yollarını ayırdı. “Trabzonspor’a ve onun yönetim biçimine bakısımız çok farklıydı” diyerek bu durumu açıkladı. Bordo-Mavili kulübün 5-6 Aralık 2015 tarihinde yapılan kongresinde bu kez tek basına aday oldu. Rakipleri Muharrem Usta ve Ibrahim Hacıosmanoglu’ydu. Aldıgı oy 3049’du ama 3062 oy alan Muharrem Usta’nın gerisinde kalmıstı. Ibrahim Hacıosmanoglu ise 1040 oyda kalmıstı. Hekimoglu kaybetmisti ama Trabzonspor’da bugüne kadar baskan seçilenlerin hiçbirinin ulasamadıgı bir oy oranına ulasmıstı.

BAŞKAN ADAYLIĞINA SOGUDUGUNU SÖYLEDİ
Artık gelecek kongrenin en güçlü baskan adayı olarak kabul ediliyordu. Fakat Karadenizde Sonnokta Gazetesi’ne yaptıgı bir açıklamada, “Birçok insan Trabzonspor’u rant aracı görüyor. Bu büyük kesim, kulübün degil, kendisinin kurtulusu pesinde mücadele ediyor. Bunu çok acı bir sekilde yasadım ve bu nedenle de bir daha baskan adayı olmam. O defteri kapattım” sözleriyle gündeme oturmustu. Gelisen süreç içinde Celil Hekimoglu’nun düsüncesinde bir degisiklik var mıydı? Trabzonspor’un gidisatıyla ilgili ne düsünüyordu? Baskan Muharrem Usta ve yönetiminin politikalarını nasıl degerlendiriyordu. Iste tüm bu soruların yanıtını almak için Gazetemizin Genel Müdürü Hasan Bahadır ile birlikte Celil Hekimoglu’nu sirketindeki odasında ziyaret ettik. Biz sorduk, o yanıtladı. Iste ortaya çıkan tablo:

A.SUNGUR: Geçtigimiz kongrede çok az bir oy farkıyla kaybettin. Kulübün tablosunu görünce buna seviniyor musun? Bir de o kongre öncesinde yasananlardan dolayı kendini ihanet edilmis olarak hissediyor musun?
C. HEKIMOGLU: “Gerçekten zorlu bir kongre yaptık. Bu kongreye biz ekip olarak inanılmaz iyi hazırlandık. Zaten 1,5 yıl önceden yola çıkmıstık. Insanlarla fikir alısverislerinde bulunduk. Kendimizi anlattık. Ne yapacaklarımızı sıraladık. Trabzonspor’un yasadıgı durum nedeniyle, kaybettigime sevinmedim. Yani, ‘iyi ki kaybetmisim, bu tablonun altından nasıl kalkardım?’ diye bir endisem olmadı. Aslında bu kongreyi ben kaybetmedim, Trabzon kaybetti. Kazansaydım, Trabzonspor kazanacaktı. Çünkü Trabzonspor gerçek anlamda özüne dönecekti. O özüyle birlikte de çok sey kazanacaktı. Çok yönlü bir mücadele baslatacaktık. Biz Trabzon’u temsil edecek bir ekip olacaktık. Celil Ahmet, Mehmet fark etmez. Bu konu bireysel bir konu degil. Sahsımdan da bahsetmiyorum. Dedigim gibi Trabzon’u, tarihi kimligiyle Trabzonspor’u temsil edecektik. Bir dirilis hareketinin öncüsü olacaktık. Geçmisteki sampiyonluklardaki gibi kentin degerlerine sahip çıkan bir anlayıs kulübe egemen olacaktı. Simdi tekrar Trabzon’la ilgisi olmayan sehirden uzak yapı olustu. Sonuç da ortada…”

