Derler ya, “cahilden dostun olacağına alimden düşmanın olsun.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kimler kötülük yapıyor?

Kötülük yapmanın türlü yolları vardır.

Resmen döversiniz, olmadı söversiniz daha da olmadı onun hakkında –bedelini göze alıp- bir sürü dedikodu sallayıp durusunuz.

Bunları güya bir lidere kötülük olarak belleyip sıralayabilirsiniz.

Gözünüz görmeden, kafadan atmasyon vs. Dedik ya bedelini göze aldıktan sonra.

Tabii siz bu şekilde ilk hedefte gayenize erdiğiniz sanır rakip siyasi lideri halkın gözünden düşürüp oy potansiyelini aşağılara çektiğinizi sanırsınız.

Fakat bu denli desteksiz sallamaların bir de karşı etkisi olur.

Halkı veya sempatizanlarını ikna edemezseniz, aşağı çekeyim derken bir de bakmışsınız ki irtifa kazandırmışsındır.

Yani normalde bir lideri böyle kem sözlerle taraftarı nezdinde aşağılamanız siyasal konjonktür içinde pek mümkün olmamaktadır.  Zira halkımız, siz ne derseniz deyin bildiğini okur.

Fakat bir de muarız olanların dışında sempatizanlar (!) vardır. Makul mantıklı sempatizanlar yanında aşırı kalibrede, kantarın topuzunu kaçıran “yağcılar” vardır.  

Nasıl kaçar kantarın topuzu?

Şöyle.

Meth-ü sena da haddi aşar, pireyi deve yapar, övmekte dağları aşar, gördüğünü değil düşündüğünü söyler, aklı ile değil vehim dürtüsü ile metheder.

Netice-i kelâm adam, “Kaş yapayım derken göz çıkartır.”
Meselâ, ukalâ herif, kalkar Cumhurbaşkanına güya sevgi gösterisi yapayım derken uluhiyet atfeder. İşte, “peygamberlik olsa idi peygamberdir” der.

Birisi fırlar oradan, “gelecek olan Mehdi budur” der. Başkası bakarsınız kendi kafasından başka yüce (!) mertebeler verir. 

Oradan bir yağcı sempatizan (!) güya parti adına nutuk irad ederken, “oylarını almak için seçmene cennete senet ve garanti verir” vs.  

Hah işte, ben sayın Cumhurbaşkanının yerinde olsam, bana küfredenlere, aşağılamaya çalışanlara, iftira edenleri hukuka havale ederim. Fakat, bu densizler var ya.

Hah işte bunlar güya sureta hak(!) tan yana gözükerek, kendisini kötüleyenlerden daha fazla kendisine kötülük ediyor hatırlatmak isterim.

Teşbihte hata olmasın da Hristiyan alemi niye çizikten çıktılar?
Önce haça tapıyor sonra peygamber Hz. İsa’yı bir insan, bir ilahi haberci olmaktan ileri gidip uluhiyet atfedip “Allah’ın oğlu, Melekler onun kızları, veya Hz. İsa’ya Tanrı’nın tezahürü vs” gibi yakıştırmalarla Allah’ın lânetini kazandılar.  

Bu adamlar da aslında, “kaş yapayım derken göz çıkartıyorlar. Ha,“Cumhurbaşkanının kabahati ne?” dersen...

El-Cevap; doğru, ama ben olsam esas önce bunları ayıklar haklarında dava açarım.

Meselâ ben bunlardan rahatsızım. Benden söylemesi.