SONNOKTA RÖPORTAJ: Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi Üyesi Haluk Pekşen gazetemize önemli açıklamalar yaptı. Yerel seçimden ülke gündemine kadar birçok konuda konuşan Pekşen, genel başkanlık üzerine de değerlendirmede bulunarak, “Bir gün partiyi de bu ülkeyi de yöneteceğim” dedi.

İşte Pekşen’in açıklamaları…
“Türkiye’de siyasetin son 16 yılı içerisinde yapılış biçimine bakıldığında bu anlayışın ilk başlarda toplumda bir cazibe oluşturduğu düşünüldü. Hamaset üzerinden, toplumun milliyetçi duygularını tahrik edip, bireysel egoları tatmin eden, siyasetin meydan okuyan bir üslupla yapılması önce sempatik görüldü. Zaman içerisinde gördük ki siyasetin asıl mecrası bilgiye dayalı siyaset kulvarıdır. Tabi bilgiye dayalı siyaset yapılması gündeme gelince de Türkiye’de bunun belki de en önemli öne çıkan isimlerinden birisi benim. Siyasetin içerisinde olduğum dönemde de, bugün Parti Meclisi Üyesi olarak da siyaset söylemlerimin tamamında gerçek anlamda toplumu bilgilendiren, topluma gerçek bilgileri paylaşan bir modeli uygulama çalıştım.”


Pekşen, Yayın Danışmanımız Selahattin Özcan ve Haber Müdürümüz Hüseyin Terzi’ye konuştu.

KIŞ TURİZMİNE YÖNELMELİYİZ
“2015 yılında dedim ki, Türkiye bugün yaz turizminde sahip olduğu ekonomik gücü kış turizminde de aynı büyüklükte sağlayabilir. Bunu biz gerçek anlamda planlayabilirsek Karadeniz bölgesi dünyanın en önemli kış turizmi bölgelerinden birisi olabilir. Dünyada kış sezonu üç veya dört ayla sınırlı ve kayak pistleri de çok uzun değil. Trabzon’da, havalimanından kayak pistlerine uzaklık 100 kilometre civarındadır. Rize’de açılacak bir havalimanı ile bu uzaklık 50 kilometreye kadar düşecektir. İnsanlar dünyanın en kaliteli karına, en güzel doğasında, en uzun pistleri ve en yeni tesisleri ile bölgemizde sahip olabilirler. Yaz aylarında Akdeniz bölgesinde çalıştırdığımız insanlar, turistlerin gitmesi ile birlikte evlerine dönüyorlar. Orada çalışan personeli kışın bölgemizde çalıştırabiliriz. O insanlar da altı ay değil on iki ay çalışma olanağına sahip olurlar ve yazın orada sattıkları ürünleri de kışın bölgemizde satma şansı bulurlar.”

POTANSİYEL HEBA EDİLDİ
“Türkiye kış turizmi konusunda büyük bir potansiyeli bugüne kadar heba etti. Ben kış turizmini gündeme getirdiğimde insanlar bu olay için fantastik bir şey değerlendirmesinde bulunmuştu. Şimdi ise ihalesi yapıldı. Emin olun üç sene sonra Karadeniz bölgesinde kış turizmi yavaş yavaş Türkiye’nin gündemine oturacak. Ama beş sene sonra Karadeniz’deki kış turizmi sadece Türkiye’nin değil dünyanın gündeminde yer alacak şekilde büyük bir ekonomik potansiyeli ortaya koyacak. Siyaset, toplumun bu gibi konularda gerçek bilgilendirilmesi adına yapıldığında halkta ciddi bir karşılık buluyor. Bu tür projelerle halka iş ve aş doğuracak anlayışla siyaset yaptığınız zaman insanlar sizi partinize göre kategorize etmiyorlar. Böylece de siyasette başarılı olmuş oluyorsunuz.”

DÜNYANIN 1 NUMARALI PROJESİDİR
"Siyasete girdiğim günden bu yana kat ettiğim yola bakıyorum. Beni mutlu eden, avukatken gösterdiğimi başarı kadar siyasette de bu başarı çıtasını yakalamış olmamdır. Şuanda 1996’da hazırladığım ve 1997’de tescil ettirdiğim İpekyolu Ekonomisi Projesi bugün dünyanın bir numaralı projesi kabul ediliyor. Bir Trabzonlu olarak o projenin altında benim ismimin geçmesi ve dünyadan heyetlerin gelip o projeden dolayı bana görüş sorması beni ayrıca mutlu ediyor. Ama projeden dolayı beklentilerim açısından mutsuzum. Çünkü o proje Türkiye’nin ekonomisi için büyük proje olmasına rağmen şuanda iktidarın projeyi doğru yönetememesi ve dış politikadaki beceriksizlik sebebi ile proje ülkemizin elinden kayıp gitti. Şuanda proje büyük bir ekonomik pasta olarak Kazakistan ve Rusya’nın elinde. Oradan da Polonya ve Almanya’ya doğru geçiyor. Proje, planladığımız dönem içerisinde doğrudan Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Türkiye’ye buradan da dünya pazarına açılıyordu. Şuanda dünyada tek proje ile 3.5 Trilyon Dolar bir ekonomik cironun yakalanması mümkün değil, sadece bu proje ile olabilir. Bu tarz projelere sahip çıkılmalı, ama çıkılmıyor.”