A.SUNGUR: İhanet edilmedi mi size? Yani son dönemlerde çıkar karsılıgı oyunun rengini degistirenler oldugu söylendi? Hatta çıkar temin etmek isteyenlerden söz edildi. Size de bu istekler geldi mi?
C. HEKIMOGLU: “Bana ihanet edildi demeyelim ama son 3 günde bazı kesimlerin yön degişmeleri çok oldu. Bana bir seyler vermemi istemeyecek durumda olacak kimse yoktur. Buna asla izin vermem. Yani birileri gelecek ve bir seyler talep edecek, bunun sonucu da oy verecek. O tür tartısmalara girmedim.. Onu da bana kimse söyleyemez. Ama bu kulüpte bazı taraftar grupları var. Her seçim oyunu satan grup bunlar. Bunları zaten Trabzonsporlu kabul etmiyorum. Eger göreve ben gelseydim o grubu tribünlere bile almayacaktım. Bu konuda kesin kararlıydım. Göreve gelmis olsaydık, taraftar gruplarına kesinlikle bedava kombine bilet ya da forma vermezdim. Çünkü biz vermeye talibiz almaya degil. Bu kulübün taraftarı da vermeye talip olacak, almaya… Aksi düsünen taraftar degildir zaten. Bir sey söyleyeyim ki mevcut yönetim de bu noktada bir disiplin getirdi. Basarılı oldu. Bilet ve forma disiplini konusunda haklarını yemeyim.”

BİZ GELSEYDİK ALTYAPIDAN SADECE YUSUF YAZICI DEĞİL EN AZ 3-4 İSİM DAHA OLURDU
A.SUNGUR: Sizin seçilmeniz halinde çok seyin farklı olacagını, Trabzon’un özünün kazanacagını söylüyorsunuz. Bunu açar mısınız?
C. HEKIMOGLU:
“Eger kongrede seçilseydik borç çok asagılarda olurdu. Çünkü uzun yıllardır süregelen anlamsız transfer politikasını terk edecektik. Seçilseydik Trabzonspor’un 14 yabancı olmazdı. Eger seçilmis olsaydık su anda vitrine çıkmıs altyapı ürünü bir tek Yusuf yazıcı olmazdı. En az üç dört tane daha alt yapı oyuncusu su anda Türkiye gündeminde birer yıldız gibi parlardı. Çünkü ben biliyorum o altyapıda birçok kaliteli oyuncunun oldugunu. Onlar da bu takımın birer parçası olurdu. Seçilseydik hocamız kesinlikle Ersun Yanal olmazdı. Pilot takım kesinlikle bu durumda olmazdı. Bu kulübün gerçek pilotu olurdu. Hala PTT 1. Ligi’nde mücadele ediyor olurdu. Buradan da takıma çok sayıda futbolcu çıkarma basarısını gösterirdik. Seçilseydik, kitapçıgımda da yer verdigim gibi ikinci bir pilot takım olacaktı. Bu takım 3’ncü ligde mücadele ederdi. PTT 1. Ligindeki pilot takıma çıkamayan genç oyuncuları da orada degerlendirirdik.”

A.SUNGUR: Pilot takım demisken, Baskan Muharrem Usta, bu yapının Trabzonspor’a su ana kadar maliyetinin 50-60 milyon lirayı buldugunu ama hiçbir katkısı olmadıgını söylüyor
C.HEKIMOGLU:
Pilot takım konusundaki tartısmalar gerçekten anlamsız. Bu konuyu da Muharrem bey yanlıs biliyor. Bu takım oyuncu yetistiriyor. Trabzonspor’da da birçogu oynadı. Ama ne yazık ki pilot takım Akhisar Belediyespor olmus. Akhisar bizim pilot takım oyuncuları sayesinde ligde kalmıstır. Aslında onlardan baska oyuncular da çıkardı. Ama yanıs yönetildi. Faturayı Trabzonspor ödedi. Aslında bu sorunlar Ibrahim Hacıosmanoglu döneminde basladı. Mustafa Resit Akçay’dan sonra pilot takım terk edildi. Eger pilot takım dogru dürüst yönetilseydi fabrika gibi çalısır, çok sayıda oyuncu da üretirdi. Bakın bugün Avrupa’ya… Hep oyuncu mu ithal ediyorlar! Almanya’ya bir bakın. Sürekli altyapıdan futbolcu üretiyorlar.. Hamburg’un, Dordmund’un ikinci takımları var. Manchester’in Arsenal’ın Afrika’da bile kulüpleri bulunuyor. Buralarda oyuncu yetistirip, sonra da kulanıyorlar. Pilot budur. Trabzonspor için bu takım çok önemliydi. Maalesef harcandı.”

