Şehirlerin dinamikleri vardır.

Şehirlere puan kazandıran, kentler arasındaki farklılıkları yaratan bu dinamiklerdir.

Adı geçen dinamikler değişik unvanlıdır.

Prof, Dekan, Müdür, Ozan, Sanatçı, kanaat önderleri…

Kısaca saçını değirmende ağartmayan bilge insanlar vardır…

Radyo 29’da çalıştığım yıllarda Gümüşhane’ye genç bir vali atanmıştı.

Bu genç vali kararnamede yer alınca devrin Cumhuru: “Ben kırk yaşına gelmeyen bürokratlardan Vali yapmam” diyerek kararnameyi uzun süre imzalamamıştı.

Neden sonra Cumhuru ikna etmişler ve tayin gerçekleşmişti.

Genç vali gelir gelmez basın mensuplarıyla diyalog içine girmişti.

Şehri tanıdıktan sonra şehirde isim yapmış, dürüstlüğüne, vatanseverliğine inandığı dinamikleri birer, ikişer makamına davet ederek onların fikirlerinden yararlanma yoluna gitmişti.

Saçı ağırmış bilgeler, ozanlar, sanatçılar, başarılı ve emekli olmuş bürokratlar vali bey için önderdi, rehberdi.

Önceleri önemsenmeyen bu davranış gitgide değer kazanmaya başladı.

Her üç ayda bir şehrin dinamikleri vali beyin makamında, konferans salonlarında toplanırdı. Birkaç kez –hasbelkader- ben de bu toplantılarda bulunmuş, çoğu kez de sunumu ben gerçekleştirmiştim.

Bugün Gümüşhane’de derler ki; Vali beye başarının yolunu bu toplantılar açtı. Sonra Muğla ve Samsun Valiliklerinde de çok büyük başarılar elde etti.

Trabzon’u saymıyorum, ama Beşikdüzü’nde –tam olarak sayıyı bilmeme karşın– 57 tane Prof, 13 tane Doçent bilmem ne kadar kanaat önderi var.

Yaşayan tek Ordinaryüs Profesör de Beşikdüzülü. Beşikdüzü, yüksek tahsil oranı en yüksek olan ilçelerden birisi. (üçüncüsü) (Hekimhan, Şavşat, Beşikdüzü)

Çoğu kez kendi kendime soruyorum.

Acaba bu doğrulardan –gerektiği– şekilde yararlanabiliyor muyuz?.

Bu soruya olumlu yanıt veremiyorum. Demem o ki biz millet olarak kendi değerlerimize sahip çıkmasını bilmeyen bir toplumuz.

Yazık, çok yazık…