5 Ocak 2020, Sarıkamış ve Türkiye için özel bir gün.

Türk halkı, tarihinin en büyük faciasının 105. yıl dönümünü anmak üzere yönünü Sarıkamış’a çevirdi. O hüzün dünyasını solumak üzere Allahuekber Dağları’nın eteklerinde saf tutanlar, gidemeyip en sıcak dualarını Kafkasya yollarına üfleyenler, hepiniz, hepimiz oradaydık. Orada, şehitlerimizin huzurunda.

Saygı, vefa ve bağlılık aşkıyla huzurunda bulunduğum şehitler diyarı, Sarıkamış neresi?

SARIKAMIŞ:
Türk milletinin Anadolu’da ki en önemli kült alanlarından biri.

Sarı çam deryası, şüheda cenneti.

Sıcak yürekli insanların ısıttığı buz dünyası.

Kentleşme adına yaptığımız onca ihanete direnen, tarih ve doğa.

Yazı kıştan, kışı yazdan, çiçeği kardan, karı çiçekten güzel memleket.

Dağlarının yankısı Allahuekber, örtüsü Mehmetler.

Karı kristal, buzu gül, suyu zemzem.

Kızıl elma hayallerinin Kaf Dağının ardına aşamayışının tanığı.

Bağrında neredeyse her aileden bir emanet barındıran kutsal.

Şehitlerimizin meclisi, bağlılarımızın Arafat’ı.

***

Hayvancılık dünyamızın hayal kırıklığı ve fakat aynı zamanda umudu.

Doğa ve tarih turizminin yeteri kadar yeşeremediği ama umudumuzun Davos’u olan memleket.

İşsizliğini bir türlü donduramadığımız, refaha layık insanların diyarı.

Çayırından yağ, çiçeğinden bal yağan memleket.

Çarpık kentleşmenin tarihini gömdüğü memleket.

SARIKAMIŞ NEYİ BEKLİYOR?
Yeni bir nefes, yeni bir heyecan bekliyor.

Sahip olduğu tarihi birikim ve doğa koşullarından dolayı, pozitif ayrımcılık ve uygun projeler bekliyor.

Bingür Sönmez gibi hocalarımızın sayısının artmasını bekliyor.

Kentle bütünleşecek fedakar ve idealist öğretmenler bekliyor.

Hayvancılık, turizm ve spor merkezli  yaygın ve örgün eğitim bekliyor.

Türkiye’nin gönlünde olmayı ve hep bir ağızdan Sarıkamış türküsünün söylenmesini bekliyor.

Sarıkamış; güzelleşerek ve güçlenerek, gelişerek ve geliştirerek ölümsüzleşmeyi bekliyor.