O MENAJERLERLE ÇALIŞMA TUZAĞINA YÖNETİM NASIL DÜŞÜYOR?
A.SUNGUR: Mevcut yönetimin transfer politikasını nasıl degerlendiriyorsunuz? Özellikle son dönemlerde yüksek ücretli yaslı oyunculara umutları baglamıslar gibi gözüküyorlar. C.HEKIMOGLU: “Aynı hatayı Ibrahim Hacıosmanoglu da yaptı. Bunlar da benzer yanlısları sürdürüyorlar. Su andaki transfer politikasının tek amacı bu günü kurtarmaktır. Çünkü yaslı ve gelecegi olmayan isimleri alıyorsunuz. Milan’dan Kucka alınmıs mesela… Iyi oyuncu kuskusuz ama 30 yasında ve gelecegi yok. Bu isimle. 3-4 yıllık kontrat yapınca gelecekte satamayacaksın demek ki. Satsan da para kazanamazsın. Hala daha da yaslı oyuncu pesinde kosuyorlar. Oysa bizim takımda zaten 6-7 tane yaslı oyuncu bulunuyor. Bunlar 31, 32, 33,34 ve hatta 36 yasında da oyuncular var. Bu oyunculara bonservis bedeli ödenmezse hadi bir yerde kabul ederim. Önemli sözler verilmis, bu sezon ligi kurtarma mücadelesinde belki bir ise yarayabilir diye düsünülmüs olabilir. Ancak bunları yarın satma ihtimali yok. Bunlar da ölü yatırım demektir. Bakın 5 milyon Euro verdin mi çok genç ve yetenekli oyuncular var, onları alabilirsiniz. Hollanda, Belçika, Ingiltere’de yani Avrupa’nın birçok ülkesinde var. Onları alır, bugün transfer ettigin oyuncularla elde edecegin aynı basarıyı yine elde edebilirsiniz. Bunun yanında da gelecegi de kurtarırsın. Bu paralarla inanın Ajax’ı toplarsın. Sonra da aynı futbolcuları 2 yıl sonra çok iyi paraya satabilirsin. Ekonomiyi de düzeltirsin. Mevcut transfer sistemiyle birlikte sadece menajerleri mutlu edecek isimlere yöneliyorsun. Çin’den, Milan’dan oyuncu almaya çalısıyorsun. Bunlar kabul edilebilir seyler degil.”

A.SUNGUR: Metin Korkmaz, Özkan Dogan gibi çalıstıkları menajerler Bunlarla ilgili sürekli kötü sinyaller veriliyor. Ama Usta yönetimi bu isimlerle çalısmaktan vazgeçmiyor. Bunlarla çalısmak sakıncalı degil mi?
C.HEKIMOGLU:
“Siz söylediniz, benim bir sey söylememe gerek yok aslında. O menajerlerin durumunu tüm dünya biliyor. Geçen bir gazeteci açıkladı, Antalyaspor’da neler yaptıklarını… Sonra tehdit edildigini… Her sey ortada. Bu menajerlerle çalısma nedenleriniı gerçekten anlamıyorum. Sanırım bu noktada is Ersun Yanal’da bitiyor. Ondan kaynaklanıyor. O bu Metin Korkmaz, Özkan Dogan ile çalısmayı seviyor da, yönetim bu tuzaga neden düsüyor. Neden böylesine bir teslimiyet var anlamak çok zor. Burada bir sey söylemek istiyorum. Trabzonspor kulüp yapısındaki ekonomik tablo ve mevcut durum itibarıyla zor günler yasıyor. Trabzonspor’u tasıyacak projede önemli pozisyonunda gözüken Ersun Yanal kesinlikle olmamalı… Ersun Yanal iyi hocadır ama gelecegin planlanacagı hoca asla o olamaz.”

