Mevsim normallerinin çok üzerindeki hava sıcaklığı,”Serindir oraya gidelim” diyerek Trabzon’a gelen  yerli turistleri bile klimalı otel odalarından çıkarmazken..

Bizler tribünde ha bire soğuk su içtiğimiz halde nefes dahi almakta zorlanırken, böyle bir ortamda oynanan Trabzonspor-Konyaspor maçında sahada var güçleriyle mücadele eden iki takım oyuncularını da kutluyorum öncelikle..

Zira önceki akşam sahada değil, hamamda oynandı sanki maç.

**

Böyle bir gözle de baksak, yine de diğer büyük takımlar gibi Trabzonspor’da henüz hazır değil.

Burak Yılmaz’ın katılımıyla büyük zaafı olan golsüzlüğü çözen Bordo-Mavililer’de  bu oyuncunun dışında ilk yarıdaki futboluyla Yusuf Yazıcı, ikinci yarıdaki performansıyla Durica, bir parça Pereira ,Mas ve Bongonda, arkadaşlarına göre daha  hazır  gözüktüler.

Yediği golde hatası bulunmayan  Esteban,Kucka’nın çizgiden çıkardığı topta da ilk hamleyi iyi yapıp rakibi bozmayı başardı.

**

Benim gözüm daha çok Milan’dan 5 milyon Euro bonservis bedeliyle alınan Kuçka’daydı..Ancak Alaves maçının iyilerinden olan Kucka, tek yararlı hareketini çizgiden çıkardığı topta yaparken,  eminim maçın kasetini izlediğinde  kendisi de “ Bu ben miyim?” der.

Çünkü etliye sütlüye karışmadı. Misafir sanatçı gibi bir 90 dakika tamamladı. Bu haliyle de “Onazi olsa daha iyiydi” dedirtti.

**

Rakibin Traore ve Fofana gibi çabuk ve golcü  adamlarının etkisini kırmakta  yardımcı olsun diye stoperlere yakın oynatılan Okay’ın  henüz ikinci dakika dolduğunda yaptığı büyük hata golle sonuçlanınca,  oyundan düştü. Bir türlü kendisini toplayamadı. Dolayısıyla bu pozisyonda takılıp kalarak başarılı olamadı.

 Aslında  tartışılması gereken şu;  Trabzonspor gibi üst düzey bir takımda bu mevki için sadece fizik gücünün yeterli olurmu?

Oyun ve pozisyon bilgisi, top kullanma becerisi ve de çabukluk da olması gerekmez mi?

**

Savunmanın ortasındaki Uğur’un beklediğimden daha iyi olduğu, solbek Mas’ın  daha önce gol attığı Konyaspor’a bu kez gol attırdığı karşılaşmada, Olcay  gayretliydi.  Her ne kadar  uzun zamandır  ilk geldiği günlerdeki futbolundan uzak olsa da,” Yusuf’un yerine O’ dışarı alınmalıydı “ desek de ”  90+2’de ustalığını Burak Yılmaz’a  yaptığı  gol ortasında gösterdi.

**

Ve de başlangıçta uzak durur  gibi gözükse de, maçlar başladığında formasını giyip stadyuma koşan taraftar, çok zor ve de sırılsıklam galibiyetle çektiği sıkıntıları unuttu.

Böyle bir ortamda , üstelik taşlar tam yerine oturmadan güçlü bir rakipten alınan bu galibiyet, çok önemlidir. Eksiklerin giderilmesi için ilgililere zaman  kazandırmıştır. Fenerbahçe maçı öncesi  camiaya moral vermiştir.

**

Ancak klasik  özelliğimiz tez canlılığımızı frenleyebilirsek..

 Galibiyetler de hemen şampiyonluk havasına girip, yenilgilerde “ Bizden bu yıl da bişe olmaz” yılgınlığına düşmezsek,  başında olduğumuz uzun yolun sonunda  niye beklediğimiz güzelliklere uzanmayalım!

*.

Ancak, işimiz çok zordur.  Daha dün Süper Lig’e çıkan,  ve toplama diyebileceğimiz takımlar oluşturan Yeni Malatyaspor’u, Göztepe’yi, yarısı bizden oyuncularıyla Akhisar Belediye’yi gördükten sonra  şunu gördük ki, ligin yukarısıyla, aşağısı arasında makas kapanmış..

Büyük dediğimiz takımlar ne kadar beklenenden uzaksa, hiç hesaba katılmayan ekipler ise çok can yakacak.

***

Yazıyı bağlayacak olursak, yeni sezona 3 puanla başlayan Trabzonspor’u kutlayalım,Burak Yılmaz’a da “ Yeniden doğuşun daha muhteşem olacak” müjdesini verelim,

Çünkü görünen  köy dürbün istemiyor.

Ve de son söz: 15 yaşındaki bir yavruya kurşun sıkacak kadar insanlıktan  çıkanlar; siz  o kurşunların Eren’leri  bitireceğini mi sanıyorsunuz?