TRABZON’A YAZIK OLDU
“Burası dünyanın en eski kentlerinden birisi. Bin yıl önce dünyada yirmi tane şehir vardı ve bunlardan bir tanesi de Trabzon’du. Mutfağı, müziği, folkloru, sanatı, zanaatı ve dış ticareti olan bir kentti Trabzon. Bir yobaz kültür geldi ve Trabzon’u aldı paramparça etti, yazık oldu. Üç beş sene daha Trabzon gerçek kimliğine geri döndürülemezse çok üzücü bir durumla karşı karşıya kalacağız. Trabzon’daki siyasetin kentte bir şey ürettiğini görmüyorum.”

BEN MERKEZCİL ÇIKIŞLAR ÇOK BÜYÜK TUZAK!
“Çok başarılı olmak siyasette rekabet başlatıyor. O rekabet içerisinde de siz siyasetin dışarısında kalabiliyorsunuz. Ama benim hiç kuşkum yok, bir gün partiyi de bu ülkeyi de yöneteceğim. Genel başkanlık konusunda uzun süreden bu yana çalışıyorum. Koltuk arama derdinde değilim. Kendime hiçbir zaman koltuk aramadım ama ülkemin insanına refah arama içerisindeyim. Türkiye’de siyasetin en büyük tuzağı ben merkezci çıkışlarla yapılan anlayıştır ve bu büyük bir hatadır. Toplumu en geniş şekilde kucaklayabilecek bir örgütlenme modeli ortaya koyabilirseniz emin olun bu başarıya götürür.”

GÜÇLÜ KADROYA TESLİM EDİLMELİ
“Türkiye, güçlü bir kadroya teslim edilmeli. Eğer siz bir takım oyunu oynamadan siyasette liderlik iddiası ortaya koyarsanız bunun sürdürülebilir olması mümkün değil, geleceği de olmaz. Bundan sonra Türkiye’de reformları takip edebilecek, 21. yüzyılın projelerine iddia koyabilecek, ülkesinin çıkarlarını ve halkın beklentilerini ayakta tutabilecek kadrolarla ülkemiz huzur bulacak. Bunu becerebilecek olanlar Türkiye’yi yönetmelidir. Ben bu beceride bir insanım. Bu kadroyu da oluşturuyorum.”

BÜTÜN BEDELLERİ ÖDEDİM
“Cumhuriyet Halk Partisi’nde önüm kesileceği kadar kesildi. Ben bu partide ödenecek bütün bedelleri ödedim ve yoluma devam ediyorum. Yerel seçimlerden sonra herkes görecek ki kadromuzla Türkiye’de büyük hayranlık uyandıracağız. Ben ve çalışma arkadaşlarımızın birçok projesi var. Bu projeler için aylardır gece gündüz çalışıyoruz. Çok değerli insanlarla projelerimizi zamanı geldiğinde de halkın önüne çıkartacağız.”

ÖZGÜRLÜK VE ADALET ÖNEMLİ
“Herkes mutlu ve refah içerisinde yaşamak istiyor. İnsanlar zengin olmanın refah ve mutluluk getirmediğini biliyorlar artık. Suudi Arabistan çok zengin, Kuveyt’te kişi başına gelir 130 Bin Dolar. Katar’da 138 Bin Dolar kişi başına gelir var ama insanlar Katar’a kaçmıyorlar. İnsanlar Ege’de Akdeniz’de kendilerini denize atıyorlar, hayatlarını kaybediyorlar ama dünyanın en zengin ülkeleri olan Suudi Arabistan’a veya Katar’a sığınmıyorlar, Yunanistan’a sığınıyorlar. Çünkü huzur ve demokrasi istiyorlar. İnsanlığın en önemli iki değeri özgürlük ve adalettir. Siz eğer ülkenizde özgürlüğü ve adaleti sağlayamıyorsanız lanet olsun sizin yönetiminize. Türkiye’de ikisi de yok.”

Editör: Haber Merkezi