GÖREVE GELSEYDİK, GÜNEŞ, AKÇAY , YA DA SHAAFF’TAN BİRİNİ GETİRECEKTİK
A.SUNGUR: Siz olsaydınız kiminle çalısırdınız? Seçilmis olsaydınız bir planınız var mıydı?
C.HEKIMOGLU:“Ben olsam Senol Günes’i ilk planda düsünüyordum. Gerçi o Besiktas’ı çalıstırıyordu belki gelemez ayrı konu ama onun üzerinde ısrar ederdim. Sonra Mustafa Resit Akçay’ı takımın basına getirmeyi amaçlayacaktım. Çünkü bu kulübün kendi degerlerine ihtiyacı oldugunu ve mevcut kosullarda da ancak onlarla yeniden ayaga kalkabilecegine inanıyorum. Ancak bu isimlerle de çalısamayacaksam o zaman mutlaka Almanya’dan Tomas Schaff ismine odaklanacaktım. Çünkü bu isim Werder Bremen altyapından baslayan ve oradan yükselerek en tepeye çıkan bir hocaydı. Yani bir gözü altyapıda veya pilot takımda olan bir hocaydı. Ben de altyapıya, pilot takıma deger veren bir hocayla çalısmak isterdim.”

A.SUNGUR: Yani Trabzonspor’un genel olarak bir yerellesmeye ve bu arada da büyük tasarruflara ihtiyacı oldugunu söylüyorsunuz.
C.HEKIMOGLU:
“Evet aynen öyle. Bu konuda Özkan Sümer de, Faruk Özak da aynı seyi söylüyor ama sandıga gidince büyük dıs transferlerle kulübü borç batagına sokacak ithal baskanları tercih ediyorlar. Sırası gelmisken, onları da burada bir kınayayım. Onların Trabzonspor ile ilgili tavırları tavrı bana göre çeliskilerle dolu. Ama bu onların tezatı… Gelinen noktayı da onlar düsünsün. Güzel konusuyorlar, dogruları anlatıyorlar ama hep aynı hatalı seyleri yapıyorlar. Sayın Sümer de, Özak da bizim çok kıymetli degerlerimiz. Onların bu kulübe hizmetini kimse inkar edemez. Saygıda da kusur edemeyiz. Ama ne yazık ki kongrelerde hep yanlıs yerlerde duruyorlar ve konuslanıyorlar. Bundan artık vazgeçmeleri gerekir.”

A.SUNGUR: Belki kulübün ekonomik büyük krizler yasadıgı kosullarda siyasete çok yakın isimlerin, onlardan yararlanarak kurtulus formülünü hayata geçirebilecegini düsünüyorlar. Bu çeliskiyi ondan yasamıs olmasınlar:
C.HEKIMOGLU:
“Siyasetin kulüp için rafa kalkması gerekir. Bu siyasetin Trabzonspor’a katkısı oldugunu düsünmüyorum. Bu noktada siyasete yakın olan baskan ve yönetimlerin kulübü ekonomik olarak düzlüge çıkaracagı düsüncesi tamamen yanlıstır. Aslında siyaseti arkasına alıp da bu ise girenler kendi islerini gelistirmek için girerler. Su bilinmeli ki siyaset kurumu kulübün borcunu ödemez. Bunlar yalandır, yanlıstır. Trabzonspor kulüp tarihi boyunca bu hiç olmamıstır. Sunu söylemekte yarar var ki siyaset yardım etse Fenerbahçe’ye eder, bize degil. Onun için kongrelerde siyasete yakın isimlerin seçilip, kurtarıcı olmalarını beklemekten artık vazgeçilmelidir.”

