Son zamanlarda özellikle şu corona virüs meselesi ve tedbirleri esnasında devletin koyduğu kurallara riayette vatandaşın gerek tedbirsizlik, gerek bilgisizlik ve de gerekse ukalalık saiki ile gördüğü cezalar hakikaten düşündürücüdür. Şimdi önce işin bir esasına bakalım. “Ceza” dediğiniz meselenin gayesi nedir?

Verilen talimata veya düzene insanları uydurup cemiyet disiplini sağlamaktır. Yani devlet cezayı insanına zulüm olsun diye değil toplumu ve bireyi ıslah ve düzenin korunması için ihdas eder.

Peki biz bu ceza meselesine karşı mıyız? Hayır, asla da uygulama şekli ve de miktar konusunda tereddütler var mesele o.

Şimdi gelelim şu virüs meselesindeki cezaların önce miktarlarına. Efendim falanca gün sokağa çıkma yasağı var çıkarsan cezası 3.500 TL. İyi güzel, 3.500 TL. Gerçekten yüklü bir meblağ. Yani tam vasati bir aylık maaş miktarı.

Normalde bunu ödemeye sıkar. Peki, bir de “maske takmak zorunluluğu var cezası 900 TL” o da iyi para. İnsan bu parayı ödememek için ne eder eder gerekirse bir gaz maskesi dahi takar. Takar da, siz gelin görün ki bizim millet yine ne cezayı ne Virüsü ne de maskeyi takmıyor yani sallamıyor(!)

Cehalet mi desem, yobazlık mı desem ukalalık mı? Siz benim yerime bir şey deyin gitsin, de ben esas konuya gireyim.  Bu denli yüksek meblağa rağmen insanlarımız halen bu tedbirleri takmıyor ise bunda bir iş var.

Dikkat edin, güvenlik elemanları, polisler vatandaşa bu cezayı ukalalık etmeyenler dışında, “Unuttum abi, maske bulamadım memur bey, idare ediver” deyince bizim devlet polislerimiz de merhamet sahibi, halkından asla kopmamış yeter ki ukalalaşma cezayı yazmıyor (Tabii bu ceza meselesine kaymakamlık, valilik onayı da ayrı mesele ya).

Daha doğrusu vicdanı demeyelim de gönlü elvermiyor. Burası Türkiye, ABD veya Almanya değil ki polis vatandaşını ezmeyi zevk bellesin. Niye? Çünkü polisimiz dahi muhatap vatandaşına, “Birader, bey efendi,

Dayı, Amca, Teyze... vs” diye hitap eder.

Vatandaş da polisine, yaşına göre, “Yeğenim, biraderim, abi… vs” diye hitap edince mübarek aile ekolü oluyoruz. Kötü mü? Hayııır...

Asla bu bizim vatandaşlık bağımız Dünyanın hiçbir milletinde yoktur. Bizim Polis ve Jandarmamız dürüst ve muti vatandaşına Güvercin ama haydut ve it takımına karşı da Şahin gibidir. Onun için devlet veya hükümetin koyduğu cezalar güvenlik elemanlarının kalbini sızlatıyor kesmiyor kesse de tahsil edilmiyor veya edilemiyor.

Ha peki bana “Söyle bakalım sen ne dersin?” derseniz. Derim ki cezalar uçuk kaçık değil makul miktarda mesela 100 TL veya 50 TL olsun ama bu parayı trink diye zoraki tahsil etsin. Etsin yani.

Hem caydırıcı olur hem de düzeni sağlar. Bu ceza vatandaşı bitirmez ama vermek te adamın cebini gıdıklar. Hah, güvenlik birimleri nezdinde konu hissiyaten ne olur? Parayı yani cezayı içi sızlamadan tıkır tıkır alır.
Şimdi gelelim şu söze... “Verilen ceza suçtan büyük olur ise zulüm olur, az olur ise suçu teşvik eder.”

Meseleyi anlatabildik mi bilmem?

Hükümet amcaaa... Duydun mu?