Bir Arap gazeteci Türk ordusunun Afrin'de yürüttüğü ve neticeye vardırdığı operasyon sonrasında gösterilen "sivil hassasiyetten" öylesine etkilenmiş ki "Keşke Türk olsaydım da böyle şerefli bir millete ait olmanın hazzını yaşayabilseydim" demekten imtina etmedi.

Orta Asya'nın step ve bozkırlarından Anadolu coğrafyasına vardığımız zamanlardan bu yana değişmeyen bir yanımız çağları delerek bugünlere ulaştı. Başka milletlerde olmayan "Mazlumun yanında dur, zalime vur" ilkesiydi bu.

Irkçı ama aynı zamanda Marksist-Lelinist bir örgüt olan PKK ve türevleri, Kürt orijininden devşirdiği militanlarla 1. Dünya Savaşı'nda akim kalan emellerin taşeronu olarak karşımıza dikildi. Yıllardır Türk milletinin enerjisini ham hayalleriyle nafile harcatma görevi üstlenen bu zındık yapı, son olarak Afrin'de yaptıkları tünellere gömüldü.

Suriye topraklarını hem İsrail'e kalkan alanı sağlama bakımından değerlendiren ABD ve yandaşları aynı zamanda enerji kaynaklarını ellerinde tutma yöntemini düşleyerek buralarda üstler kuruyor. Uzaktan kurulan hayallerle sahada tecelli eden gerçekler arasındaki bağıntı farkını Zeytin Dalı operasyonuyla tedris eden Amerika, ister Pentagon ister Dışişleri değerlendirmeleriyle olsun hakikati yakın zamanda kabullenecek. PKK ve türevleriyle vedalaşması yakındır. Çaresi yok, ya stratejik ortağının kıllı kollarına yaslanacak ya da Vietnam'da uğradığı benzer bir rezaletle bölgeden tası tarağı toplayıp gidecek.

Evet, Arap gazetecinin sözüyle başlamıştık söze. "Şimdi Türk olmak vakti" anlamındaki bu sözün yansımalarını yakında Suriye coğrafyasının her zerresi hissedecek. Yad ellerden gelenler ya Türk'le birlikte bozduklarını tamir edecekler ya da ayarları bozularak Okyanus ötesine avdet edecekler.

"Haklıysan en büyük silaha sahipsin" prensibi eninde sonunda kazanacak, şeytanî emeller uhrevî eller tarafından boğulacaktır.

Suriye'de beş yıl içinde her Suriyelinin katılımıyla Yeni Suriye kurulacak, bunu da Türk milleti ihya edip himaye edecektir.

Mezhepçiliğin parçalayıcı tarafına değil de İslam'ın kuşatıcı, birleştirici yanına tekamül eden bir anlayışla Mezopotomya kendini mümbit topraklardan yeniden yeşertecektir. Burada Türk milleti tarihi sorumluluğunu yeniden kuşanıp tam bir bağdaştırma vazifesiyle kılavuzluk yapacaktır.

Boş yere Arap gazeteci Peygamber Efendimizin milliyetinden geldiği halde "Şimdi Türk olmak vakti" tespitini yapmamıştır. Bazı şeyleri Allah söyletir.