A.SUNGUR: Yeniden bugünün kosullarına dönersek yönetim nasıl bundan sonra nasıl bir yöntem uygulamalı, örnegin siz olsaydınız ne yapardınız?
C.HEKIMOGLU:
Kesinlikle su asamadan sonra da öz kaynak modeli olmalı… Altyapıya çok büyük önem verilmeli… Üretici bir yapı olusmalı. Altyapı derken sadece Trabzonspor altyapısını da düsünmüyorum. Tüm Türkiye’yi altyapı görüyoruz. Adanaspor, Besiktas altyapılarından da oyuncu alınmalıyız. Usta da gelmeden önce bunları söyledi ama tam tersini yaptı. Icraatı bu noktada beceremedi. Söylediklerini yapan bir yönetim gelmeliydi. Pilot takımlar en önemli unsurdu bu noktada… Kulübün su anda 350 milyon lira banka borcu var. Toplam 750 milyon borcu bulunuyor. Personel maasını aylarca ödeyemiyor. Neden çünkü sistem tıkandı. Tıkanma olunca ne yapacaksın?. Iki yol var. Bir taze para gelecek. Sponsor, bagıs, forma satacaksın. Ikincisi banka kredisi… Öz kaynak gelmiyor. Bugün 500 lira ortalama ile 20 bin kombineyi satsan 10 milyon liralık gelir elde edersin. Oysa sadece banka faiz borcu yıllık ödenmesi gereken para 70 milyon lira. Yani kombine gelirinin 10 7 katı gibi bir rakam. Kombine, forma satısı, bagıs, bilet satısı, sponsorlar, yani benim param. Ama su anda bu da Trabzonspor’un derdine derman olacak gibi degil. Öz kaynak gelmedigi için yapacagı tek sey banka kredisi almak olacak. Yeni kredi kulübü iflasa getirir. Herkes sampiyon olursak borçların bitecegini düsünüyor. Trabzonspor 2010-2011’de sampiyon oldu. Sampiyonlar Ligi’ne katıldı. Tam 20 milyon Euro ekstra gelir elde ettik. Iyi paralar aldık. Gruplarda sadece 1 gol averajla bir üst tura çıkamadık. Peki ne oldu. O dönem borç 175 milyon liraydı. Simdi borcumuz simdi çıktı 750 milyona çıktı. Yani sampiyonluk bile bizi kurtarmaz.”

USTA’NIN 50’NCI YILDA ŞAMPİYONLUK VAADİ GERÇEKÇİ DEĞİLDİ VE BU ONU BİTİRDİ
A.SUNGUR: Bu noktada öneriniz nedir ve sizce bugünkü noktaya neden gelindi?
C.HEKIMOGLU:
“Yapılması gereken ekonomik yapılanmadır. Muharrem Usta iyi bir is adamı bunu yapabilirdi. Yapmadı. Kongreyi kazanmak için gereksiz vaatlerde bulundu. Örnegin 50 yıl vaadi Muharrem Usta’yı gerçeklerinden uzaklastırdı ve bitirdi. Bu vaat Trabzonspor’u da bulundugu gerçeklerinden uzaklastırdı. Oysa bu hiç gerçekçi bir yaklasım degildi. Kulüp yapısıyla hiç uygun olmadan vaatti. Kongre öncesinde biz tüm üyelerden ve taraftarlardan 3 yıllık yeniden yapılanma için zaman istedim, sabır gösterilmesi gerektigini anlattım. Bu süreci ekonomik toparlanma amacıyla kullanmak gerektiginin altını çizdim. Kimsenin sampiyonluk beklememesini söyledik. Hatta bizden sonraki 3 yıllık süreçte gelecek olanların da bu yapılanmayı devam ettirmesi gerektiginin altını çizdik. Trabzonspor ancak böyle gelecege tasınırdı.”

