Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de ağırladığı muhtarlara hitap ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:

"Biz bu coğrafyanın insanları olarak birbirimize kenetlenebilsek, dışardan hiçbir güç bizim aramıza nifak sokamaz. Biz emredildiği gibi birbirimizi kardeş görsek, Allah’ın ipine sımsıkı sarılsak, inanın dışarıdan hiçkimse gelip de bizim ağzımızın tadını bozamaz. Bu coğrafyanın tüm bireyleri ellerini şöyle kenetleyecek, başını da iki elinin arasına alacak ve başkalarını suçlamadan önce kendi muhasebesini yapmak suretiyle yoluna devam edecektir."

'NE SÜNNİ KAZANIYOR NE Şİİ'

"Sünniler ile Şiiler'in birbirleriyle çatışması dışarıdan birilerine fayda sağlıyor. Sünniler'in aklı yok mu, Şiiler'in aklı yok mu, bir takım terör örgütlerinin vahşice saldırıları, o terör örgütlerine değil, onları kukla gibi oynatanlara fayda sağlıyor. O terör örgütlerine sempati duyanların, kol kanat gerenlerin Allah aşkına hiç aklı yok mu? Kuranı Kerim’de Rabbimiz bizi uyarıyor, 'Hiç akletmez misiniz, tefekkür, tezekkür etmez misiniz?' İşte akledilmediği için Şii ya da Sünni üzerine bombaları bağlayıp bir camiye girip ibadet eden Müslümanları barbarca katledilebiliyor. Yemen’de olanları duyuyorsunuz değil mi? 350 bin insanın katili, sırf mensubu olduğu mezhep nedeniyle hoş görülebiliyor. Katliamları, barbarlığı maalesef destek görebiliyor. Babası, Humus’ta 30 bin insanı öldürdü, kendisi 11 kat insanı Suriye’de öldürdü. Genlerine işlemiş bunların. İnanın ne Sünni kazanıyor, ne de Şii. Ne Türk kazanıyor, ne de Kürt,  Arap kazanıyor. Her zaman kaybeden biz, Müslüman. Kazanan ise bizim kardeşlerimizi birbirleriyle çatıştıranlar oluyor."

'KÜRT KARDEŞLERİMİZLE OMUZ OMUZA SAVAŞTIK'

"6-8 Ekim tarihlerinde olan olayları unutmayalım, gezi olaylarında olanları unutmayalım. Vatandaşlarımızın araçları dükkanları nasıl yakıldı, yıkıldı unutmayalım. Belediyelerin otobüslerinin nasıl yakıldığını unutmayalım. Bütün bunlar nerede oluyor? Kendi ülkemizde olanlar da bunlar. Türkler ile Kürtler'in kardeşliği öyle sıradan pamuk ipliğine bağlı bir kardeşlik değildir. Bunun özellikle bilinmesini isterim. Özellikle genç nesillerin, kardeşliğin boyutunu, derinliğini, ruhunu çok çok iyi anlamasını gönülden arz ederim. Biz Malazgirt Savaşı'nda Kürt kardeşlerimizle omuz omuza savaştık, Haçlı seferlerine karşı omuz omuza savaştık."

'ORTAK TARİHİMİZ 30-40 YILDAN İBARET DEĞİL'

"Aynı sofraya oturduk, kız aldık, kız verdik. Aynı toprağı değil aynı kaderi paylaştık. Şunu açık açık ifade etmek isterim. Yaklaşık bin yıldır bu topraklarda Kürtler'in yegane dostu ve kardeşi Türkler. Türklerin de yegane dostu ve kardeşi Kürtler olmuştur. Açın bin yıllık tarihine bakın. Kürtler'in zor zamanlarında yanlarında sadece Türkler'in olduğunu göreceksiniz. Türkler'in yanlarında Kürtler'in de olduğunu göreceksiniz. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından ayrıştırma çabasına, Türkler'den önce Kürtler'in kendisi karşı çıkmış, bizi birbirimizden ayıramazsınız diye duygularını, gayelerini ifade etmişlerdir. Bizim ortak tarihimiz öyle 30-40 yıldan ibaret değildir. 30-40 yıl içindeki gelişmelere bakıp kardeşliği sorgulayanlar tarihe haksızlık ederler. Bizim Kürtler ile olan ilişkimizi, muhabbetimizi ancak ve ancak Türkler ve Kürtler olarak biz tanımlarız. Marjinal, ateist, inançsız, bu toprakların değerinden kopuk akımlar çıkıp da bizim birbirimize olan muhabbetimizi yeniden tanımlayamazlar."

'KÜRT SORUNU YOKTUR DEDİĞİMDE...'


"2005 yılında Diyarbakır’da kardeşlerime dedim ki 'Kürt meselesi benim meselemdir.' O gün inkâr politikalarını elimizin tersiyle ittik. O gün asimilasyonu bir daha geri gelmemek üzere tarihe havale ettik. Ret, inkâr politikalarının son bulmasıyla birlikte, yani devletin sorunları kabul ederek çözüm çabasına girmesiyle birlikte Kürt sorunu kavramı artık geçerliliğini yitirmiştir. Ben Kürt sorunu yoktur dediğimde, bunu artniyetli şekilde başka yerlere çekmeye çalışıyorlar. Benim söylediğim açıktır. Türkiye’de artık Kürt sorunu yoktur, Kürt kardeşlerimin sorunları vardır. Bu başka bir şey, yatıp kalkıp Kürt sorunu şöyle, Kürt sorunu böyle, başka bir şey yok ağızlarında. Kardeşim bana bırak bu işleri söylemeyi, Kürt kardeşlerimin sorunu varsa bana onu getir. Türk kardeşimin de var, Roman'ın da var, Azeri'nin de var, Zaza kardeşimin, hepsinin sorunları var. Ha bunları gidermek için çalışacağız. Ayrım yapmayacağız. Sanki bu ülkede Kürt sorunundan başka mesele yok. Bu, bu ülkeyi bölmeye gayret etmektir. Bu ayrımcılıktır."
"Sorunların çözüldüğü bir ortamda, kürt sorunu kavramını kullanmak, açıkça haksızlıktır. Bu ülkede 36 ayrı etnik unsur var. hepsini biz türkiye cumhuriyeti vatandaşlığı altında topladık. Millet nedir biliyor musunuz, her türlü etnik unsuru tek çatı altında toplayan çatının anlamıdır. Millet bununla oluşur ve bunu hazmedemiyorlar. İthal kavramlarla yola çıkanlar, ithal çözümler önerenler doku uyuşmazlığı yaşarlar. Şu anda doğu ve güneydoğu illerimizde, kürt kardeşlerimiz nezdinde çok önemli bir tehdit mesele var. hem terör örgütü hem siyasi parti, kendi yaşam tarzını dayatarak benim kürt kardeşimin ruhuyla özüyle oynamaya çalışıyor. Onların dünya görüşü yaşam tarzı bu coğrafyaya ait değildir. Onların diliyle konuşmaya başladığınız anda bu tahribatın bir unsuru olursunuz. Bütün hayatım boyunca, farklı etnik unsurlara bakışım çok net olmuştur. Yaradılanı severim yaradandan ötürü."
Editör: Haber Merkezi