A.SUNGUR: Peki bu 50’nci yıl sampiyonluk vaadi sizce gerçeklesir mi?
C. HEKIMOGLU:
“Trabzonspor 50 yılda degil, 57nci 61’ncı yılda sampiyonluk vadinde bulunması bile zor bu kosullarda. Yani aslında sampiyonluk hedefi konulacaksa bu 61’nci yıl falan olmalı… Bunun için de ayaklarının üzerine duran bir hedef konulmalıdır. Yoksa bu kulübün gelecegi yok. Bana göre daha önce de söyledigim gibi 61’nci yılda bile sampiyonluk zor gözüküyor. Bu kulübün mevcut uygulamalarla geleceginin de olmadıgını ifade ettim. Bu noktada gerçekten karamsarlık yasamamak elde degil. Bakın Kocaelispor düsmez dendi, düstü. Malatyaspor düstü,Yeni Malatyaspor oldu. Samsunspor düstü. Orduspor gazel Orduspor oldu. Düsmez denilen, sampiyonluk mücadelesi veren nice takımlar düstü ve perisan oldu. O nedenle dikkat etmek gerekir. Bakın bu düsen ve iflas eden kulüplerin borçları 100 milyon civarıydı. Bizim ki ise 800 milyon liraya dayandı. Bu tablo ile birlikte ekonomi kesinlikle çevrilebilir olmaktan çıkmıstır. Özkan Süamer de, Faruk Özak da bunları gördügü için isyan etmeye, söylemeye ve tedirginliklerini dile getirmeye basladı. Ama tüm bunları zamanında görecek ve söyleyecekler, buna göre hareket edeceklerdi. Acı olan su ki Faruk Özak dogruyu söylüyor ama kongrede yanlıslar yapıyor, tam tersi hareket ediyor. Bugün kulübün bankalara ve menajerlere çalıstıgını söylerken, bunu kongre öncesinde söylenmeliydi. Aslında bizim misyonumuz onun dedikleriydi ama destek vermediler. Bana göre onlar da sorumlu ve hesap vermeleri gerekir.”

A.SUNGUR: Burak Yılmaz transferinde yıllık 3,5 milyon Euro ücretten söz ediliyor ve bunun bir kısmını sponsorların karsılayacagı ileri sürülüyor. Bu tür yüksek bedelli transferler size göre gerçekçi mi?
C.HEKIMOGLU:
“Muharrem Usta bu kulübü devralırken borç 450 milyon lira civarındaydı. Kongre öncesinde biz hazırladıgımız kitapçıkta bu borç durumuna yer verdik. Biz bile göreve gelsek 450 milyon liralık borç bir yıl sonra 600 milyon liraya çıkacaktı. Isadamı gelecegi gören adamdır. Çünkü o dönemki geliri, gideri ve ödenecek faizi hesap ediyorum, bunu görüyorum. Ama öz kaynak yapılanmasıyla bunu durduracaktık ve yavas yavas çıkısa geçecektir. Bugün yapılması gereken sey ise kesinlikle Trabzonspor bonservisle, hem de yüksek bedeller ödeyerek oyuncu almamalı… Bonservisle oyuncu almayı mevcut bütçe ve yüksek borç engelliyor. Burak Yılmaz’ın transferine gelince.. .’ Sunu sponsorla yapacagız, bunu sponsorla yapacagız’ diyorlar ama bugüne kadar hiç olmus mu? Daha önce kaç yönetim böyle sözler verdi ancak hiç gerçeklesmedi. Insallah olur.”

KALECİ UĞURCAN’A ŞANS VERSELER, 2 YILDA AVRUPA’DA GÖZDE OLUR
A.SUNGUR: Yusuf Yazıcı için bugün bile 15 milyon Euro veren kulüpler bulundugu söyleniyor. Bu bile baslı basına altyapı gerçegini gözler önüne sermiyor mu? Ayrıca orta sahaya yapılmaya çalısılan transferler Yusuf’un önünü kesmeye yönelik gibi geliyor.?
C.HEKIMOGLU:
Bir kere daha tekrarlamak istiyorum ki bu kulübün mutlak suretle bonservissiz ve düsük maliyetli oyunculara yönelmesi sart. Altyapıdan oyuncu kazanılmalı, olanlar gönderilmemeli. Takımda altyapıdan vitrine çıkan bir tek Yusuf Yazıcı olmayacak yani… O gerçekten önemli bir örnek ama o altyapıda çok kaliteli futbolcular var Mesela Ugurcan Çakır diye bir kaleci var. Bugün Trabzonspor’da direk oynayabilecek bir isim ama sans verilmez. Keske Esteban ile sözlesme yapılmasaydı. Onur ve Ugurcan rekabet içinde mücadele etseydiler. Ben inanıyorum ki Ugurcan iki yıl oynatılsa, ona yatırım yapılsa iki yıl sonra Avrupa’ya çok iyi takımlara gider. Trabzonspor büyük bir deger kazanmıs olur. Ama bir seye daha dikkat çekmek istiyorum. Orta sahada Onazi, Kucka var. Junuzoviç’i alamadılar. Sosa’yı istiyorlar. Olmazsa baska bir yabancı pesinde kosacaklar. Bu nedir biliyor musunuz? Yusuf Yazıcı’yı yok etme operasyonudur. Ne yazık ki transferler menajerlere para kazandırma aracına dönüstü. Bir sey daha hatırlatmak istiyorum. Yusuf Erdogan gibi bir oyuncuyu satma çabası gösteriyorlar. Ersun Yanal iki dönemdir onun yerine oyuncu alıyor, oynatıyor ve Yusuf kenara itiliyor. Ama sampiyon Besiktas dahil sayısız kulüp bu oyuncuyu istiyor. Yönetimin aklı nasıl çalısmaz bu noktada… Kesinlikle satılmaması, iyi degerlendirilmesi ve takıma katkı yapacak noktaya tasınması sart diye düsünüyorum.”

A.SUNGUR: Trabzonspor olaganüstü bir kongreye gitmezse 2018 Aralık ayında genel kurulunu yapacak. Burada aday olacak mısınız? Daha önce adaylıgı kesinlikle düsünmedigini ifade etmistiniz…
C.HEKIMOGLU:
“Muharrem Usta’yı tanıyorum. 2018 Aralıkdan önce görevi bırakmaz. Zaten bırakmamalı da… Normal görev bitirme tarihine kadar kulübü getirmeli… Bir takım çevreler onunla 1,5 yıl daha büyük sıkıntılar olabilecegini söylüyorlar. Ama sıkıntı olacagını önceden göreceklerdi, oraya getirmeyeceklerdi. Kendi adaylıgım konusuna gelince; 2018’e daha var. Su an adaylıgı hiç düsünmüyorum. Tamamen isime odaklandım. Iyi bir Trabzonsporluyum. Sonuna kadar destegimizi verecegiz. Yeni stadyum var… Her türlü destegi verecegiz. Tüm çalısanlarımızla formamızı, kombinemizi, locamızı alacagız. 2018 Aralık tarihine ise bakacagız ama su anki düsüncesine sogugum ama nasip demek de gerekir bir yerde.”

İSTANBUL’DAN DA BAŞKAN OLABİLİR AMA EVİNİ, AİLESİNİ TRABZON’A TAŞIMALI
A.SUNGUR: Kulüp 11 yıldır baskanı Istanbul’da olma kaydıyla yönetiliyor ama geldigi nokta da ortada… Sizce yeni süreçte baskanı nereden olmalı… Yeniden bu kentin her seyiyle sahip çıkması gerekmiyor mu?
C.HEKIMOGLU:
“Bu gerçekten çok önemli bir durum… Sunu söylemek isterim ki bu kulüp yeniden Trabzon’a dönmeli. Baskan buradan olmalı… Sonra bu kisinin mutlaka Celil olması gerekmiyor. Baska Celil’ler çıkar, hep birlikte destek veririz ve Trabzonspor’u yeniden ayaga kaldırırız. Baskan Istanbul’dan da olabilir kuskusuz ama ailesiyle birlikte evini, barkını, çolugunu, çocugunu Trabzon’a tasınarak burada isinin basına geçmeli. Samil ekinci Kırsehirliydi. O baskan oldu takımı 4 kez sampiyon yaptı ama Trabzon’da yasadı, basımızın tacı oldu. O da önce yöneticilik, asbaskanlık yaptı, sonra baskan oldu. Sunu söylemekte yarar var ki, Istanbul olmadan da bu kulüp olmaz… Burada isin basında ise sahip çıkmalı, isin tümüyle içinde yer almalı…

A.SUNGUR: Baskanın Istanbul’dan asbaskanın Trabzon’dan olmasıyla basarı açısından örnek gösterilebilecek dönemler yok mu?
C.HEKIMOGLU:
Bir dönemi söyleyebilirim. Sadri Sener-Hayrettin Hacisalioglu birlikteligi… Basarılı oldular bana göre ama her zaman Hayrettin Hacisalihoglu gibi bir asbaskan çıkıp Sadri Sener ile birlikte yönettigi gibi bu kulübü yönetemez. Kaldı ki o dönemde de sorunlar çıkmıs, istifalar yasanmıstı ama birlikte çok basarılı oldular. Ama bu çok az yasanan bir örnektir. Kulübün Trabzon’a dönmesi gerektigini söylerken, yönetim kurulu üyelerinin de büyük çogunlugu bu kentte oturmalı. Mevcut yönetim de, ben de liste yaparken Istanbul kanadını daha fazla tuttuk. Ben kendi adıma yanlıs yaptım diyorum. Yönetimde sporun içinden gelen insanların çogunlukta olması gerekir. Bizim yönetimimizdeki Istanbul kanadını çok yüksek tutmamızda ekonomik sorunların büyüklügü önemli rol oynadı. Çünkü paraya ihtiyaç duyuldugunda Trabzon’da bu kadar büyük rakamları verebilecek isimler bulamıyorsun.

TÜZÜK MUTLAKA DEĞİŞMELİ, ÜYELİK ŞARTLARI ZORLASTIRILMALI
A.SUNGUR: Bir de bu kulübün uzun süredir tartısılan tüzük sorunu var. Burada üye yapısı da dikkat çekici bir sıkıntı olarak karsımıza çıkıyor. Sizce çözüm nasıl bulunmalı?
C.HEKIMOGLU:
“Bence de kesinlikle bir tüzük degisikligine ihtiyaç var. Üye yapısında mutlak bir devrim yapılmalı… Elinde 200 delege bulunduranlar var ve bunları silah olarak kullanarak Trabzonspor’un genleriyle oynayabiliyorlar. Bu kesim kongreyi istedikleri gibi yönlendiriliyor. Bana göre üyelik sartları daha da agırlastırılmalı… Giris aidatı 2000 bin lira olmalı, yıllık aidat ise 250 liraya yükselmeli… Her parası olan kendi üyesini yapmamalı en azından… Benim de üyelerim var fakat gerçekten Trabzonsporlu… Muharrem Usta köyünden iki yüz üye yapmıs, kulüple bagları var mı yok mu belli degil. Ibrahim Hacıosmanoglu binin üzerinde üye yaptı. Bunların büyük bölümünün Trabzonspor ile ilgisi yok. Bunlar Ibrahim ya da Muharrem gittiklerinde Trabzonspor ile baglarını tümüyle koparacaklar. Böyle olmaz ve bu yapı mutlaka degistirilerek Trabzonspor gerçek sevdalılarının üye oldugu kulüp haline gelmeli. Bu arada Divan Baskanı Ali Sürmen bir tüzük çalısması baslattı ve sonuna da gelmisti ama yönetim, ‘biz yapacagız’ dedi. Hala daha ses seda çıkmadı. Neyi bekliyorlar anlamıs da degilim.”

A.SUNGUR: Bu güzel söylesi ve bize ayırdıgınız zaman için Karadenizde Sonnokta ailesi adına tesekkür ediyorum.
C.HEKIMOGLU:
Ben tesekkür ederim.